Geri

   

 

 

İleri

 

3. BAB: BİR TAKIM KELİMELERİN BEYÂNI HAKKINDA

1. NEVİ: BİR VECİH ÜZERE GELEN KELİMELER “Kattu” KELİMESİ

Üçüncü bab mu'rib olan kimsenin ihtiyaç duyduğu bir takım keli-melerin izahı hakkındadır, bu kelimeler yirmi tanedir. Bu yirmi kelimede (manaları itibarıyla) sekiz kısımdır. Sekiz kısımdan

Birincisi bir vecih üzerine gelen (yani tek manası olan) kelimelerdir. Bir vecih üzere gelen bu kelimeler de dört tanedir.

Birincisi ......... kelimesidir. Bu ..........kelimesi fasih olan lugâta göre ...... harfinin şedde ve zammesi ile okunur, ....... kelimesi geçmiş zamanın tümüne zarftır. Misali; .......... "Ben o işi ömründen geçmiş zamanın hiç birinde yapmadım." gibi. Halkın ........ "Ben o işi ömrümün gelecek zamanının hiç birinde yapmayacağım" sözü hatadır.

“Avdu” KELİMESİ

Bir vecih üzerine gelen kelimelerden

İkincisi ........ kelimesidir. Bu .........kelimesinin evveli (ayın harfi) fethayla, ahiri de üç harekeyle (dat harfi zamme, fetha ve kesreyle) okunabilir, ......... kelimesi gelecek zamanın tümüne zarftır. Zaman avd (bedel, karşılık, yerine geçen) diye isimlendirilir.

Çünkü ne zaman ki bir zaman gitse, geçse o geçen zamanın yerine başka bir zaman ivaz olur, geçer. Sen ....... dersin. (Yani bu ..........kelimesini nef’...... ile beraber gelecek zamanın tümünü kaplamak için kullanırsın.) .........Kelimesi de aynı ........kelimesi gibi gelecek zamanın tamamını kaplamak içindir. Misali; ........ terkibi gibi. Sen bu misalde üi kelimesi için gelecek zamanın tamamını kapsayan bir zarftır dersin.

 “Ecel” ve “Belâ” KELİMELERİ

Bir vecih üzerine gelen kelimelerden

Üçüncüsü ....... kelimesidir. kelimesindeki lâm harfi sakin okunur. Bu ........ kelimesi haberi tasdik (doğrulamak) için olan bir harftir. (Haberde müsbet (......umlu) menfi  (......umsuz) olarak ikiye ayrılır. Müsbet habere misal; ....... "Zeyd geldi" , (menfi habere misal;) ............... "Zeyd gelmedi" denilir. Sen (verilen bu haberleri doğrulamak için) ........ yani "sen doğru söyledin" dersin.

Bir vecih üzerine gelen kelimelerden

Dördüncüsü ......... kelimesidir. Bu ....... kelimesi ister (istifham harfinden) mücerred olan nef’......, isterse istifham harfiyle beraber olan nef’...... ile gelen kelâmı mucebe (......umluya) çevirmek içindir. İstifham harfinden mücerred olan menfi kelâmın muceb olmasına misal; ......... ayeti kerimesi gibidir. Burada menfi olan ......... kelamı ....... kelimesi ile mucebe dönüşmüştür. İstifham harfiyle beraber olan menfi kelamın muceb olmasına misal; ........ayeti kerimesi gibidir. Burada menfi olan ......... kelamı ..........kelimesi ile mucebe dönüşmüştür. Ben sizin rabbiniz değil miyim sorusuna karşılık manada "evet, sen bizim rabbimizsin" şeklindedir.

2. NEVİ: İKİ VECİH ÜZERE GELEN “İzâ” KELİMESİ

Sekiz kısımdan

İkincisi iki vecih üzerine (yani iki manası olan) gelen Iil kelimesidir. Bu ..... kelimesi hakkında bazen, müstakbel zaman için zarf, şartını cezmedip cevabıyla mensub olan bir kelimedir denilir, ..... kelimesi için söylenilen bu tarif mu'riblerin söylemiş oldukları" ...... kelimesi çoğu zaman kendisinde şart manası bulunan ve müstakbel zamana zarf olan bir kelimedir" tarifinden daha faydalı daha kısa ve özdür. İşte bu ...... yı şaıtıyye kelimesi cümleyi fiiliyye ye hastır. Bazen de bu tel kelimesi hakkında; müfacee (ansızlık bildiren) harfi denilmiştir. Müfacee harfi olduğunda ekseriyetle cümleyi ismiyyeye ye has olur. Muhakkak ki ...... yı şartıyye ......müfacee Allahü teâlâ’nın..........   kavlinde toplanmıştır. (Ayeti kerimedeki birinci ...... şartıyye,

İkincisi ise müfaceedir.)

3. NEVİ: ÜÇ VECİH ÜZERE GELEN KELİMELER

“İz” KELİMESİ

Sekiz kısımdan

Üçüncüsü üç vecih (mana) üzerine gelen kelimelerdir ki, bunlar da yedi tanedir. Bunlardan

Birincisi ........... kelimesidir. Bu ..... kelimesi hakkında geçmiş zaman için zarftır, denilir, ...... kelimesi haberî olan isim ve fiil cümlesi üzerine dahil olur. (Cümleyi ismiyye üzerine dahil olmasının misali;   ........ ayeti kerimesi gibi. (Cümleyi fiiliyye üzerine dahil olmasının misali;  .......... ayeti kerimesi gibi. ........kelimesi bazen müfacee harfi olur. Misali şairin ........kavli gibi. Bazen de ...... kelimesi ta'lil (bir şeyin sebebini açıklayıp delil getirmek) için olur. Misali Allahü teâlâ'nın ......... kavli gibi. Buradaki ...... ta'lil için olduğundan dolayı, mana "zulmünüzden dolayı" şeklindedir.

