Geri

   

 

 

İleri

 

4. BAB: FAYDALI BİLGİLER

Dört babdan

Dördüncüsü fazlalıktan arındırılmış, hakkı verilmiş e kendisiyle, az lafız kullanılarak çok manalar ifade edilmiş olan bir takım ibarelere (yani nahiv alimlerinin kullanmış olduğu terimlere) işaret etmek (yani i'mâ yolu ile bildirmeler) hakkındadır.

Senin …….. terkibindeki ...... kelimesinin benzerleri hakkında ...... demen lazımdır. Bu …… kelimesi hakkında …………. ibaresi kullanılmaz.

Çünkü bu ibare diğerine nazaran hem faydasız bir uzatma ve kapalılık vardır.

Ve senin ……….terkibindeki ………. kelimesinin benzerleri hakkında failin yerine geçendir, demen lazımdır. Bu kelime hakkında sen .......    o deme! Çünkü bu ibare diğer ibareye nazaran gizli ve diğer ibareden daha uzundur. Ve bu ibare (efrâdından olan naibü'l- faile şamil olduğu gibi.) Naibü fail olmadığı hâlde (ağyârından olan) ……… terkibindeki ……..kelimesine de şamildir.

Ve senin maziye bitişen ...... kelimesi için mazi zamanının azlığını ifade eden harfdir. Muzariye bitişen ....... kelimesi için ise muzarinin azlığını ifade eden harftir, demen gerekmektedir.

Not: Bu ....... taklil için olan ...... kelimesidir. Ve ...... kelimesi mazi ve muzari fiillerin hadesinin tahkiki için olan harftir, demen lazımdır.

Not: Bu ...... tahkik için olan ....... kelimesidir.

Ve senin ...... kelimesi hakkında, bu ....... kelimesi nasb ve istikbaldeki hadesin nefyi için olan harftir, demen gereklidir.

Ve senin ....... kelimesi hakkında bu ....... kelimesi muzari fiilin hadesinin nefyi ve muzari fiilin zamanı olan hâl veya istikbal zamanın mazi zamana çevrilmesi için olan cezm harfidir, demen gereklidir.

Ve senin hemzesi fethalı ve mimi şeddeli olan ...... için, bu ...... kelimesi, şart, tafsil ve te'kit için olan harfdir, demen gereklidir.

Ve senin ...... kelimesi hakkında, bu ...... kelimesi bitişmiş olduğu muzariyi nasbeden mastar harfidir, demen gereklidir.

Ve senin şarttan sonra gelen fa …. kelimesi hakkında, bu fa...... kelimesi şartın cevabını şarta bağlayan harftir, demen lazımdır. Sen şartın cevabı fa...... kelimesiyledir deme, çünkü şartın cevabı tamamı ile cümledir, yalnız fa …. kelimesi değildir.

Ve senin …….. terkibindeki ……….kelimesinin benzerleri hakkında, bu kelime izafet veya muzaf ile mecrurdur demen lazımdır. Sen, bu lafız zarf ile mecrurdur, deme. Çünkü muzafı ileyhin cenini gerektiren izafet veya muzaf olma haysiyyeti ile muzaftır. ………. ve ……… terkiplerinden anlaşıldığı gibi, zarf olması haysiyetiyle muzaf değildir. (Çünkü bu iki misalde muzaf zarf değildir.) Bundan da anlaşılıyor ki muzafın zarf olmasının muzafı ileyhin cer olmasında herhangi bir etkisi yoktur. Bu durumda muzafın, muzafı ileyhi cer etmesi muzaf olması haysiyetiyledir.

Ve senin ....... ayetindeki fa...... harfi hakkında, bu fa......sebebiyyet ifade eden fa …….. dır, demen gerekmektedir. Bu fa ……… atıf fa ……. sıdır, deme. Çünkü talep cümlesinin haber cümlesi üzerine, haber cümlesnin de talep cümlesi üzerine atfolunması bir kısım nahiv alimlerinin yanında caiz değildir. Çoğunluk nahiv alimlerinin yanında caiz olmakla birlikte güzel değildir.

Ve senin atıf harfi olan vav harfi hakkında, bu harf matuf ve matufu aleyhin bir hadesteki mücerret (tertip ve takip olmaksızın) beraberliğini ifade eden atıf harfidir demen gereklidir.

Ve senin atıf harfi olan kelimesi hakkında, bu ...... kelimesi matufun matufu aleyhin uç kısmı olduğunu ifade eden atıf harfidir demen gereklidir.

Ve senin atıf harfi olan ....... hakkında bu ....... kelimesi tertip ve mühleti ifade eden atıf harfidir demen gereklidir.

Ve senin atıf için olan fa harfi hakkında bu fa harfi tertip ve takip için olan atıf harfidir demen gereklidir.

Eğer atıf harfleri hakkında sözü kısa tutmak istersen, harfi cer ve mecruru hakkında, cer eden ve cer olunan dediğin gibi, bu harf atfedici ve bu kelime de atfolunandır demen gereklidir.

Ve eğer ...... ve …….. terkibinin benzerlerinde sözü kısa tutmak istersen bu harf nasbedici, bu fiili muzari nasb olunandır, denilmesi lazımdır.

Ve senin hemzesi kesreli olup tekit için olan ....... hakkında bu ....... kelimesi ismini nasp haberini ref eden tekit harfidir demen gerekir. Ve hemzesi fethalı olup tekit için olan ....... hakkında sözü artırıp bu ....... kelimesi ismini nasp haberini ref edip bitişmiş olduğu isim cümlesiyle birlikte mastar te'viline giren te'kit harfidir, demen gerekir.

