EVLİYÂ
HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Irak'ta
ve Mısır'da yaşamış olan velīlerden ve Şāfiī mezhebi fıkıh ālimlerinden
Muhammed Emin Erbilī (rahmetullahi teālā aleyh) hazretleri, İnsanlara karşı
tevāzū ve yumuşaklıkla muāmele ederdi. Allahü teālā onun zāhirini görünen
güzelliklerle süslediği gibi kalbini ve hallerini de mānevī güzelliklerle
süslemişti. Sohbetleri pek tatlı ve tesirliydi. Bir defāsında bāzı kimseler
tavla oyunu oynuyorlardı. Onlara yaklaşıp; "Kumar mı oynuyorsunuz?" buyurup
yanlarından ayrıldı. Tavla oynayan kimseler oyunu bıraktılar bir daha
oynamadılar.
Dünyāya,
dünyā ehline ve insanların kendisine ītibār göstermelerine değer vermeyen
Muhammed Emin Erbilī hazretleri; "Biz kimseden bir şey istemeyiz. Gelen
hediyeyi de reddetmeyiz. Fakat onları alıp yanımızda da alıkoymayız, ihtiyaē
sāhiplerine dağıtırız." buyururdu. Sözleri hareketlerine uygundu. En zor ve
sıkışık zamanlarında bile mānevī vazīfelerini, virdlerini ve Allahü teālāyı
anmayı terketmezdi.
Gittiği
yerlerde anlattıklarından istifāde edip hayırlı işlere yönelenler olmadığı
zaman, oradan süratle uzaklaşırdı. "Burada kalmak ömrü boşa geēirmek, zāyi
etmektir." buyururdu. Bir yerde kalırsa, ya vāz nasīhat eder, ya zikr yaptırır
veya eser yazmakla meşgūl olurdu.
Talebeleriyle birlikte Hatm-i Hācegān virdine devām ederdi. Her hafta Cumā
gecesi Hatm-i Hācegān okuturdu. Hatimden sonra talebelerine kıbleye dönmelerini,
bir veya ikişer kere Yāsīn-i şerīf sūresini okumalarını emrederdi. Bāzan da
birer defā Fātiha okuturdu.
|