 “Lemma” KELİMESİ

Üç vecih üzerine gelen kelimelerden

İkincisi ..........kelimesidir. Bu ............ kelimesi hakkında ............ gibi terkiplerde, harfi vücud ........... vücuttur, denilir. (Yani birinci cümlenin sabit olmasından dolayı ikinci cümlenin sabit olduğunu ifade eden bir harftir, denilir.) .......... bu durumda fiili maziye has olur, dahil olur. Farisî denilen alim ve (İbni Cinnî) gibi ona tabi olanlar ......... kelimesinin manasında olan bir zarf olduğunu zannetmişlerdir.

Bu ......... kelimesi hakkında ......... gibi terkipler de muzariyi nefyeden, manasını maziye çeviren, nefyini (tekellüm zamanına) bitiştiren, sübûtunu beklenir bir hale getiren cezm harfidir, denilir. (Gerçekten de ......... o muzari fiilin sübûtunu beklenir hale getirir.) Çünkü görülmez mi ki (görülsün) ayette ki mana, o kafirler azabı o ana kadar tatmamışlar ve bununla beraber o azabı tatmaları bekleniyor, şeklindedir.

Bu ......... kelimesi hakkında ......... gibi terkiplerde .......... 'nin şeddeli okunması durumunda da istisna harfidir denilir. (Gerçektende .......... şeddeli ukunduğu durumda istisna harfidir) Çünkü görülmez mi ki ayetteki mana "hiçbir nefis yoktur ki ancak onun üzerine bir koruyucu vardır" şeklindedir.

 “Ne’am” KELİMESİ

Üç vecih üzere gelen kelimelerden

Üçüncüsü ......... kelimesidir. Bu ........ kelimesi hakkında (ister müsbet, ister menfi olsun) haberden sonra vakî olduğu zamanda tasdik harfidir, denilir.

Müsbet haberin misali; ......... "Zeyd kalktı" cümlesi gibi. Menfi haberin misali; ....... "Zeyd kalkmadı" cümlesi gibi. (Bu iki cümleyi doğrulamak için sen ........ "evet" dersin.)

Bu  ........ kelimesi hakkında istifham (soru)dan sonra geldiği zamanda i'lâm (bildirme) haıfidir denilir. Misali; .......... "Zeyd kalktı mı?" sora cümlesi gibi. (Bu soruya cevap olarak .......denilir.) Bu ........kelimesi hakkında bir de talepden sonra geldiği zamanda vaad (söz verme) harfidil-, denilir. Misali; ...... "Falancaya iyilik et" cümlesi gibi. (Bu isteyi sen de talep eden kimseye vaad olarak ........ dersin.)

Üç vecih üzere gelen kelimelerden

“İy” KELİMESİ

Dördüncüsü .......... kelimesidir. ........kelimesi hemzenin kesresi ve ya harfinin sükûnu ile okunur. Bu ........ kelimesi kelimesinin mertebesindedir. (Yani harfi gibi haberden sonra geldiğinde tasdik, istifhamdan sonra geldiğinde i'lâm, talepten sonra geldiğinde de vaad harfidir.) Ancak bu kelimesinin kelimesinden farkı ..........kelimesinin kaseme has olmasıdır. Misali: ........... terkibi gibi. (Burada ....... kelimesi kasem kelimesi olan ......... 'ye dahil olmuştur.)

 “Hatta” KELİMESİ

Üç vecih üzere gelen harflerden

Beşincisi...... kelimesidir. Vecihlerden

Birincisi harfi cer olmasıdır. Harfi cer olduğu zaman iki şey (kelime) üzerine bitişir.

1. İsmi zâhir. ........ kelimesi ismi zahir üzerine bitiştiği zaman ilâ " ......." (gaye, bir işin sonu) manasına gelir. Misali; ......... (fecrin doğduğu zamana kadar) gibi.

2- Mukadder bir ........ 'i mastariyye ile isme te'vil olunmuş fiili muzariye bitişir. Müevvel muzariye bitiştiği zaman bazan ismi zâhirde olduğu gibi Jl manasında olur (misali;)  ......... "Musa (a.s.) bize dönünceye kadar" bu misalde ........'i mukadder fiili muzariyi nasb etmektedir. Misalin aslı; ...... şeklindedir. Bu misal .......... tevilindedir. Aynı zamanda bu misalde bir de muzaf (......) takdir olunur. Çünkü mastarın kendisinde hasıl olması için muhakkak bir zamana ihtiyacı vardır. Bu neticede takdir; .......... olmuştur. Ve bazan da key " ....."" ta'lil, (bir şeyin nedeninii açıklama) yani için anlamına gelir) manasında olur. Misali; .......... gibi. Bu terkibin aslı ise ........ 'i mastariyyenin takdiri ile .......... gibi. Bu misalde kelimesi ta'lil (illet beyanı) içindir. Bu kelimesi her iki veçhe (.... ve .... manasına) ihtimalli olarak da gelebilir. Misali Allah (c.c.)'nun ......... sözü gibi. Bu misalde ......... kelimesi ilâ ........... manasında olduğu halde takdir ...... (dönüne ey e kadar) olabildiği gibi key (...) manasında olduğu durumda ...... (dönmesi için) takdirinde de olabilir. İbn-i Hişam el-Hadravî ve İbn-i Mâlik, .......... kelimesinin (kendisinden soma gelen, kendisinden önceki gelen şeye gaye veya sebep olmadığı zaman) illâ "....." yı istisnaiyye manasında olduğunu zannettiler. Misali şairin şu sözü gibi;

Bu misalde jp- kelimesinden sonraki öncekine illet veya gaye olmadığı için burada ..... kelimesi istisnayı munkatı için olan illâ ...... manasına gelmiştir. (Beytin inanası inşaallalı izah kısmında açıklanacaktır.)

Not: Musannifin kelamında İbn-i Hişam ve İbn-i Mâlik için onların yanlış görüşte olduklarını ifade eden (zan etti) kelimesini kullandığı dikkat çekmektedir. Yanlış görüşte olmalarının sebebi, ....... kelimesinin ......... manasında olduğuna dair kat'i bir delil getirememiş olmalarıdır. Çünkü misaldeki hattâ ....... kelimesi ...........manasında olmaya da ihtimallidir. İhtimalli olmak ise delili çürütmektedir ve delil çürütülünce dava da batıl olmuş olur.

