EVLİYÂ
HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Anadolu
velîlerinden Seyyid Ahmed Çapakçurî (rahmetullahi teâlâ aleyh) Bingöl'ün
Kür köyünde H. 1246 da doğdu. Halk arasında Çapakçurlu Efendi olarak meşhur
oldu. Çocukluğunda çobanlık yapıyordu. İlim öğrenmeye hevesli olmasına rağmen,
bir medreseye gidemediğine çok üzülürdü. Bir gün dağda koyunları otlatırken
tanımadığı bir zât ile karşılaştı. Biraz konuştuktan sonra Ahmed Çapakçurî
derdini açtı. İlim öğrenmeye hevesli olduğunu, fakat mektebe gidemediğini
söyledikten sonra gözleri yaşlı bir halde; "Efendim, 12 yaşındayım. Sâdece
Fâtiha sûresini biliyorum." dedi. O zât kendisini teselli edip; "Allahü teâlâ
seni ilim erbâbı eylesin. Sana faydalı ilim nasîb eylesin." diye duâda bulundu.
Bu duâ bereketiyle bütün sıkıntılarını unutan Ahmed Çapakçurî eve sevinç içinde
döndü. Henüz bir şey söylemeden babası onu alıp Palu'da meşhur âlim Ali Septî
hazretlerine götürdü ve okutup terbiye etmesi için teslim etti.
Ali
Septî'nin derslerinde ilim öğrenen Ahmed Çapakçurî kısa zamanda mânevî
derecelere kavuştu. Hocasının vefâtından sonra Palu'dan ayrılarak Harput'a
yerleşti. On dört seneye yakın burada kalarak, insanlara Allahü teâlânın emir ve
yasaklarını bildirmek için çalıştı. Birçok talebe yetiştirdi. 1906 senesinde
Urfa'nın Siverek ilçesine gitti. Sekiz sene burada, iki sene de Viranşehir
ilçesinde kaldıktan sonra 1916'da Harput'a döndü.
Ahmed
Çapakçurî, Harput'ta olmadığı sırada yerine Hâfız Tevfik Efendi vekâlet etti. Bu
sırada 93 Harbi devâm ediyordu. Rus orduları Bingöl'e yaklaşmıştı. Harput'un
ileri gelenleri Hâfız Tevfik Efendiye gelerek; "Efendim düşman kapımıza dayandı.
Ne yapalım; cepheye mi gidelim, yoksa bu diyârı terk mi edelim?" deyince, o;
"Şimdi bir şey demek istemiyorum. Seyyid Ahmed Çapakçurî'ye bir mektupla
bildireceğim. Verecekleri karar inşâallah hayrımıza olur!" buyurdu. Daha sonra
şu mektubu yazdı: "Efendim! Rus askeri Bingöl'ü geçti. Buradaki ahâlinin bir
kısmı göç etti. Bir kısmı cepheye gitti. Bir kısmı da bize gelip ne yapmaları
gerektiğini soruyor. Bâzı kararsızlar da Harput'tan çıkalım mı? diye suâl
ettiler. Allahü teâlânın selâmı üzerinize olsun. Vesselâm!.."
Seyyid
Ahmed Çapakçurî bu mektubu alınca; "Mektubunuzu aldık. Allahü teâlâ cepheye
gidenden de gitmeyenden de, göç edenden de göç etmeyenden de râzı olsun. Fakat
Ruslar artık ilerleyemeyecek. İki gün sonra da çekilecekler. Harput'u terk
etmeyin kardeşlerim." cevâbını yazdı. Bir süre sonra top sesleri Harput'ta
duyulmaz oldu. Ahmed Çapakçurî'nin dediği gibi iki gün sonra da Bingöl'den
çekildiler.
|