Soru:
Mâlikî’yi taklit eden birinin parmağı
kanasa, bantlayıp abdest alsa, kan yine akmaya devam etse, o abdestle namaz
kılabilir mi? Vaktin sonunu mu beklemesi gerekir?
CEVAP
O
kimse, diş dolgusu sebebiyle Mâlikî’yi taklit etmese bile, yarasını sarar, abdestini
alır ve Mâlikî’yi taklit edip o
abdestle namaz kılabilir.
Yolda,
nakil vasıtalarında ve alışverişte [karşı cinse] temas korkusu olan Şâfiî mezhebindeki bir kimse, Hanefî veya Mâlikî
mezhebini taklit etmelidir.
Bir
iş yaparken, özrü hâsıl olup, bu işin kendi mezhebindeki şartlarından birine
uyması güçleşen kimse, bu işi, dört mezhepten herhangi birinin şartlarına
uyarak yapar. Bu ikinci mezhebin, bu iş için olan şartlarının hepsine uyması
lazım olur. Bu şartlardan birine uyması zor olur, fakat kendi mezhebinde kolay
olursa, bu işi yapması sahih olur. İki mezhep zaruri telfîk edilmiş olur. Kendi
mezhebinde de zor olur ise, kendi mezhebindeki birinci şartı yapmaması caiz
olur. Fakat Eshab-ı kiramdan birinin ictihadına göre caiz olabileceğini
düşünmek iyi olur.
Buradaki
ifadeler dikkatlice okunur ve doğruluğuna inanılırsa, mesele rahatça çözülür.
Elimiz kanıyor, Mâlikî mezhebinin
şartlarını da gözeterek Mâlikî’yi
taklit ediyoruz, mesele kalmıyor. Mâlikî’nin
şartlarından birine uymamız zor olur, fakat kendi mezhebimizde kolay olursa,
parmağımız kanadığı halde, yine kendi mezhebimize göre namazı kılıyoruz. Kendi
mezhebimizde de, zor bir durum varsa, yani hiçbir mezhepte çare yoksa, Eshab-ı
kiramdan birinin ictihadı böyle olabilir diye düşünürsek yine namazımız sahih
oluyor.
Hastalık
veya ihtiyarlık sebebi ile yani zaruretle idrar kaçıran Hanefî’nin, tekrar abdest alması, harac,
zahmet olacağı için, bu kimse, Mâlikî
mezhebini taklit ederek, hemen özür sahibi olur, abdesti bozulmaz.
Tâbi
olduğu mezhebe uyarak, bir işi yaparken, harac hâsıl olursa, bu iş, diğer üç
mezhepten, harac bulunmayan birini taklit ederek yapılır.
[Mesela
eli kanayan, yarasını bantlayıp abdestini alır, Mâlikî
mezhebinin şartlarını da gözeterek Mâlikî’yi
taklit ederek namazını kılar.]
Namazda
iken, teşehhüd miktarı oturmadan evvel, abdesti kendiliğinden bozulursa, hemen
gidip tazeleyip, namazına devam edebilir ise de, baştan kılması efdaldir.
Tekrar bozulursa veya abdest almak güç olursa, namaza dururken Mâlikî mezhebini taklit eder. Maliki mezhebinde, hastaların, ihtiyarların
namazları bozulmaz.
Harac bulunduğu zaman,
başka mezhebi taklit etmek için, zaruret de bulunması şart değildir.
[Mezhep
taklidi için zaruret şart değil, harac, güçlük ihtiyaç olması yeterlidir.]
Harac
olunca, zaif rivayet ile amel olunur.
Harac
olduğu zaman zaif olan kavil ile amel etmek evladır.
Hastalık
veya ihtiyarlık sebebi ile yani zaruret ile idrar kaçıran Hanefî’nin, tekrar abdest alması, harac,
zahmet olacağı için, bu kimse, Mâlikî
mezhebini taklit ederek, hemen özür sahibi olur, abdesti bozulmaz.
İhtiyaç
olduğu için hazırlanan karışımlardaki iki maddeden biri temiz ise ve necis
olanın yerine temizini kullanmakta harac varsa, birinci kavle göre karışımın da
temiz olacağı anlaşılmaktadır. İspirtolu ilaçlar, kolonya, mürekkep ve
vernikler ve boyalar böyledir.
İslam
Ahlakı kitabındaki başka mezhebi taklitle ilgili birkaç ifade:
Yapılan
bir şeyin, bir farza mani olmasını veya haram işlemeye sebep olmasını önlemenin
meşakkatli, güç olmasına harac denir.
İnsanın
yaptığı bir şeyden dolayı, âlimlerin bu sözlerine uymakta harac olursa, seçilmemiş,
zayıf sözlerine uyulur. Buna uymakta da harac olursa, bu hüküm, başka mezhebi
taklit ederek yapılır.
Kendi
mezhebine göre, bir farzı yaparken veya bir haramdan sakınırken, harac hâsıl
olursa, harac bulunmayan, başka bir mezhep taklit edilerek, bu haracdan
kurtulmalıdır. Harac, bir işi zahmet ile yapmak veya hiç yapamamak demektir.
Harac bulunmayan başka mezhep yoksa, haraca sebep olan şey, zaruret ile mevcut
ise, bu farzı yapmak veya haramdan sakınmak affolur.
[Eğer
başka mezhebi taklit imkânı yoksa, yani o mezhep de bu işi caiz görmüyorsa, o
işi de yapmak gerekiyorsa, o haramı işlemek veya farzı tehir etmek caiz
oluyor.]
Şarap,
ispirto ve alkollü içkilerin hepsi kaba necasettir. Su ile toprak
karıştırıldığı zaman, bu ikisinden biri temiz ise, meydana gelen çamurun temiz
olacağı ve bu kavlin sahih olduğu ve fetvanın da böyle olduğu, Bahr kitabında
ve İbni Abidin’de yazılıdır. Bu fetvanın zayıf olduğunu bildiren âlimler de
varsa da, harac olduğu zaman, zayıf kavil ile amel olunacağı, İbni Abidin’de ve
Hadika’da yazılıdır. Buna göre, bir ihtiyacı karşılamak için hazırlanan
kolonya, vernik ve ispirtolu ilaçların ve boyaların, alkol ile karıştırılan
maddeleri temiz ise, karışımların da temiz olacakları anlaşılmaktadır.
Mâlikî’yi
taklit edenin, harac olunca, vitir namazını terk etmesi caiz olur.
[Vitir
namazı vacibdir, muhakkak kılınması lazımdır. Mesela yolculukta, akşamla
yatsıyı cem etmek caiz olunca, vitir cem edilemiyor. Gece kalkıp kılınmasında
bir güçlük varsa, Mâlikî mezhebi
taklit edilerek, vacib olan vitri terk etmek caiz oluyor.]