|
EVLİYÂ HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Hindistan'ın büyük
velîlerinden Ahmed Kihtû (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerini
sevenlerden Sultan Zafer Han (Birinci Muzaffer), Gücerât pâdişâhı idi. Onu
Dehli'de iken tanımış birbirlerini Allahü teâlânın rızâsı için sevmişlerdi.
Sultan, Allahü teâlânın bu sevgili kulunun feyzinden, ülkesinin bereketlenmesini
arzu etti. Gücerât'ta kalması için yalvardı. O da, Ahmedabat yakınlarında Serkeç
kasabasında yerleşmek arzusunda olduğunu söyleyip, sultânı sevindirdi. Serkeç'te
yerleşip, insanlara İslâmiyeti anlattı, dînin emirlerine uymalarını sağladı.
Bütün feyz kapılarını, zâhir ve bâtın bereketlerini orada saçtı. Bölge halkı,
onun saçtığı feyz ve nûrlarla, Allah yoluna bağlılıkta, birbirlerine karşı sevgi
ve muhabbette çok yüksek derecelere ulaştı. Güneş altında olgunlaşan meyveler
gibi, insanlar da onun nûrlarıyla olgunlaştı.
Dergâhında devamlı yemek
verirdi. Her gelen yer, doyar, Allahü teâlâya şükredip kalkardı. Ne kadar
kalabalık olsa farketmezdi. Vefâtından sonra, aynı sofra, türbesinde sevenlerine
açıktı. Vâliler, sultanlar, kumandanlar, oraya gelip askerleriyle birlikte yemek
yerler, onun yüksek feyzinden istifâde ederlerdi. Dehli sultânı, Fîrûz Şâhın da
ona muhabbet ve bağlılığı vardı. Birbirlerini çok severlerdi. Ahmed Kihtû, ona
nasîhat eder, duâlarında her zaman Fîrûz Şâhı zikrederdi.
Tîmûr Hanın Hindistan seferi
esnâsında, Dehli'deydi. Dehli işgâl edilmeden on beş gün önce, Allahü teâlânın
izniyle şehrin işgâlini haber verdi. Sevenleri, hocalarının tavsiyesi üzerine
şehri terkedip, Cavnpûr şehrine gittiler. Ahmed Kihtû ise; "Biz halka tâbiyiz."
buyurup, diğer insanlarla berâber Dehli'de kaldı. Sonunda Tîmûr Hanın askerleri
şehri işgâl ettiler. Birçok kimseyi esir ettiler. Esirler arasında Ahmed Kihtû
hazretleri de vardı. Kapatıldıkları yere, gâibden sıcak ekmek gelirdi. Askerler
bu hâle hayret edip, onun hâlinden Tîmûr Hanı haberdâr ettiler. Tîmûr Han, onu
ziyâret edip serbest bıraktırdı. Çok hürmet edip, duâsına mazhar oldu.
|
|