........ Kelimesinin vecihlerden

İkincisi ise vav "....." gibi mutlak cem'i (tertip ifade etmeksizin iki şeyin, (ma'tuf, ma'tufun aleyhin) bir hükümdeki beraberliğini) ifade eden harfi atıf olmasıdır. Fakat vav'm aksine ......... kelimesi ile atıf olunan şey (ma'tuf) için iki şartın bulunması lazımdır.

1-              Ma'tuf olan şeyin, ma'tufu aleyhin cüzü (parçası) olması

2-              Ma'tuf olan şeyin, ma'tufu aleyhin bir konuda (Şerefli olmak veya zıttı gibi) nihayeti (doruk noktası, şeref veya zıttı bakımından son derecede olmak gibi) olması.

Misali;   .......... cümlesi gibi. Bu misalde hatta kelimesi harfi atıf olmuştur. Çünkü Peygamberler insan olmakla birlikte insanlığın şeref bakımından en üstün derecesindedirler. Ve ...... gibi. Bu misalde hatta ....... kelimesi aynı şekilde atıf için olmuştur. Çünkü ......... (hacamatçılar) insanlardan olup insanlığın meslek bakımından en düşük seviyeli mesleğini icra etmektedirler.

Şairin ............sözü her iki gayeyi (şeref ve zıddını) cem etmiştir. Bu misalde bulunan ......... lafzı ........lafzının cemisidir. ........ ise güç bakımından son dereceye ulaşmış (kahraman) kimse demektir. Ve küçük çocuklar ise güç bakımından (kahraman insanların zıddına) en düşük seviyededirler.

.........Kelimesinin üçüncü vechi ise harfi ibtida (başlangıç harfi) olmasıdır. Bu durumda üç şey üzerine dahil olur, bitişir.

1. Fiili mazi üzerine. Misali; ........... gibi.

2. Merfu fiili muzari üzerine. Misali; Fiili muzariyi ref okuyan

 (Nafı)'nin kıraatındaki ........... gibi.

3. Cümleyi ismiyye üzerine. Misali; ........... misali gibi.

Not: Musannıf ........... kelimesini dört manada geldiği halde, üç manaya gelen kelimeler arasında zikr etmiştir. Bu hatta ..........nın .........ve .......manasında olmasını, harfi cer manasında olmasıyla aynı kabûl edip iki manayı tek mana gibi yapmasına binaendir. Yani musannif bu manaları taksim ederken harfi cer olmasına itibar etmiştir.  ........ ve ......... manasında olmasına değil.

“Kella” KELİMESİ

Üç vecih üzere gelen harflerden

Altıncısı .... kelimesidir. Kendisi hakkında ....... ayetinin benzeri makamlarda harfi zecr ('hayır' manasında olan menetme harfidir) denilir, ........ ayeti celilesinde ise harfi tasdik ('evet' manasında olan doğrulama harfidir) denilir. Ve Ebû Hatim ise ........ yı istiftahiyye (başlangıç ve tenbih ......... sı. İyi bilin, bilmiş olun, manasında dikkat çekmek için kullanılır) manasında demiştir. '"....... kelimesinin ......... 'yı istiftahiyye manasında olmasında ihtilaf vardır. İbn-i Malik kelimesinin ....... ile ........ manasını cem ettiğini, yalnız başına ........ manasında gelemeyeceğini söylemiştir. Bazı nahivciler ise yalnız olarak ......... manasında gelebileceğini söylemişlerdir.

“Lâ” KELİMESİ

Üç vecih üzerine gelen harflerden

Yedincisi ...... "lâ" harfidir. Bu lâ harfi, nef’...... harfi, neh'...... harfi ve zait harf olur.

Nef’...... harfi olduğu zaman nekirelerde amel eder ve bu durumda çoğu zaman .......... kelimesi gibi amel eder. Misali; ........ terkibi gibi ve bazan da ........kelimesi gibi amel eder, misali; ........ terkibi gibi. (Harfi nef’...... olan lâ ......kelimesi kelimesi gibi amel ettiği vakit marifeye de bitişebilir.)

Neh'...... harfi olan lâ ....... kelimesi fiili muzariyi cezm eder. Misali; ......... misallerinde olduğu gibi. Zait harf olan lâ .......... kelimesi kelamda bulunması bulunmaması gibidir. (Hiçbir manâ ifade etmez.) Misali; ......... misalinde olduğu gibi.

4. NEVÎ: DÖRT VECİH ÜZERE GELEN KELİMELER

“Levlâ” KELİMESİ

Sekiz neviden dördüncü nevi, dört vecih üzere gelen kelimelerdir. Bunlar dört tanedir.

Birincisi ...... kelimesidir. .......... kelimesi hakkında bazan şartının vücudu, sebebiyle cevabının mümteni olmasını gerektiren harf denilir. Bu durumda ........ kelimesi haberi genelde hazf olunmuş olan cümleyi ismiyyeye hastır. Misali: ....... gibi. Bazı zamanda tahdid ve arz harfidir, denilir. Tahdid, sertçe yapılan talep arz ise yumuşak bir şekilde yapılan taleptir. ......kelimesi tahdid ve arz harfi olduğu zamanda fiili muzari veya fiili muzari manasına te'vil olunmuş fiili maziye has olur. Tahdidin misali; ...... âyet-i kerimesi gibi. Arzın misali: ......... âyet-i kerimesi gibi. Ve bazı zamanda tevbih (azarlama) harfi denir. Bu durumda yalnız fiili maziye bitişir. Misali; ...........âyet-i kerimesi gibi.

Herevî ....... kelimesinin istifham içinde olabileceğini söyleyip şu iki misali verdi; .......

