|
MÜRÎD
Allahü teâlânın velî
kullarından tanınmayan, bilinmeyen ve gizli olan bâzı mübârek kimseler daha
vardır ki, Şeyhülislâm Molla Câmî'nin belirttiğine göre, insanların imdâdlarına
yetişip, işlerinde dara düştükleri zaman yardımcı olan ve onların belâlardan
korunmasına sebeb olan bu insanlara nücebâ denilmektedir.
(E. Ans. c.1, s. 11)
Tasavvuf yolunda
bulunanları, Şihâbüddîn-i Sühreverdî iki kısma ayırıyor: Ya mürîd olurlar, ya
murâd olurlar. Mürîdler Allahü teâlâya yakınlık derecelerine ulaşmak için
riyâzetler ve mücâhedeler çekerler (nefsin isteklerinden kaçınıp istemediklerini
yapmaya çalışırlar). Murâdlar ise, nazlı nazlı okşanarak götürülür ve sıkıntı
çekmeden, yakınlık derecelerine ulaştırılır. Tasavvuf yolunda bulunanlardan,
sıkıntı ve eziyet çekmeden Allahü teâlânın yardım ve dilemesi ile yüksek
makamlara kavuşan ictibâ yolunun sâlikleri (çekilen talebeler) murâdlar diye
isimlendirilir. İmâm-ı Rabbânî, murâd olunanların başının ve sevilenlerin
önderinin Muhammed aleyhisselâm olduğunu ifâde buyurmuştur.
(E. Ans. c.1, s. 11)
Büyük velîlerden Ebû Ali
Dekkâk (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerine " Mürid kime denir?" denildi.
Cevaben; "Mürid, meşakkat ve sıkıntılara katlanan mütehammil, sabırlı kimsedir.
Murâd ise, taşınan kimsedir." buyurdu.
Büyük velîlerden Fâris
bin Îsâ Bağdâdî hazretleri anlatır: Hallâc-ı Mensûr (rahmetullahi teâlâ
aleyh) hazretlerine "Mürîd kimdir?" diye sordum. "Mürîd, maksadı Allahü teâlâ
olan ve O'na kavuşmayınca hiçbir şeye meyletmeyen kimsedir." buyurdu.
Büyük velîlerden Muhammed
bin Fadl Belhî (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdular ki: "Bir müridi
(talebeyi) dünyâ malı toplamaya istekli görürsen, bil ki, onun bu isteği
aşağılık, Rabbine sırt çevirme ve başaşağı dönme nişânıdır."
Hindistan'ın büyük
velîlerinden Muînüddîn-i Çeştî (rahmetullahi teâlâ aleyh) bir defâsında;
"Tövbekâr mürid kime denir? diye sorulunca; "Şu hâle gelen kimsedir ki, amelleri
yazan melekler, onun hiç günahını bulup yazmazlar. Hiç günah işlemezler. Hocam
Osman Hârûnî'den işittim. Buyurdu ki: Bir kimsede şu üç haslet bulunursa, o
kimse Allahü teâlânın dostudur, sevgili kuludur. Birincisi; cömertliktir, çünkü
cömertlik bir deryâdır. İkincisi, şefkattir. Şefkat, güneş gibi aydınlatıcıdır.
Üçüncüsü, tevâzudur. Tevâzu, toprak gibidir (toprakta gül biter)." buyurdular.
Büyük velîlerden Ebû Bekr-i
Şiblî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri "Bir şahıs ne zaman mürid
olabilir?" sorusuna şu cevâbı verdi: "Seferde ve hazarda hâli hep aynı olan
kimsedir. Yalnız olduğu zaman da, başkalarının yanında olduğu zaman da aynı
davranışlar içinde olandır." |
|