CİLD       ALFABE       KONU       KABR-İ ŞERİFLER

ALFABE - CİLD                      1.   2.   3.   4.   5.   6.
     
 

EVLİYÂ HAYÂTINDAN SAHÎFELER

Buhârâ'da yetişen evliyâdan olan Alâeddîn Goncdüvânî (rahmetullahi teâlâ aleyh) gençliğinde Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin talebelerinden oldu. Behâeddîn-i Nakşibend vefât edinceye kadar, onun hizmet ve sohbetinde bulundu. Yanından hiç ayrılmadı. Şâh-ı Nakşibend vefât edince, Hâce Muhammed Pârisâ ve Ebû Nasr-ı Pârisâ hazretlerinin sohbetlerine devâm etti.

Ömrünü ilim öğrenmek ve öğretmek yolunda harcayan Alâeddîn-i Goncdüvânî, bu yolun edeb ve usûlüne uymakta son derece gayretli idi. Tasavvuf halleri kendisini o derece kaplamıştı ki, söz söylerken kendinden geçtiği olurdu. Tasavvuf ve hakîkat yolunda emek sarfedip uğraşanlar içinde, yükseklik bakımından, görülen az kimselerden biri de Alâeddîn-i Goncdüvânî'dir. Zamânını o kadar kıymetlendirirdi ki, boşa geçirdiği bir ânı yoktu. Bir an Allahü teâlâdan gâfil olmazdı. Kendini bildiği andan îtibâren uykuda olsun, uyanık iken olsun, bir serçe kuşunun başını suya sokup çıkaracağı zaman kadar bile gaflette olmadı. Nâdir insanlarda görülen, gâyet derin, kendinden geçme hâlleri vardı.

Muhammed Pârisâ Buhâra'da bulunduğu sırada, Alâeddîn Goncdüvânî doksan yaşlarında idi. Birgün Şâh-ı Nakşibend hazretlerinin kabrini ziyâret için Kasr-ı Ârifân şehrine gitti. Ziyâretten dönerken, yolda Alâeddîn Goncdüvânî'ye rastladı. Alâeddîn Goncdüvânî ona;

"Ben de sizi, geceyi kabrin başında geçirir zannetmiştim. Buraya onun için geldim." dedi. Bu söz üzerine Muhammed Pârisâ ona katıldı ve geri döndü. Birlikte Kasr-ı Ârifân'a gelip yatsı namazını berâber kıldılar. Namazdan sonra;

"Sizin gibi Hak yolunda bir merde bu geceyi uyumadan ihyâ edip, ibâdetle geçirmek düşer." dedi. Kendisi de, yatsıdan sabah namazına kadar öyle bir kendinden geçme ve teveccüh hâliyle diz çökerek oturdu ki, dizleri bile kıpırdamadı. İnsanın rûhunda kendinden geçme hâli olmadan, iki diz üstünde kımıldamadan sabaha kadar durması hiç kimsenin harcı değildir. Muhammed Pârisâ genç olmasına rağmen, o gece o kadar yorgun ve hâlsiz düştü ki oturduğu yerde uyuyup kalmamak ve biraz açılmak için ayağa kalktı. Alâeddîn Goncdüvânî ona;

"Ağırlığını atmaya mı çalışıyorsun?" dedi. Sonra yine murâkabeye vardı."