Doğru olan ........ kelimesi ...... misalinde arz ve ........ misalinde tahdid içindir. Herevi kelimesinin ....... manasında nefy edatı olmasını da ziyade etti ve ....... ayetini buna misal olarak getirdi. Doğru olan ......... kelimesi ayeti celilede ........ manasında tevbih (azarlama) edatıdır. ........ nın ....... manasında olması Ahfeş, Kisai ve Ferra'nın görüşüdür. Bu manada olmasını Ubeyyin bu ayeti ........... olarak okuması te'yid eder. Ve Herevi'nin zikretmiş olduğu nefy manası tevbihin lazımıdır. Çünkü tevbihin mazi fiille birlikte gelmesi, o fiilin vukû bulmadığına işarettir.

KESRELİ ve ŞEDDESİZ OLAN ELİF NUN MADDESİ

Dört vecih üzere gelen dört kelimeden

İkincisi hemzesi meksur ve nûn'u şeddesiz olan "....." kelimesidir. Bu ......... kelimesi hakkında .......... ayetinin benzeri yerlerde şart edatı,  ........ ayeti celilesinin benzeri yerlerde ise nefy edatıdır, denilir. Her iki vecih (..... 'in şart ve nefy edatı olması) Allah Teâlâ’nın ....... sözünde toplanmıştır. (Bu ayetteki birinci .... şart,

İkincisi ise nefy edatıdır.) Ve bu ....... kelimesi hakkında   ........ âyet-i keri-mesinde nunu şeddesiz okuyanın kıraatında ........  ayet-i celilesinin benzeri yerlerde lemmâyı şeddesiz okuyanın kıraatında nun'u şeddeli olan ...... 'den tahfif olunmuştur, denilir.

Bu iki misalden

Birincisi olan ........ ayetinde nun'u şeddesiz okumak İbn-i Kesir ve Nâfî'nin kıraatidir. Bu ayette eğer nun şeddeli oku-nursa misal .......'i muhaffefe bahsinden çıkar. Çünkü bu durumda nun, nun-u sakiledir (şeddeli nundur). Ayrıca bu birinci misal (nun'un şeddesiz okunduğu zaman) nun'u muhaffefenin kendisine olduğu gibi muhaffef (şeddesiz) olduğu halde amel edebileceğinede misaldir. Çünkü ayetteki ..........kelimesi nunun her iki halinde de mensubtur. iki misalin

İkincisi olan ......... ol ayetinde ........kelimesini ....... şeklinde şeddesiz okumak ise Ebû Ca'fer, İbn-i Amir, Hamza ve Asım'ın haricindeki kıraat imamlarının kıraatidir. Bu ayette ........ kelimesi şeddesiz okunduğu zaman ...... (lâm) lâm-ı fâsıla ( yani ......... 'i muhaffefeyi nefy edatı olan ......... den ayıran lâm) ..... (mâ) ise zait harf olur. Bu durumda ........ ise şeddeli olan ............ den tahfif olunmuştur. Âyet-i kerimedeki ....... kelimesini bu şekilde şeddeli okuyan kıraata göre .......... kelimesi .......... manasında olan istisna edatı, .......... kelimesi ise ........nefy edatı olur. (Zira ....... manasında olan ......... nefy'den sonra gelir.) Bu misal ......... kelimesi şeddesiz okunduğu vakit ......... 'in ......... den hafifletildiğinde olduğu gibi ......... 'i muhaffefenin amelden ihmaline de misaldir.

Ve bu ......... kelimesi hakkında ......... misalinin benzeri yerlerde zait harftir denilir. ........ ve ...... kelimeleri bir yerde beraber geldiklerinde eğer .......... önce ise, kendisi nefy edatı, .......... de zait harftir. Eğer ........... önce gelirse kendisi şart edatı, .......... ise zait harftir. Bu ikinci kısmın misali; ...........terkibi gibi.

FETHALI ve ŞEDDESİZ OLAN ELİF NUN MADDESİ

Dört vecih üzere gelen dört kelimeden

Üçüncüsü; hemzesi fethalı, nun'u ise sakin olan ......... kelimesidir. Bu ......... kelimesi hakkında ....... ve gibi yerlerde fiili muzariyi nasb eden ve bitişmiş olduğu fiil ile mastar te'viline giren (......'i mastariyye) denir. Bu ....... kelimesi hakkında ........gibi yerlerde zait harftir denir. ....... kelimesi ...... kelimesinden sonra geldiği bütün yerlerde ....... zait harf olarak gelir. Bu ...... kelimesi hakknında .........i gibi yerlerde tefsir harfidir denir. Ve ....... kelimesi kendisine harfi cer bitişmez ve kendisinden ......maddesinden olduğu halde, bu maddenin manası bulunan bir cümleden sonra gelir ise tefsir edatı olur. Durum böyle olunca ........ ayetindeki ....... tefsir edatı değildir. Çünkü ondan önceki müfesser (açıklanan şey) cümle değildir ve aynı şekilde ...... misalindeki ....... de tefsir  edatı değildir. Çünkü kendisine harfi cer bitişmiştir.

Bazı alimlerin ..... ayeti hakkıdaki (ayetteki ....... kelimesinin tefsir edatı olduğuna dair) görüşleri, eğer bu ....... kelimesi ...... nün değilde ........' nin tefsiridir şeklinde algılanırsa bu görüş men olunur. Çünkü bu durumda ......... cümlesinin Allah'ın (c.c.) sözü olması gerekir. Bu da doğru olmaz. Veya bu görüş ....... kelimesinin ....... 'nün tefsiri olduğu şeklinde algılanırsa ...... maddesinin harfleri bu görüşü meneder. (Çünkü müfesserin ...... maddesinin manasında olduğu halde bu maddeden olmaması lazımdır) Zamahşeri eğer ...... kelimesi ......kelimesi ile te'vil olunur ise ....... 'in ...... den tefsir olmasına cevaz verdi.

