|
EVLÝYÂ
HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Tasavvuf
ehli ve halk şâiri Yûnus Emre (rahmetullahi teâlâ aleyh) şiirlerini
arûzla ve daha çok hece vezniyle yazmıştır. Şiirleri açık, derin mânâlı, samîmî
ve heyecanlıdır. İlâhî aşk, varlık, yokluk, hayat, ölüm meseleleri ve bunlara
bağlı olarak, dünyânın fânîliği gibi meseleleri en iyi şekilde şiirle
anlatmıştır.
Yûnus
Emre’yi aynı yolda tâkib eden birkaç şâir daha görülmüştür. Bunlardan
bilinenlerden ikisi; “Âşık Yûnus” ve “Derviş Yûnus”tur. Yunus Emre’nin en önemli
tâkipçisi olan Âşık Yûnus Bursa’lı olup, H.843 yılında vefât etmiştir. Her iki
şâirin şiirlerini birbirlerinden ayırmak zordur. Yûnus Emre, Celâleddîn-i
Rûmî'nin sohbetlerinde bulunmuştur. Bu sohbetlerin, yetişmesinde büyük rolü
olmuştur.
Yûnus
Emre’de günü birlik konulara rastlanmaz; geçim endişesi, âile sıkıntısı, evlât
acısı, yakınlarının şahsî ve âilevî meselelerine hemen hemen hiç yer vermez. O,
insanlığın umûmî kader çizgisi üzerinde durmuştur. Bunlar; kabir, ömrün geçişi,
ölüm, Allahü teâlâya îmân ve yalvarma, dînî esaslar, insanın yalnızlığı, aşk,
nasîhatler ve hayâtın gâyesi gibi insanlığa has meselelerdir.
Her
yerde, her seste, her renkte, her zaman Allahın varlığını idrâk eden Yûnus Emre,
bu dilsiz varlıkların büyük tanıtışındaki gizli dilin hayrânıdır.
Yûnus
Emre, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm ile bütün yakınlarının, dört
halîfenin, hazret-i Peygamberin soyundan gelenlerin, bütün İslâm âlimlerinin
ezelî âşığıdır. Hiçbir bâtıl cereyana kapılmadığı gibi, onlar karşısında ahlâkî
nizâmı, din sevgisini ve gerçek tasavvufu koruyan kültür ve sanat seddi
olmuştur. İhlâs ile, her şeyi Allah rızâsı için yapmayı her zaman söylemiştir.
Yûnus Emre için "Dervişlik", herkese faydalı olmak ülküsüdür. Şiirlerinde
tembelliği, tufeyli ve faydasız olmayı kınamıştır.
Şerîat, tarîkat yoldur
varana,
Hakîkat, mârifet andan
içerü.
diye, hakîkî tasavvufu da o
târif etmiþitir.
|
|