EVLİYÂ HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Hindistan'da yaşamış
evliyânın büyüklerinden olan Abdülkâdir bin Şeyh Ayderûsî (rahmetullahi
teâlâ aleyh) daha dünyâya gelmeden on beş gün önce babası, rüyâsında evliyâdan
Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî, Şeyh Ebû Bekr Ayderûs ve başkalarını gördü.
Abdülkâdir-i Geylânî, ona bir istek ve bir arzusunun olup olmadığını sorunca,
doğacak çocuğu için hayır duâ istedi. Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri de
oğluna Abdülkâdir ismini, Ebû Bekr künyesini ve Muhyiddîn lakabını vermesini
söyledi. O da doğacak oğlunun şan ve şerefinin üstün olacağını bu hâdiseden
anladı. Çocuk doğunca, Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerine olan sevgi ve
bağlılığından, ismini Abdülkâdir koydu. Ayderûsî, âilesi içinde sevgi ve
muhabbetle yetiştirildi. Âilesinden ilim ve edeb öğrendi. Zâten baba ve dedeleri
âlim ve velîlerden idiler.
Kur'ân-ı kerîm okumayı
babasından öğrendi. Âlim ve velîler huzûrunda hatim okudu. Kırâat ilminden
başka, birçok âlimden çeşitli ilimleri tahsîl etti. Bu ilimlerle ilgili icâzet,
diploma aldı. Yazılmış bâzı eserleri tasnif etmeye başladı. İmâm-ı Muhammed
Gazâlî hazretlerinin İhyâu Ulûmi'd-Dîn adlı eserini çok okudu. Bu eserden medh
ederek bahsederdi.
Bir zaman, o beldenin vâlisi
gelip, bir işi için Ayderûsî'nin babasından duâ istedi. Ayderûsî daha o zaman
küçük idi ve orada bulunuyordu. Vâli, meselesini anlattı. O zaman küçük Ayderûsî,
Sâf sûresinin on üçüncü âyet-i kerîmesini okuyuverdi. Bunun üzerine babası,
vâliye; "Cevâbını bu çocuk verdi." buyurdu. Daha sonra vâlinin meselesi
halloldu. Ayderûsî'nin annesi sâlihâ ve çok cömert bir hanımdı. Ramazan ayında
bir Cumâ günü vefât etti. Son sözü; "Lâ ilâhe illallah." oldu. Ayderûsî annesine
çok hürmet ve hizmet edip, onun hayır duâsını kazandı.
Zamânının meşhûr âlimlerinden
ilim öğrenen ve ders okuyan Abdülkâdir Ayderûsî, ilimde pek yüksek dereceye
ulaştı. Tasavvufa karşı alâka duydu. Velîlerin sohbetlerinde bulunup onlardan
istifâde etti. Tasavvuf yolunda ilerledikçe bir şey bilmediğini ve boş olduğunu
hissetti. İlim ve tasavvuftaki yüksek derecesi gerek Hindistan'da gerekse
Hindistan dışındaki yerlerde duyuldu. İlminden istifâde için pekçok kimse onun
meclis ve sohbetlerine koştu.
|