(Bu durumda ....... kelimesi hakiki ...... maddesinden sonra gelmiş olmaz. Çünkü madde manadan mücerred olarak düşünülmez. Bu iki parçadan herhangi birisi yok olduğu vakit bu madde hakiki kavi maddesi olmaktan çıkar. Ayette Zamahşeri'nin yapmış olduğu te'vil gibi.) Ve Zamahşeri bu ayette ....... kelimesinin (müevvel mastarın ayetteki ...... zamirinden bedel değil de atfu beyan olması şartı ile) ..........mastariyye olmasına cevaz verdi. Doğru olan Zamahşeri'nin sözünün tersidir. Yani müevvel mastarın zamirden atfu beyan değil de bedel olmasıdır, (sebebini kelime manasında açıkladık.) Ayette müevvel mastarın ....... deki ...... dan bedel olması caiz değildir. Çünkü bu durumda ...... mastarında ...... kelimesinin  amili olan ...... fiilinin amel etmesi gerekmektedir ki, bu da caiz değildir. (Çünkü .......... müfred kelimelerde amel etmez, yalnız cümlelerde amel eder.) Ve ........ ayeti celilesinde ...... kelimesinin tefsir harfi olması caizdir. Bu cevaz ...... kelimesinin tefsir edatı olmasını (vahyin kavi manasında olmayıp ilham manasında olması sebebi ile) men eden (Râzi) nin hilafınadır. Bu ......... ayetinin (...... kelimesinin kendisinde tefsir edatı olmasının mümkün olması hususunda) benzeri dJİill ...... AJI ayeti celilesidir. Çünkü kavilden maksat bildirmektir. Vahy ise her yerde bu manada gelmektedir. (Not: Vahyin heryerde kavi manasında olması Zamahşeri'nin görüşüdür. Razi ise ....... ayetinde vahyin kavi değil de ilham manasında olmasını savunmaktadır. Ve musannif rahimehullah, Mugni'l-lebib isimli kitabında Razi'nin görüşünü tercih etmiş görülmektedir.) Ve bu ...... kelimesi hakkında ...... ve .........' yü ref okuyan (Kisai, Ebû Amr, Hamza ve Yâkub'un) kıraatındaki        ...... Iayetinin benzeri yerlerde ......'den tahfif olunmuştur, denir. Ve ...... kelimesi kesin bilgi manasına gelen veya zan manasında olup, kesin bilgi manasına te'vil olunan fiillerden sonra geldiği bütün yerlerde tefsir harfi olur.

“Men” KELİMESİ

Dört vecih üzere gelen dört kelimeden

Dördüncüsü ........kelimesidir.

Bu ...... kelimesi .......... ayetinin benzeri yerlerde ismi şart, .......... ayetinin benzeri yerlerde ismi mevsûl, ......... ayetinin benzeri yerlerde ismi istifham ve dil ...... misalinin benzeri yerlerde ise nekire ve mevsuf bir isim olur. Ebû Ali el-Farisi bu ...... kelimesinin tam nekire olmasına cevaz verdi ve buna misal olarak da şairin ........ şiirim verdi.

Farisinin görüşüne göre bu şiiirde ...... lafzı ..........manasında fiilinin mahzuf zamiri olan failinden temyiz olup mezkur ...... zamiri ise mahsusu bilmedih olmuştur.

5. NEVİ: BEŞ VECİH ÜZERE GELEN KELİMELER

“Eyyü” KELİMESİ

Sekiz neviden beşinci nevi beş vecih üzere gelen kelimelerdir. Bu kelimeler iki tanedir.

Birincisi kelimesidir. ......... kelimesi ismi şart olduğu halde vâki olur. Misali: '.......... gibi. ismi istifham olarak vâki olur. Misali; ......... gibi.

İsmi mevsûl olduğu halde vâki olur. Misali; ........... Bu misalde ....... cümlesi ........ manasındadır. kelimesinin bu ayette mebni bir ismi mevsûl olduğunu Sibeveyh ve ona tabi olan nahiv alimleri söyledi ve İsmi mevsûl olan ...... kelimesinin mebni olamayacağını savunan Kûfeliler ve Basralı bazı alimler ise onun bu ayette ismi istifham olup, lafzan merfu mübteda ...... kelimesinin ise onun haberi olduğunu söyledi. Bu kelimesi nekire bir isme sıfat olduğu halde bir şeyin kemâline delâlet eden isim olur. Misali; .......... gibi. Bu misal ......... manasındadır. Ve aynı şekilde kemâl manasına delâlet ettiği halde marifeden soma da hâl olarak gelir. Misali; ............

Ve bu ...... kelimesi lâmı tarifli olan münada ile nida harfi arasında vuslat harfi olarak gelir. Misal   ...... terkibi gibi.

“Lev” KELİMESİ

Beş vecih üzere gelen iki kelimeden

İkincisi ...... kelimesidir. ...... keli-mesinin vecihlerinden

Birincisi onun mazi zamanda yapılan şart akdine delâlet eden bir şart edatı olmasıdır. Bu durumda onun için "o, şartı ile cezası arasındaki istilzam ile birlikte şartının mümteni olmasını gerektiren harftir," denilir. Misali: ......... manâsı: Eğer dikseydik o kimseyi bu ayetler ile iyiler derecesine yükseltirdik, âyet-i kerimesi gibi. ...... kelimesi bu ayette iki manâ üzerine delâlet etmektedir;

1- Allah'ın (c.c.) ayetlerden yüz çeviren kişiyi iyiler derecesine yükseltmeyi dilemesi uzaktır (mümkün değildir). Allah'ın (c.c.) bu kişiyi iyiler derecesine yükseltmeyi dilememesinden, o kişinin yükseltilmemesi gerekmektedir (yani şartın intifasından cezanın da intifası gerekmektedir) Çünkü o kişinin yükseltilmesi için Allah 'ın (c.c.) dilemesinden başka hiç bir sebep yoktur ve bununla birlikte Allah'ın dilemesi (şart) mümkün değildir. Bu ......ayet-i kerimesi şartın intifasından cezanın da intifasının gerekmesi hususunda  ...... manâsı: Allah'dan (c.c.) korkmasaydı isyan etmezdi, misalinin zıddınadır. Çünkü şart olan 'ın intifasından cevap olan ......... 'nın intifası gerekmektedir. Çünkü şart ile ceza arasında sebebiyet alâkası yoktur. Eğer şartın intifasından cezanın intifası gerekseydi, manâ: ......... (korktu ve isyan etti) olurdu. Bu misalde şartın intifasından cezanın intifası gerekmediği açıktır. Çünkü ceza olan ......... cümlesinin şart haricinde iki sebebi vardır.

