CİLD       ALFABE       KONU       KABR-İ ŞERİFLER

ALFABE - CİLD                      1.   2.   3.   4.   5.   6.
     
 

PEYGAMBERİMİZ - 2

İslâm âlimlerinden ve evliyânın büyüklerinden Hasan Sezâî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerinin Peygamber efendimiz için yazdığı bir şiiri:

 

Vücûdum mülkünün sultânı sensin.

Muhakkak cânımın cânânı sensin.

Sezâî vârını mahvetti şimdi,

Hemin mevcûd olan ihsânı sensin.

***

Muhammed, ma'den-i sıdk u safâdır

Muhammed, menba'ı cûd u atâdır (aleyhisselâm).

***

 

Mısır'da yetişen büyük velîlerden İbn-i Fârid (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri "Resûlullah efendimizi anlatmak isteyenler, O'nun güzelliğini ve üstünlüğünü anlatmaya kalksalar, zaman biter, fakat, O'nun güzelliğini ve üstünlüğünü anlatmakla bitiremezlerdi." buyurdular.

Anadolu'da yetişen büyük velîlerden Kara Şems (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerinin Dîvânından seçmeler: Nât-ı Şerîf

 

Kapına geldi âsîler,

Şefâat Yâ Resûlallah!

Suçunu bildi kâsîler,

Şefâat yâ Resûlallah!

 

Ne ettim ise ben ettim,

Yanıldım nefse zulm ettim,

Henüz suçum bilip geldim,

Şefâat yâ Resûlallah!

 

Ne ilmim var ne amelim,

Perişân cümle ahvâlim,

Vesveseyle dolu bâlim,

Şefâat yâ Resûlallah!

Bu Şemsî abd-i âbıktır,

Ne etsen ona lâyıktır,

Velî yoluna sâdıktır,

Şefâat yâ Resûlallah!

 

Kâsî: Duygusuz, Bâl: Kalb, gönül, Abd: Köle, Âbık: Kaçak.

Evliyânın büyüklerinden Muhammed Zuğdân (rahmetullahi teâlâ aleyh) şöyle anlatır: Resûlullah efendimiz rüyâmda bana; “Uyuyacağın zaman beş defâ E’ûzü Besmele oku ve sonra şöyle duâ et: “Ey Allahım! Muhammed’in hakkı için, Muhammed’in yüzünü şu anda ve gelecekte bana göster.” Bunu dediğin zaman, ben sana görünürüm ve aslâ gecikmem.” buyurdular.

İbn-i Zuğdân hazretleri; Resûl-i ekrem yine rüyâmda bana; “Sen yüz bin kişiye şefâat edeceksin” buyurdu. Ben de; “Ey Allah'ın Resûlü! Hangi amelimle bu mertebeyi elde ettim?” diye sorunca; “Benim üzerime okuyup, sevâbını bana hediye ettiğin salât ve selâm ile bu mertebeye eriştin.” buyurdular.

Bir kere, zikrimi tamamlamak için Resûlullah’a okuduğum salât ve selâmlarda acele ettim. Okuduğum salât ve selâm bin adet idi. Resûl-i ekrem rüyâmda; “Acelenin şeytan işi olduğunu bilmez misin?” diye beni azarladı ve buyurdu ki: “Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed derken, yavaş yavaş, harflerin üzerine basa basa söyle. Ancak vakit daralmış ise, o zaman biraz acele edebilirsin. Sana öğrettiğim bu şekil, fazîletli şeklidir. Başka şekillerde getirilen salât ve selâm yine kabûl olunur. En iyisi, salâtın başlangıcında bir kere de olsa, tam mânâsı ile, yavaş yavaş salât ve selâmın tamâmını getirmelisin, noksan bırakmamalısın.” Sonra Resûl-i ekrem, bana tam salât ve selâmın şeklini şöyle tâlim buyurdular: “Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin kemâ salleyte alâ seyyidinâ İbrâhîme ve alâ âli seyyidinâ İbrâhîme ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin kemâ bârekte alâ seyyidinâ İbrâhîme ve alâ âli seyyidinâ İbrâhîme fil âlemîn, inneke hamîdün mecîd. Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtühü.”

