EVLİYÂ
HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Seyyid
Abdülazîz
(rahmetullahi teâlâ aleyh) Anadolu'da yetişen kıymetli velîlerden olup, H.1297
de vefât etti. Kabri, Yukarı Doğubâyezîd'dedir. Babası Seyyid İbrâhim, dedesi
ise Seyyid Abdurrahîm hazretleridir. Dedesi, Arvas Medresesinde ve babalarının
sohbetinde yetişip kemâle ermiş, büyük bir âlim ve velî olmuştur. H.1199
senesinde İshâk Paşa tarafından Doğubâyezîd'e dâvet edildi. Bu dâveti kabûl edip
oraya yerleşti. Böylece Arvas âilesinden bir kol da oradan yayıldı. Doğubâyezîd
ve havâlisinde Ehl-i sünnet îtikâdının ve doğru din bilgilerinin yayılmasında,
çok büyük hizmetleri olmuştur. Bu hizmetler sâyesinde sapık inanışlar o bölgede
yayılmamıştır. Ayrıca tasavvufta da hizmet edip, pekçok velî yetişmesine ve
dolayısıyla insanların saâdetine vesîle olmuşlardır.
Seyyid
Abdülazîz hazretleri de babalarının dergâhında hizmet etmiştir. İlimde ve
tasavvufta babalarının sâdık halefiydi. Çok hizmetleri olmuştur.
Seyyid
Abdülazîz hazretleri hayvanlara çok merhamet gösterirdi. Vahşî hayvanlara acır,
onları da doyururdu. Vahşî hayvanlar bunu bilip, belli günlerde kapısına gelip
verilen yiyecekleri yer, sessizce dönüp giderlerdi. Bu hâli onun tasavvufta
zamânın kutuplarından olduğunu gösterir. Onun bu âdeti âilede Birinci Dünyâ
Savaşına kadar devâm etmiştir.
Seyyid
Abdülazîz hazretleri, bir defasında gelininden çamaşır istemişti. Her nedense
vermek istemedi. Bu davranışı üzerine gelinine; "Kasım'ın torunu, sandığına ateş
düştü. Çabuk koş hiç olmazsa içindeki tabancayı kurtar yazık olmasın." dedi.
Gelini koşup odasına gitti. Sandığının alevler içinde yandığını gördü. Kayın
babasına vermekten sakındığı çamaşırların tamâmen yanıp kül olduğunu gördü.
|