Birincisi azap korkusudur ki, bu avâm in- sanlaıın yoludur.

İkincisi ise Allah'ı (cc.) yüceltmektir. Bu da özel insanların yoludur. Ve Hz. Ömer'in sözünden maksadı ise Suhayb'ın (Allah, ondan razı olsun) bu özel insanlar kısmından olmasıdır. Yani Suhayb da Allah korkusu olmasa bile ondan masiyet sadır olmaz. Bununla beraber de O'nda azap korkusu vardır.

(İ'kaz; Hadis kitaplarında, Suhayb radıyallahu anh hakkında söylenen ve hazreti Ömer'e nisbet edilen bu sözün aslının olmadığı zikredilmektedir.

Bu zikrolunan meselelerden dolayı mu'riblerin (...... kelimesi şartının mümteni olması sebebiyle cezasının mümteni olmasını ifade eden harftir) sözünün yanlış olduğu ortaya çıkmıştır. Doğru olan bu kelimesinin cevabının mümteni veya sabit olmasına herhangi bir etkisi yoktur, eğer ceza için şarttan başka bir sebep yoksa şartın intifasında cezanın intifası gerekmektedir ve eğer ceza için şarttan başka sebep var veya şart ile ceza arasında sebebiyet müsebbebiyet alâkası yoksa şartın intifasından, cezanın intifası veya subûtu gerekmemektedir. ...... kelimesinin ....... ayetinde delâlet etmiş olduğu ikinci mana şart olan ........ 'nın subûtunun ceza olan) ....... 'nın subûtunun gerekliliğidir. Çünkü sebebin subûtunun müsebbebin subûtunu gerektirmesi zaruridir. (Yani ikinci manâ ...... kelimesinin şart ile ceza arasındaki sebebiyet, müsebbebiyyeti ifade etmesidir) Zikrolunan .......... ibaresi, zikrolunan bu iki manayı içermiş ve ifade etmiştir.

2.  ...... Kelimesinin vecihlerinden İkincisi gelecek zamandaki şart akdini ifade eden harf olmasıdır. Bu durumda kelimesi hakkında, o ....... kelimesi ile eş anlamlı şart harfidir. Fakat o cezm etmez denilir. Misali; Allah'ın (c.c.) ...... sözü gibi. Bu ayette kelimesi ....... manasındadır. .Birde şairin; .........sözü gibi.

3.  ..........Kelimesinin vecihlerinden  Üçüncüsü onun ....... kelimesi ile eş anlamlı mastar harfi olmasıdır. Fakat bu ......... mastariyye fiili muzariyi nasb etmez. ......... Mastariyye çoğu zaman mazi fiil olan kelimesinden sonra gelir, misali; ........... âyeti gibi. Veya muzari fiil olan .......... kelimesinden sonra gelir. Misali; ......... âyeti gibi. Nahiv alimlerinin çoğu ........ mastariyyeyi kabûl etmemektedir, .......... kelimesinin vecihlerinden

4. Dördüncüsü temenni için olmasıdır. Misali; ......... âyeti gibi. Bu misalde ...... kelimesi ......kelimesi ile eş anlamlı bir temenni harfidir. Denildi ki; ...... kelimesi ........ kelimesi manasında olması sebebiyle ........... ayetinin devamında gelen .........fiili muzarisi mensup oldu. Bu ..........kelimesinin mensub oluşu Allah'ın (c.c ...... sözündeki ............nin ......... kelimesinin cevabında mensup olması gibidir.

(Yani fiili muzari her iki misalde de temenninin cevabı olarak gelir ve mahzuf ......'i mastariyye ile mensup olur. Bu sözün sahibi temenninin cevabında fiili muzarinin mensup olacağını savunup, ona .........ayetini delil olarak getirmektedir.

Bu .........ayeti celilesinde temenninin cevabında fiili muzarinin mensub olacağına dair hiçbir delil yoktur. Çünkü .........kelimesinin nasbının  ........ misallerindeki ve fiili muzarilerinin nasbı gibi olması caizdir. Bu durumda ........ misali delil olmaktan çıkar. (Bu misaldeki .....ve fiili muzarileri ....... ve isimleri üzerine atıftır ve cümlenin müfred üzerine atfedilmiş olmaması için mukadder ...... mastariyye ile müfred tevilindedirler. Bu iki fiil gibi .... ve ..... fiili muzarilerinin fiilinin faili olan zamiri muttasıl ve isimleri üzerine atfolunmalan sebebi ile mukadder ....... 'i mastariyye ile mensub olmaları caizdir.)

...... Kelimesinin vecihlerinden Beşincisi arz için olmasıdır. Misali; ...... gibi. Bu kısmı İbn-i Mâlik, Teshil isimli kitabında zikretmiştir. İbn-i Hisam el-Lahmî ...... kelimesi için bir mana daha zikretmiştir. Bu manâ da ...... kelimesinin taklil için olmasıdır. Misali; ....  hadisi şerifleri gibi.