Yine İbn-i Zuğdân hazretleri buyurdular ki: “Resûlullah efendimizi rüyâsında görmek istiyen bir kimse, gece ve gündüz, aşk ile tutuşup, O’na salevât-ı şerîfe getirmeli ve O’nunla birlikte velîleri de sevmelidir. Eğer Resûlullah ile birlikte evliyâyı sevmezse, Resûlullahın kapısı kendisi için kapalı olur. Çünkü evliyâ, insanların efendileridir. Onlar kızarlarsa, Allahü teâlâ da onlar kızdığı için gazaba gelir. Resûl-i ekrem de böyledir. Evliyânın sevmediğini, Resûlullah da sevmez, onlar kızdığı için, Resûlullah da kızar.”

Büyük velîlerden Nasûhî Üsküdârî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerinin Peygamber efendimize muhabbet ve sevgilerini ifâde eden pekçok şiirleri vardır. Bunlardan birisi şöyledir:

 

YÂ RESÛLALLAH!

 

Eyleyen Uşşâk-ı şeydâ dâimâ

Tal'atındır yâ Resûlallah senin

Derd ile âh ettiren subh u mesâ

Hasretindir yâ Resûlallah senin!

 

Rûz ü şeb kârım benim efgân eden

Nâr-ı hasretle dilim sûzân eden

Dembedem bu gözlerim giryân eden

Furkatındır yâ Resûlallah senin!

 

Asfiyânın gördüğü Lutf-i hüdâ

Evliyânın sürdüğü zevk ü safâ

Enbiyânın bulduğu rifa't şehâ

Devletindir yâ Resûlallah senin!

 

Merhamet kıl ben garîb âvâreye

Mücrimim rahm eyle yüzü kâraya

Şefkat etmek bîkes ve bîçâreye

Âdetindir yâ Resûlallah senin!

 

Eş Şefîü'l-müznibîn nûr-ı ahad

Kendi bendendir Nasûhî kılma tard

Bâb-ı lutfundan kerem kıl etme red

Ümmetindir yâ Resûlallah senin!

 

Konya'ya gelen büyük velîlerden Şems-i Tebrîzî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerinin aşkla söylediği beytlerinden bâzıları şöyledir:

 

Bihamdillah direm Allah

Alıp aklımı fikrullah

Dilimde zâtın esmâsı

Bana üns oldu zikrullah

Salâtullah selâmullah

Aleyke yâ Resûlallah

 

Bu tevhidden murâd ancak

Cemâl-i zâta ermektir

Görünen kendi zâtıdır

Değil sanma ki gayrullah

Salâtullah selâmullah

Aleyke yâ Resûlallah

.

Ben ol pervâneyim geldim

Düşüp aşk oduna yandım

Yanuban küllü yandım

Beni yaktı aşkullah

Salâtullah selâmullah

Aleyke yâ Resûlallah

 

Gönül âyinesin sûfî

Eğer kılar isen sâfî

Açılır sana bir kapı

Ayân olur Cemâlullah

Salâtullah selâmullah

Aleyke yâ Resûlallah

 

Şems-i Tebrîz bunu bilir

Ehad kalmaz fenâ bulur

Bu âlem küllü mahvolur

Hemen bâkî kalır Allah

Salâtullah selâmullah

Aleyke yâ Resûlallah

 

Şeyh Ali Behçet  Efendi (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerinin bir na'tı şöyledir:

 

Zuhûrun kâinâta verd-i revnâk yâ Resûlallah

Nigâhın ehl-i ışka virdi revnâk yâ Resûlallah.

 

Vücûdun olmasaydı hiç vücûd bulmaz idi âlem

Vücûdun sırr-ı zât-ı hazret-i Hak yâ Resûlallah.

 

İder her zerre Hakkı zikr ve tesbih sırr-ı hâl ile

Senin ta'lîmi sırrın oldu el-Hak yâ Resûlallah.

 

Alıp dersi sırr-ı hilkatden gönül bulmaktır nûru

Senin nûrun cihâna virdi revnak yâ Resûlallah

 

Kapında abd-ı kemter Behçet dîdârına müştak

Ümîd-i şefkatinle buldu revnak yâ Resûlallah.