|
EVLİYÂ
HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Seyyidet Nefîse
(rahmetullahi teâlâ aleyhâ) hazretlerinin dünyâya düşkün olmaması, haramlardan
çok sakınması, kerem ve cömertliği ile meşhûr hanım velîlerdendir. Seyyidet
Nefîse hazretleri, zevci ve evlâdı ile berâber, Mısır'a yerleşmek için Medîne-i
münevvereden ayrıldılar. Gelmekte olduğunu haber alan halk yollara dökülüp,
kendilerine çok hürmet gösterdi. Herkes onları, kendi evlerinde misâfir etmek
istiyordu. Abdullah-ı Cessâs adında velî bir zâtın kullanılmayan boş bir evi
vardı. Oraya yerleştiler. Herkes, bereketlenmek ve kıymetli sözlerinden istifâde
etmek için Mısır'ın her tarafından ziyâretine gelirlerdi. Ziyâretine gelenlerin
sayısı haddi aşınca, onlarla meşgûl olmanın, her an Allahü teâlâya ibâdet
etmesine mâni olabileceğini düşündü. Tekrar memleketi olan Hicaz'a dönmeye karar
verdi. Herkes çok üzülüp yalvardılar ise de kabûl etmedi. Nihâyet bu durumu,
Mısır emîri Sırrı bin Hakem'e arzettiler. Mısır emîri bu haber üzerine, doğruca
Seyyidet Nefîse'nin yanına gelip, Mısır'dan ayrılmak istemesinin hikmetini
sordu. Seyyidet Nefîse cevâbında "Mısır'da ikâmet etmek istiyorum. Lâkin
ziyâretçilerim çok fazladır. Ben zaîf bir kimseyim. Evimiz de dardır. Ayrıca
gelen ziyâretçilerle meşgûl olmak mecbûriyetinde kalmam, her an Allahü teâlâya
ibâdet yapmama mâni oluyor." diye cevap verdi. Bunları dinleyen Mısır emîri;
"Falan yerde, şahsıma âit geniş bir evim vardır. Onu size hediye ettim. Lütfen
kabûl ediniz." dedi. Seyyidet Nefîse bunu kabûl edince, Mısır emîri çok sevindi.
Seyyidet Nefîse; "Haftada sâdece Çarşamba ve Cumartesi günleri ziyâretime
gelsinler. O iki gün onlarla meşgûl olurum. Diğer günlerde hep ibâdet yapmak
istiyorum." buyurdu.
|
|