6. NEVİ: YEDİ VECİH ÜZERİNE GELEN KELİME

“Kad” HARFİ

Sekiz neviden Altıncısı yedi vecih üzere gelen kelimedir. Bu kelime ...........kelimesidir. Vecihlerinden

Birincisi, ...........ismi fiili manasında isim olmasıdır. Bu durumda denildiği gibi cdenilir. (Yani kelimesi mu'reb isimdir. Bu nedenle ona nun'u vikâye bitişmez. Bu Kûfelilerin görüşüdür.) ..........Kelimesinin vecihlerinden

İkincisi fiili muzarisi manasında ismi fiil olmasıdır. Bu durumda ...... i denildiği gibi ........ denilir. (Yani .......... kelimesi mebni bir isim olup kendisine kıyasın haricinde olduğu hâlde nu'nu vikâye bitişir. (Not: Nun'u vikâyede kıyas fiile bitişmesidir.) Vecihlerinden

Üçüncüsü tahkik harfi olmasıdır. Bu durumda mazi ve muzari fiiller üzerine bitişir. Misali; ........ ve ..... âyetleri gibi. Vecihlerinden

Dördüncüsü tevakkû (beklenti) harfi olmasıdır. Bu durumda tahkik için olduğu zaman ki gibi mazi ve muzari fiiller üzerine bitişir. Sen .......... dersin, bu durumda ....... kelimesi

Zeyd'in çıkmasının beklendiğine delâlet eder. Bazı nahiv alimleri ...... keli-mesinin mazi fiile bitiştiği zaman tevakkû için olamayacağını zannetti. Çünkü tevakkû bir şeyin olmasını beklemektir. Mazi fiil ise vâki olmuştur. oî Kelimesinin mazi fiile bitiştiği zaman tevakkû için olabileceğini söyleyenler ...... kelimesinin mazi fiilin vâki olmadan önce beklendiğine delâlet ettiğini söylediler. Sen bu haberi ve işi bekleyenler için.......dersin, ....... Kelimesinin vecihlerinden

Beşincisi mazi fiilin hâl zamana yakınlığım ifade eden harf olmasıdır. Bu durumda hâl olarak gelen fiili mazi cümlesine bitişmesi lazımdır. Ya zahir olduğu halde bitişir. Misali; .......âyet-i kerimesi gibi. Veya mukadder olduğu halde bitişir. Misali; ...........âyet-i kerimesi gibi. İbn-i Usfur; kaseme müsbet ve mutasarrif bir mazi fiille cevap verdiğin zaman, eğer fiil hâl zamana yakınsa lâm ve ...........harfini birlikte getirirsin. Misali; ....... terkibi gibi. Eğer fiil hâl zamandan uzaksa yalnız lâm getirirsin. Misali; şairin ........... sözü gibi, dedi. Zamahşeri ......... ayeti üzerine konuştuğu zaman bu ayetteki ....... kelimesinin (dinleyen kişinin kendisi ile yemin olunan şeyi duyduğu zaman kasemin cevabım beklemesi sebebiyle) tevakkû için olduğunu zannetti.

........ kelimesinin vecihlerinden  Altıncısı taklil için olmasıdır. Taklil iki kısımdır.

Birincisi: fiilinin meydana gelmesinin taklili misali; ...........

İkincisi; fiilin mamülünün taklilidir, misali;    .............

"sizin kendisi üzere olduğunuz şey Allah'ın (c.c.) malûmatının en azıdır" .........gibi. (Bu misalde kelimesi ....... fiilinin mefulü olan ...... nin azlığını ifade etmektedir) Bazı nahiv alimleri ........ kelimesinin bu .....  misalinde tahkik için olduğunu ve daha önceki .......misallerindeki taklil manasının ....... kelimesinden değil, bilakis senin ........ sözünün kendisinden anlaşıldığını zannetti. Çünkü bu misaller eğer cömertliğin cimride, doğruluğun ise yalancıda az olduğu üzere hamlolunmazsa, bu kelam vâkı'a zıt olur. Çünkü bu dummda kelamın sonu olan      ve kelimeleri evveli olan spn ve ....... kelimelerini def eder.

.........Kelimesinin vecihlerinden Yedincisi teksir için olmasıdır. Bunu şairin ..... sözünde Sibeveyh ve ....... ayetinde Zamahşeri dedi.

7. NEVİ: SEKİZ VECİH ÜZERİNE GELEN KELİME

“Vav” KELİMESİ

Yedinci nevi sekiz vecih üzere gelen kelimedir. Bu kelime vav ..... dır. Sekiz vecih üzere gelmesi şöyledir; bizim için kendisinden sonra gelen şeyin merfu olarak geldiği iki vav vardır. Bu iki vavdan

Birincisi isti'naf (başlangıç) vavıdır, misali; ...... âyeti gibi.  

Çünkü ..... fiili muzarisindeki vav (ibtida vavıdır ve) şayet atıf vavı ol- saydı ...... fiili muzarisi mensup olacaktı. (Çünkü bu durumda fiili muzarisi üzerine atfolurıınası gerekecekti ki, bu fiili rrıuzari ise mukadder ......... mastariyye ile mensuptur.)

Ve hâl vavıdır. Bu vav hâl vavı diye isimlendirildiği gibi, ibtida vavı diye de isimlendirilir. (Çünkü bu vavdan sonra genelde mübteda gelir.) Misali; ......  terkibi gibi. Sibeveylı bu vavı ...... kelimesi ile takdir etmektedir. Bizim için kendisinden sonra gelen şeyin mensup olduğu iki vav daha vardır. Bu iki vavdan

Birincisi mefulü meah vavıdır.

Misali; ...... terkibi gibi. Bu iki vavdan

İkincisi de kendisinden önce nefy veya talep geçen fiili muzariye bitişen cem vavıdır. Misali; .......  ayeti ve şairin .......  sözü gibi. Kûfeliler bu cem vavını sarf vavı diye isimlendiriyorlar. (Çünkü bu vav kendisinden sonra gelen şeyi önce gelen şeyin i'rabından nasb i'rabına çevirmektedir.) Bizim için kendisinden sonra gelen şeyin mecrur olduğu iki vav daha vardır. Bu iki vavdan

Birincisi kasem vavıdır, misali; .......   âyeti gibi. Bu iki vavdan

İkincisi rubbe vavıdır. Misali; şairin ......... Sözü gibi. Bizim için kendisinden sonra gelen şeyin genelde kendisinden önceki şeyin i'rabını aldığı bir vav daha vardır. Bu atıf vavıdır ve son olarakta bizim için kelamda bulunması bulunmaması gibi olan bir vav daha vardır. Bu zait olan vavdır. Misali; ..........âyeti gibi. Bu ayetteki vavın zait olması, başka bir ayet olan ....... ayetinde 'in vav’sız gelmesinin deliliyledir. ......... ayetindeki vavm atıf vavı olduğu ve .....'nın cevabının mahzuf olup ....... takdirinde olduğu söylendi, bir cemaatin bu ayetteki vavın semaniye vavı olduğu ve ayetindeki vavmda bu semaniye vavından olduğu sözü hiçbir naviv aliminin razı olmayacağı bir sözdür. (Çünkü bu vavın semaniye vavı ol-masına herhangi bir nahiv hükmü teâlluk etmemektedir.) Vavın Zümer suresinin ....... ayetindeki semaniye vavı olduğunu söylemek ....... ayetinde bunu söylemekten daha uzaktır ve .........   ayetinde vavın semaniye vavı olduğunu söylemenin yanlışlığı açıktır.

