|
EVLİYÂ
HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Mısır'ın
büyük âlimleri ve evliyâsı arasında yer alan Ebüssü'ûd Ebü'l-Aşâir el-Bâzinî
(rahmetullahi teâlâ aleyh) küçük yaşta kerâmetleri görülen bir zâttı. Öyle ki,
daha beşikte iken oruç tutardı. Ramazan ayında gündüzleri, imsaktan (sahurdan)
iftâr vaktine kadar hiçbir şey yiyip içmez, ana sütü emmezdi.
Zamânın
devlet başkanı olan halîfe bile kendisini sık sık ziyârete gelir, sohbetlerinden
istifâde ederdi. İmâm-ı Şârânî'nin hocalarından Dâvûd-i Magribî, Şerâfeddîn,
Hızır-ül-Kürdî ve sayısı belli olmayan daha nice âlimler, kendisinden istifâde
etmek, ilim öğrenip feyz almak için sohbetine devâm ederlerdi.
Her
hâlinde İslâmiyete tam bir bağlılığı vardı. Kibir ve riyâdan çok sakınırdı.
Birçok kimsenin kendisini ziyârete gelmesi, ondan ilim öğrenip feyz almaya
çalışması, onun hâlinde hiçbir değişiklik yapmazdı. Dâimâ tevâzu üzere olup,
herkese karşı alçak gönüllüydü. Çok îtibâr görmesi ve sevilmesi gibi olan bu
hâllerinden nefsinin haz duymamasına, gurûr ve kibire kapılmamasına çok gayret
gösterirdi. Hiç kimsede görülmeyen hâllerinden birisi de şöyleydi:
Ayakkabılarını çıkaracağı zaman, kendisinde bir inilti duyulurdu. Bu, daha
ziyâde sohbet yapacağı zamanlarda olurdu. Sebebini sordular. Şöyle anlattı:
"İnsanlarla sohbet ederken, kibre kapılmaktan çok korkuyorum. Bu kibirden
korunmak için, ayakkabıyı çıkartırken, nefsten de soyunuyorum." Yâni; "Nefsimin
hevâsına, arzularına kapılmamak için onunla mücâhede etmeye, onun isteklerine
boyun eğmemeye çalışıyorum. Bundan dolayı bende inilti duyuluyor." demek istedi.
|
|