AVÂRIZŞimdi bu mebhasda ehliyete mütearrız olan bir takını şeylerden bahsedeceğiz ki, bu ilim ıstılâhıında bunlara (avârız-ı ehliyet) tesmiye olunur. Avârız, arızanın veya arızın cem'idir. Bir kere maddelerinden hangi kelime tashif olunsa hep zuhur ma'nasmı mütazam-mın olur. Meselâ kapalı bir kutu açılınca içindeki şey görünür, zâhir olur. İşte Araplar bu ma'nayı ifade ve meselâ bir adam bir kutu açtığı vakit içinde bir şey zuhur ettiğini anlatmak için derler. Fakat zuhur dahi ma'nay-ı men'i müstelzimdir. Yani bir şeyin zâhir olması, meydana çıkması halet-i asliyeyi izaleyi de müstelzim olur. Tabiidir ki, bir şey meydana çıkınca artık eski hâl kalmaz. Zuhur, men'i de müstelzimdir. Şimdi ehliyete nazaran avârız denilince anlaşılıyor ki, bir takım şeyler var, bunlar ehliyete arız oluyor, tareyan ediyor, meydana öyle bir şey çıkıyor ki, o şey halet-i asliyeyi de men' ve izale eyliyor. Meselâ: nevm ve nisyan avârızdandır. Bunlar ehliyete taarruz ediyor. Eğer nevm ve nis-yan olmasaydı ehliyet halet-i asliyesi üzerine cereyan edecek idi. Nevm ve nisyan ehliyetin halet-i asliyesi üzerine cereyanına mani' oldu. İşte uruzun bir kere böyle zuhur ve tebeddiden müştak olarak ba'de'l adem hudus ve tareyan ma'nası vardır. Bu da halet-i asliyenin men' ve izalesini müstelzimdir. Yani uruza (men' ve izale) lâzımdır. Ve bir şey bir şeye lâzım gelince o şeyin o şeyden münfek olmaması icap eder. Şu hâlde nerede bir uruz yani zuhur ve tebeddi görülürse orada hâlet-i asliyenin cereyanı memnu' veya zail olur. Fakat avârıza yalnız bu ma'na verilirse o vakit bu ma'na bazı avârızı mütenavil olmaz. Meselâ (sigar) için kaabil-i tatbik olmaz. Binâenaleyh ârizm diğer ma'nasmı da bilmek lâzım gelir ki, o da sı-fât-ı zatiye ve mahiyet-i asliyeye münafi ve gayr-i lâzım olan şey ma'nasıdır. İşte (sigar) 'bu ma'naya göre avârızdan olur. Velhasıl avârıza, avârız tesmiyesinin vechi ya zuhur ve hudusiyle halet-i asliyeyi men' ve tağyir etmesinden veyahut sıfât-ı zatiye ve mahiyet-i asliyeye münafi ve gayr-i lâzım bulunmasından ileri gelir. * * * Avârız, ehliyet-i vücûb ve edaya ânz olarak ikisini veya birini izale eden veyahut onların bazı ahkâmında tegayyür husûle getiren umurdur. İşbu: avârız iki nevi'dir. 1- Avârız-ı semaviye 2- Avârız-ı müktesebe Ehl-ı lisanın örf ve âdâtmdandır, abdin kesb, irade ve ihtiyarı olmayarak çıka gelen şeyleri semaya nisbet ederler. (Meselâ yağmura semavi demek gibi) . Bir şeyde ki, abdin kesb, irade ve ihtiyarı yoktur. Onun vukuunu semaya nisbetle ifade etmek erbab-ı lisanın âdâtındandır. İşte avârız dahi abdin kesb, irade ve ihtiyarı bulunmamak i'tibariyle (semaviye) ve abdin gerek kesb tarîkıyla ve gerek izale etmemek suretiyle dahli bulunması i'tibariyle de (müktesebe) kısımlarına taksim olunur.
|