8. NEVİ: ON İKİ VECİH ÜZERE GELEN KELİME

“Mâ” KELİMESİ

Sekiz neviden

Sekizincisi on iki vecih üzere gelen kelimedir. Bu kelime ...... kelimesidir. Bu ...... kelimesi iki kısımdır. Birinci kısım isim olan ....... kelimesidir. İsim olan ...... kelimesinin vecihleride yedi tanedir;

1- Tam marife olan ...... kelimesi; Misali; ....... ......   gibi. Bu ayetteki ...... kelimesi  manasında tam rrıarife bir isimdir. ....... zamiriyse asılda muzafı ileyh olmakla birlikte muzaf hazfolduktan sonra onun makamına kaim olmuştur.

2- Nakıs marife olan ...... kelimesi; Bu ...... kelimesi ismi mevsûl olan ...... kelimesidir. Misali; ......gibi. Bu ayetteki ...... kelimesi ......... manasında nakıs marife bir isimdir.

3-        İsmi şart olan ...... kelimesi; Misali; .......... gibi.

4- İsmi istifham olan ...... kelimesi; Misali;  ......... âyeti gibi. İsmi istifham olan ...... kelimesinin elifinin kendisi mecrur olduğu zaman hazf olunması vaciptir. Misali;  ....... ve ..... gibi. Harfi cer bitiştiği zaman ismi istifham olan ...... kelimesinin elifinin hazfı vacip olması sebebiyle Kisai tefsir alimlerinin ...... ... ayetindeki ...... kelimesi ismi istifhamdır, sözünü onlar üzerine reddetti. Ancak ......... misalinin benzeri yerlerde ismi istifham oları ...... kelimesinin elifinin harfi cer bitiştiği hâlde hazfolunmaması caizdir. Çünkü bu misaldeki ...... kelimesinin elifi, ...... kelimesi ....... ile birlikte tek kelime sayılması sebebiyle kelimenin ortasında vâki olmuştur. (Kelimelerin ortasından hazf ise çok azdır.) Bu durumda ismi istifham olan ...... kelimesi elifin hazfolun- mamasında ismi mevsûl olan ...... kelimesine benzemiştir.

5-        Teaccüp için olan ...... kelimesi; Misali; .... ...... gibi.

6- Nekire ve sıfatlanmış olan ...... kelimesi; Misali; Arapların ...... gibi. Bu misaldeki ......... kelimesi ..... manasında nekire ve ........ ile sıfatlanmış bir isimdir.   ....... misalindeki ...... kelimesi de bu nekire ve sıfatlanmış olan ...... kelimesindendir. Bu misalde ...... kelimesi ........ manasında nekire bir isim olup, fiilinin failinden temyizdir. cümlesi ise onun sıfatıdır.

7-        Nekire bir sıfat olan ...... kelimesi; Misali; ayeti ve arapların …….. gibi. Birinici misal olan ....... ayetindeki ...... kelimesi ……. manasında ....... kelimesinin sıfatı ve ikinci misal olan ...... misalindeki ...... kelimesi ise .......  manasında kelimesinin sıfatıdır.

İkinci kısım harf olan “Mâ” kelimesidir. Bu harf olan ...... kelimesinin vecihleri beş tanedir.

1- Nefy harfi olan ...... kelimesi; Bu ...... kelimesi nefy harfi olduğu zaman Hicazilerin lugâtmda cümleyi ismiyyede ....... kelimesinin amelini yapar, (ismini ref haberini nasp eder) Misali; ………. âyeti gibi.

2- Zarfın makamına kaim olmaksızın mastar harfi olan ...... kelimesi. Misali; …….. gibi. Bu misaldeki (…… cümlesi .......  tevilindedir.

3- Zarfın yerine kaim olmakla birlikte mastar harfi olan ...... kelimesi; Misali; ……… gibi. Bu misaldeki ...... kelimesi ölû zarfının makamma kaim olup, bununla birlikte ……… cümlesiyle birlikte te'vilinde olan mastar harfidir.

4- Amelden meneden ...... kelimesi; Bu ...... kelimesi üç kısımdır;

Birinci kısım: yalnız ref amelinden meneden ...... kelimesidir. Misali; ……….sözü gibi. Bu Misaldeki ……. kelimesi fiili mazi, …….. kelimesi failin talebinden meneden ...... kelimesi ve ………kelimesiyse mezkur fiilin kendisini tefsir etmiş olduğu mahzuf fiilin ………. failidir. Mezkûr tefsir ……….. fiilidir. Bu misaldeki ……….. kelimesi mübteda olamaz. Çünkü amelden menolunan fiil ancak cümleyi fiiliyye üzerine bitişir. Fiillerden yalnız ………. ve fiilleri amelden menolu- nabilir.

İkinci kısım; ref ve nasb amelinden birlikte meneden ...... kelimesidir. Ref ve nasp amelinin birlikte menolunması ……… kelimesi ve kardeşlerindedir. Misali; ……… âyeti gibi.

Üçüncü kısım: Cer amelinden meneden ...... kelimesidir. Misali; …….. ve şairin …….. sözü gibi.

5- Zait olan ...... kelimesi; Bu ...... keliemsi ve diğer zait harfler. Sıla ve te'kit isimleri ile isimlendirilirler. Misali; …….. ve ……..gibi. Bu iki misaldeki ...... kelimeleri zait harftir.