EVLŻYĀ
HAYĀTINDAN SAHĪFELER
Büyük
velīlerden Ahī Yūsuf Halvetī (rahmetullahi teālā aleyh) genēlik zamānında
güzel bir kıza tutulmuştu. Bir gün kızla sözleşti. Onu dergāhın bir köşesinde
beklemeye başladı. Lākin kızın bir mānisi ēıkıp kararlaştırdıkları yere gelmedi.
Yūsuf Halvetī sabaha kadar orada sevdiği kızı ağlayarak bekledi. Sabahleyin
dergāh şeyhi Zāhid hazretleri talebelerinden birisine hitāben; Evlādım!
Dergāhımızın şu köşesinde bir genē durur. Misāfirimizdir. Çağır gelsin.
buyurdu. Bunun üzerine talebe tārif edilen yerde Yūsuf Halvetīyi buldu ve onu
dergāha ēağırdı. O da reddetmeyip iēeriye girdi. Zāhid hazretlerinin huzūruna
ēıktı. Zāhid hazretleri, Yūsuf Halvetīye hitāben; Oğlum! Biz Hakkı arayanı
böyle avlarız. Artık üzülmene, alğamana gerek yok. buyurdu. O an Yūsuf
Halvetīnin kalbi Zāhid hazretlerine bağlandı ve talebesi oldu.
Yūsuf
Halvetī hocasının bereketli sohbetleriyle yetişip, velī bir zāt olunca, Rum
diyārındaki insanları irşād iēin oraya gitmeye memur edildi. Niğde şehrine
gelip, insanlar arasında Tepeviran denilmekle meşhur olan yere yerleşti. Orada
bir dergāh ve bir cāmi inşā etti. İnsanlara hak yolun bilgilerini, edebini
öğretmekle meşgūl oldu. Çok kerāmetleri görüldü.
|