CİLD       ALFABE       KONU       KABR-İ ŞERİFLER

ALFABE - CİLD                      1.   2.   3.   4.   5.   6.
     
 

EVLİYÂ HAYÂTINDAN SAHÎFELER

Konya'ya gelen büyük velîlerden Şems-i Tebrîzî (rahmetullahi teâlâ aleyh) Tebriz'de ilim öğrendi ve edeb üzere yetişti. Daha küçük yaştayken mânevî hallere, üstün derecelere kavuştu. Kendisi şöyle anlatır: "Henüz ilk mektepteydim. Daha bülûğ çağına girmemiştim. Peygamber efendimizin sevgisi bende öyle yer etmişti ki, kırk gün geçtiği halde, O'nun muhabbetinden aklıma yemek ve içmek gelmedi. Bâzan yemeği hatırlattıklarında, onları elimle yâhut başımla reddederdim. Göklerdeki melekleri ve yerde gayb âlemini, kabirdekilerin hallerini müşâhede edebilirdim. Hocam Ebû Bekr, hallerimi başkalarına haber vermekten beni men ederdi. Bir gün babam bu hallerimden ürktü ve beni karşısına alıp; "Yavrucuğum! Ben senin acâyip işlerinden bir şey anlamıyorum. Bunun sonu nereye varacak? Korkarım ki sana bir zarar erişir?" dedi. Ben de ona; "Babacığım! Bir tavuğun altına konan bir ördek yumurtasından çıkan ördek yavrusunun dereye dalıp yüzdüğü gibi ben de mânevî deryâya dalmış bir haldeyim." diye cevap verdim."

Şems-i Tebrîzî hazretleri dünyâya hiç kıymet vermez, haram ve şüphelilerden son derece sakınır, mübâhların fazlasını terk ederdi. Bir yerde durmaz, talebelerin bulundukları yerlere giderek onları yetiştirirdi. Bu şekilde bıkmadan, yorulmadan pekçok yerler dolaştı. Bunun için kendisine "Uçan güneş" dediler. Şems-i Tebrîzî hazretleri seyâhat ettiği yerlerde, uğradığı memleketlerde iyi bir dost bulunması için duâ ederdi.