EVLİYÂ HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Anadolu'da yetişen velîlerden
Akbilek Bahşî Halîfe (rahmetullahi teâlâ aleyh) Amasya'ya bağlı
Taşova'nın Uluköy (Sonusa) kasabasında doğdu. Çok fazla zühd ve takvâ sâhibi
idi. Yâni dünyâya düşkün olmayıp haramlardan çok sakınırdı. Dînî ilimleri iyi
bilirdi. Devamlı nâfile namaz kılar ve oruç tutardı. Kanâat sâhibi olup, az bir
dünyâlıkla idâre ederdi. Sert ve kalın elbiseler giyerdi. Fıkıh ve tefsîr
ilimlerinde söz sâhibi idi. Tefsîrlerin çoğunu ezbere bilirdi. Osmanlılar
zamânında yetişmiş İslâm âlimlerinin en büyüklerinden olan Müftiy-yüs-sekaleyn
İbn-i Kemâl Paşa, Bahşî Halîfe'den tefsîr ilmi okuyup, hadîs-i şerîf öğrenen
âlimlerdendir. Tefsîr, hadîs ve fıkıh gibi yüksek dînî ilimleri talebelere
okuturdu. Ayrıca İnsanlara vâz ve nasîhat eder, din ve dünyâ saâdetlerinin
yollarını gösterirdi. İlmî sohbetlerinde bâzı âyet-i kerîmelerin fazîletleri
hakkında söylediği sözler için; "Levh-i mahfûzda böyle yazılı olduğunu gördüm."
der ve îzâh ederdi. Bu şekildeki cevaplarında hatâ ettiği hiç görülmedi.
Bir gün câmide vâzında abdest
almanın fazîletlerini anlatırken, alınan abdest suyu ile günahların döküldüğünü
söyledi. Cemâat arasında bulunanlardan birinin kalbine, bu nasıl olur diye bir
düşünce geldi. O zaman Bahşî Halîfe kollarını sığayarak dirseklerine kadar
havaya kaldırdı ve; "Böyle olur." dedi. Cemâat, Bahşî Halîfe'nin kollarından nûr
fışkırdığını gördü. Bu yüzden Akbilek lakabı verildi.
|