EVLİYÂ HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Mısır evliyâsından Ali
Havâs Berlisî (rahmetullahi teâlâ aleyh) ümmî olup, okuma-yazması yoktu.
Allahü teâlânın ihsânı ile Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîfler üzerinde, âlimleri
hayrette bırakan çok kıymetli açıklamalarda bulunurdu.
Ali Havâs, önceleri
dolaşarak, sabun ve temizlik malzemeleri satardı. Sonra zeytin satmaya başladı
ve birkaç sene zeytincilik yaptı. Sonra bu işi de bırakıp, sepet örmeye başladı.
Vefâtına kadar bu işle meşgûl oldu. Ali Havâs'ın bir gün gözleri şişmişti. Buna
rağmen, yine sepet örmeğe devâm etti. Onu sevenlerden birisi kendisine biraz
para getirip;
"Efendim, buyurun bunları
harcarsınız, gözleriniz iyileşinceye kadar istirahat edersiniz." dedi. Ali Havâs
bu paraları almadı ve; "Şu hâlimle kendi kazancıma güvenemiyorum, başkasının
kazancına nasıl güvenebilirim?" buyurdu.
Ali Havâs dükkanını erken
saatlerde açar ve; "Ey Allah'ım! Kullarına faydalı bir iş yapmaya niyet ettim."
derdi. İnsanların ihtiyâcı olan; yağ, un, tahin, pirinç, bakla, sepet gibi
şeyleri satardı. Alış verişte müşterilerden birinin kendisine inanmadığını
anlayınca, tartı ve ölçüyü fazla tutardı. Müşterisinin kendine inandığını ve
güvendiğini anlayınca da, o kişinin hakkını tam tamına tartıp verirdi. Bir kimse
kendisinden bir dirhemlik bir şey satın alır, parasını vermeyi unutur veya
vermezse, evine kadar o müşteriyi tâkib eder, hakkını ister ve şöyle derdi:
"Bizler, bu davranışımızla
insanlara hakların büyüklüğünü, ehemmiyetini gösteriyoruz; böylece onlar ödemede
ihmâlkâr olmasınlar. Kıyâmet gününde kendilerini mihnet altında bırakmamak için
hakkımızı istemekle, kendilerine karşı samîmî davranmış oluyoruz. Çünkü dünyâda
göz yumduğumuz haklarımızı, kıyâmette nefslerimiz taleb edebilir."
İkindi vaktine kadar dükkanda
çalışır, vakit dolunca; "Şimdiden sonra Allahü teâlâya ibâdet için
hazırlanmalıyım." diyerek dükkanını kapatırdı.
Ali Havâs Berlisî, zâlimlerin
ve yardımcılarının yemeklerini yemezdi. Onların verdiği parayı, kendisinin ve
çoluk-çocuğunun ihtiyaçları için harcamazdı. O paraları, dul kadınlara, iş
yapamıyacak durumda olan yaşlılara, çalışıp gücü yetmiyen ve zor durumda
olanlara taksîm edip, verirdi.
|