|
EVLİYÂ
HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Osmanlı
âlim ve velîlerinin meşhûrlarından Zenbilli Ali Efendi (rahmetullahi
teâlâ aleyh) ilim tahsîline memleketinde başlayıp, Alâeddîn Ali bin Hamza
Karamânî'den ders aldı. Kudûrî Muhtasarı'nı ve Nesefî Manzûmesi'ni ezberledi. Bu
ilk tahsîlinden sonra İstanbul’a gitti. Orada, za-mânın meşhûr âlimlerinden olan
Molla Hüsrev’in derslerine devâm edip, ilim öğrendi. Sonra Molla Hüsrev, onu
Bursa’ya gönderip, Sultan Medresesi müderrisi Hüsâmzâde Mevlânâ Muslihuddîn’den
ders almasını tavsiye etti. Bu zâtın derslerine devâm edip, ondan aklî ve naklî
ilimleri öğrendi. İlimde yetiştikten sonra hocası Mevlânâ Muslihuddîn, onu
kendisine mu’îd (yardımcı müderris) seçti. Mevlânâ Muslihuddîn’in kızı ile
evlenip dâmâdı oldu. Çeşitli medreselerde müderrislik yaptı.
Fâtih
Sultan Mehmed Hân devrinde, Edirne’de Taşlık Ali Bey Medresesine müderris tâyin
edildi. Fakir olduğu öğrenilince, pâdişâh tarafından kendisine, bir mikdâr
kıymetli elbise ile beş bin akçe ihsân olundu. H.882 de, Edirne’de Beylerbeyi
Medresesine, sonra Sirâciyye Medresesine geçti. Bu sırada kendisini
çekemeyenlerin tutumları karşısında, müderrislikten istifâ edip, bir rivâyete
göre Şeyh Muslihuddîn Ebü’l-Vefâ’ya, diğer bir rivâyete göre de, Halvetiyye
büyüklerinden Şeyh Mes’ûdî Edirnevî’ye talebe olup tasavvufta kemâle geldi.
|
|