CİLD       ALFABE       KONU       KABR-İ ŞERİFLER

ALFABE - CİLD                      1.   2.   3.   4.   5.   6.
     
 

EVLİYÂ HAYÂTINDAN SAHÎFELER

Mısır evliyâsından Ali bin Şihâb (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerinin vefâtına kadar hiçbir kimsenin gıybetini yapmadı. Bundan uzak durdu. Ömrü boyunca boş durmadı ve lüzûmsuz bir işle meşgûl olmadı. İbâdet ve insanlara faydalı işlerle meşgûl oldu. Geceleyin biraz uyur, sonra kalkar abdest alır, namaz kılardı. Daha sonra büyükçe bir kap alır, su doldurulması gereken yerleri doldurur, bir taraftan da Kur'ân-ı kerîm okurdu. Bu hâli, sabah namazına kadar devâm ederdi. Çok kere, bu zaman zarfında Kur'ân-ı kerîmin yarısını  okumuş olurdu. Dergâh, câmi ve o civârdaki yolculara âit sebilleri su ile doldururdu. Hattâ hayvanlara âit su içme yerlerine de su koyardı. Sonra câmideki abdest alma yerlerinin suyunu doldururdu. Temizlenmesi gereken yerlerin temizliğini yapardı. Bütün işleri bitirdikten sonra, dergâhın damına çıkar, Allahü teâlâdan af diler, tesbîh okurdu. Sonra sabah ezânını okur, iner câmiye girerdi. Sabah namazının sünnetini kıldıktan sonra talebeleri ile birlikte kırâatine uygun Kur'ân-ı kerîm okurdu. Bunu bitirince, cemâate namaz kıldırırdı. Namaz bittikten sonra, güneş doğuncaya kadar tekrar Kur'ân-ı kerîm okurdu. Bu vakitte mektep çocukları gelirdi. Onlara, ikindi vaktine kadar ders okuturdu. Sonra tekrar abdest alma yerlerinin suyunu doldururdu. Bu işten sonra, dergâh kapısının yanındaki dükkânı açar, zeytinyağı, bal, pirinç, biber gibi şeyler satar, halkın bu tür ihtiyâcını da karşılar, gün batmadan evvel işini bitirirdi. Sonra da ezân okur, cemâate akşam namazını kıldırırdı. Namazdan sonra, yatsı namazına kadar Kur'ân-ı kerîm okurdu. Yatsı namazını kıldıktan sonra, Ali bin Şihâb evine gider, bir miktar istirahat ederdi. Sonra tekrar aynı işleri yapmaya başlardı. Hanımı onun bu hâline acıyıp; "Efendi, bir gece olsun kendine dinlenecek bir zaman ayırmaz mısın?" diye sorunca; "Biz buraya dinlenmek için gelmedik." buyururdu.

"Hac dönüşü, insanlar kendisini karşılamaya çıktılar. İkindi vakti idi. O, hemen dergâhın damına çıkıp ezân-ı Muhammedîyi okudu. Sonra inip, namaz kıldırdı. Namazdan sonra da etrâfı temizlemeye, abdest alma yerlerinin sularını doldurmaya başladı. Daha evine gitmeden, bu işlerini yapıp bitirdi. O geceden îtibâren, önceki âdeti üzere, hiç aksatmadan sebilleri doldurmaya devâm etti. Başkalarının hac dönüşü günlerce dinlendiği, boş durduğu gibi yapmadı. "Vakit, keskin bir kılıçtır." buyururdu. Hacdan döndükten sonra, ağlaması ve hüznü daha da fazlalaştı. Vefâtına kadar hep bu hâl üzere yaşadı."