CİLD       ALFABE       KONU       KABR-İ ŞERİFLER

ALFABE - CİLD                      1.   2.   3.   4.   5.   6.
     
 

EVLİYÂ HAYÂTINDAN SAHÎFELER

Endülüs’te ve Mısır’da yetişmiş olan büyük velîlerden, Mâlikî mezhebi fıkıh âlimi Ebü’l-Abbâs-ı Mürsî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerine az bir şey hediye edilse, güler yüzle karşılar, kabûl ederdi. Çok fazla bir şey hediye edilse, karşıdakine külfet olmamak için, kabûl etmekten çekinirdi. Hased edilmek tehlikesi olmaması için, talebelerinden birini, diğer talebeleri arasında övmezdi. Her hâli edebe tam uygun idi. Allahü teâlânın, Resûlullah'ın ve bu yolun büyüklerinin muhabbeti ve aşkı ile yanardı. Bunlara karşı lüzumlu edebi göstermeye her zaman gayret ederdi. Bu güzel hasletleri ile evliyâlık yolunda çok yüksek derecelere kavuştu. "Kur'ân-ı kerîmi okuduğum zaman, Allahü teâlânın huzûrunda okuyor gibi oluyorum." buyururdu. Bir kimseden, Allahü teâlânın veya Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) mübârek isimlerini işitse, hemen ağzını o kimsenin ağzına yaklaştırır, öyle dinlerdi. O mübârek ismi anlatan, bildiren sesin, o kimsenin ağzından çıktıktan sonra havaya değil, kendi ağzına, dolayısı ile kalbine girmesini ister gibi bir hâl alırdı. Bir kimseden, "Bu gece Kadir gecesidir." sözünü duysa, "Allahü teâlâya hamdolsun ki, bizim her ânımız Kadir gecesidir." buyururdu. Yâni, diğer insanların sâdece Kadir gecesinde yapabildikleri ibâdetleri, tâat ve zikri, Ebü'l-Abbâs hazretleri her vakitte yapmaya devâm ederdi.

Ebü'l-Abbâs-ı Mürsî hazretleri, sohbetlerinde daha çok, akl-ı ekber denilen en büyük akıldan, İsm-i a'zamdan ve isimlerden, harflerden bahsederdi. Evliyâlık derecelerini, Allahü teâlâya yakîn olanların makamlarını, Arş-ı âlâya yakın olanların sâhib oldukları üstünlükleri, evliyâdan yardım istendiği zaman imdâda yetiştiğini ve yardım ettiğini, sır ilimlerini, kader (kıyâmet) gününü, kişilerin ilimlerini, kıyâmet günü neler olacağını, Allahü teâlânın kullarına yumuşaklık, nîmet vermek, cömertlik ve intikam bakımından neler yapacağını ve bunun gibi yüksek ilimleri anlatırdı. "Akıllar zayıf olmasaydı (anlayamayacaklarından ve anlaşılamayacağından korkmasaydım) Allahü teâlânın rahmetinden çok haberler verirdim." buyurdu.