Bil ki; kelimeye i'rab verme sanaatindan haberdar olan kimse üzerine failinden bahsetmediği halde, fiili, haberini araştırmadığı halde mübtedayı, muhatabını müteallakının üzerine muttali etmediği halde zarfı ve mecruru, i'raptan mahalli olup olmadığını zikretmediği halde cümleyi veya sılasını ve kendisine dönen zamiri zikretmediği halde ismi mevsülü zikretmesi ayıp karşılanır.

Ve murip için ...... ...... ve ...... terkiplerindeki ...... ve isimlerinin hakkında ...... ismi işarettir ve ismi mevsûldür demesi ayıp karşılanır. Çünkü ismi işaretin ismi işaret olması ve ismi mevsûlün ismi mevsûl olması bir i'rab almalarım gerektirmez. Doğru olan ...... kelimesi ismi işaret olduğu halde faildir ve ............ kelimesi ismi mevsûl olduğu halde faildir, denilmesidir.

Şayet sen mu'rib kişinin sıla cümlesinin kaptan mahalli olmadığını bilmesi ve sılayı ve zamiri mu'ribin talep etmesi için mu'ribin kendisine ihtiyaç duyduğu sıla ve zamir üzerine kendisinde teııbih bulunan kelimesi hakkındaki o ismi mevsûldür, sözünün hilafına ...... kelimesi hakkındaki o ismi işarettir, sözünde fayda yoktur dersen, ben de ...... kelimesi hakkındaki o ismi işarettir, sözündü de fayda vardır, derim. Bu faide ü kelimesine bitişen kâf ın ismi işarete muzafı ileyh olan isim değil de hitap harfi olduğunu ve ........... terkibinin benzerlerinde ...... kelimesinden sonra gelen ismin sıfat veya atfulbeyan olduğu üzere olan teııbihtir. Bu mesel yani bu lam'ı tarifli kelimenin sıfat veya atful beyan olması) nahiv alimlerinin....... terkibinin benzerlerindeki kelimesinden ve ismi işaretten sonra gelen lamı tarifli kelimedeki ihtilafı üzeredir (yani nahiv alimleri bu lamu tarifli kelimelerin sıfat veya tafül beyan olmasında ihtilaf etmişlerdir.)

Ve i'rab sanaatınden haberdar olan kimse üzerine kendisi üzerine i'rab zahir olamayan kelimeler hakkında, bu kelime muzaftır demesi ayıp karşılanır. Çünkü muzaf olan kelimenin fail, mefûl ve benzerlerinden olan kelimelerde olduğu gibi sabit i'rabı yoktur. Muzafın i'rabı ancak kendisine bitişen amillere göredir. Bu gibi kendisi üzerine i'rab zahir olamayan kelimeler hakkında doğru olan, bu kelime faildir veya mefûldür ya da benzeri kelimelerdir, demek gerekir. Bu muzaf muzafı ileylıin zıttınadır. Çünkü muzafı ileyh için sabit bir i'rab vardır. Bir kelime hakkında bu kelime muzafı ileyh denildiği vakit, o kelimenin mecrur olduğu bilinir.

Murip için Allah (c.c.) 'nun kitabındaki herhangi bir harf için bu harf zaittir, demekten kaçınması lazımdır. Çünkü zihinlere ilk olarak bu harf için hiç bir mana olmadığı gelecektir. Allah'ın (c.c.) sözü ise bundan münezzehdir. Halühal bu vehim (yani zikrolunan sebepden dolayı muri- bin zikrolunan sözden kaçınması) İmam Fahrur Razi'ye de gelmiştir. Ve bu vehm üzerine Muhakkik alimler manasız sözün Allah'ın (c.c.) kelamında bulunmayacağı üzerine ittifak etmişlerdir.

……. Ayetindeki ...... harfine gelince, onun hayret ifadesi için olan istifham harfi olması mümkündür. Bu durumda ayetin takdiri; ……. şeklindedir. İmam-ı Fahreddin Razi'nin sözü burada bitti. Nahiv alimlerinin yanında bu harf zaittir, sözünün manası, bu harf yalnız mananın takviyesi ve te'kidi için gelmiştir, demektir. Yoksa bu harfin hiçbir manası yoktur, demek değildir. Fahreddin Razi'nin âyetteki tevcihi iki durumdan dolayı batıldır.

Birincisi istifham için olan ...... kelimesi cer kılındığı zaman elifinin hazfı vaciptir,....... misalinde olduğu gibi.

İkincisi bu ...... kelimesi istifham için olduğu zaman lafzının cer olması müşkil olmaktadır. Çünkü bu cer izafetle olamaz. Çünkü Cumhur ulemanın yanında ismi istifhamlar arasında …….. lafzından, Zeccac'ın yanındaysa ………. le birlikte lafzından başka muzaf olabilen ismi istifham yoktur. Bu cer lafzını ...... lafzından bedel yapmakla da olmaz. Çünkü ismi istifhamdan bedel olan kelimenin istifham hemzesiyle birlikte gelmesi lazımdır. ……… örneğinde olduğu gibi. Bu kelimesi …… dan sıfat da olamaz. Çünkü ………. kelimesi şart ve istifham için olduğu zaman sıfatlanamaz. Bu kelimesi atfu beyan da olamaz. Çünkü zamirler gibi sıfatlanamayan kelimeler için atfu beyan gelemez. Mütekaddim alimlerin çoğu zait harfleri sıla diye, bazıları da müekkit diye isimlendirmişlerdir.

…………  Bu zikrolunan miktarda, bunu düşünen kimse için yetinilecek miktar vardır.

SON