|
EVLİYÂ
HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Evliyânın
büyüklerinden ve Uşâkîlik tarîkatının kurucusu Hasan Hüsâmeddîn Uşâkî (rahmetullahi
teâlâ aleyh) H.880 de Buhârâ'da doğdu. Soyu hazret-i Hüseyin'e ulaşır. Hacı
Teberrük isminde bir tüccarın oğludur. Anadolu'ya gelip, Uşak'ta yerleştiği için
"Uşâkî" denildi.
Hüsâmeddîn Uşâkî, ilk tahsîlini babasının nezâret ve himâyesinde tamamladı.
Babasının vefâtı üzerine ticâretle meşgûl olmaya başladı. Üzüntü içinde uyuduğu
bir gece, rüyâsında ona; "Boş yere ticâretin zahmetini çekmek, hakîkat ehli için
zarar ve ziyândır. Arzun âhiret ticâreti, yâni Allahü teâlâya kavuşmak olsun.
Gâyen sonsuz sermâyeyi elde etmek ise, dünyâ mallarından yüz çevirip,
Anadolu'nun güzel şehirlerinden Uşak'ta oturan Seyyid Ahmed-i Semerkandî
hazretlerine varıp teslim ol. Uzlet köşesine çekilip, dâimâ Rabbin ile bulun!"
denildi. İşte bu mânevî işâretten ve almış olduğu emirden sonra kendinde bir
başkalık hisseden Hüsâmeddîn Uşâkî hazretleri, bir an önce bu zâta kavuşmak
arzusu ile yanıp tutuşmaya başladı. Babasından mîrâs kalan bütün mallarını,
servetini ve kurulu ticâret düzenini kardeşi Mahmûd Çelebi'ye bağışlayıp,
kalbinden dünyâ sevgisini uzaklaştırdı. Durmadan içini yakan aşk ateşinin tesiri
ile, yaya olarak Buhârâ'dan ayrılıp yola çıktı. Aylarca süren zahmetli ve
meşâkkatli yolculuklardan sonra, Erzincan vilâyetine geldi. O sırada Erzincan'da
bulunan Seyyid Ahmed-i Semerkandî hazretleri ile karşılaşıp ona bağlanarak,
sâdık bir talebesi oldu. Sonra hocası ile birlikte Uşak'a giderek oraya
yerleşti. Hakîkî rehber olan bu büyük âlime bağlılığının kuvveti sâyesinde
kemâle kavuşup, evliyâlığın yüksek derecelerine ulaştı. Seyyid Emîr Semerkandî
hazretleri, kısa zamanda evliyâlık makâmına yükselen Hüsâmeddîn-i Uşâkî'ye,
aldığı mânevî emir üzerine hilâfetnâme verdi.
|
|