ŞEYH BABA
RESÛL
Irak'ta
yetişen evliyâdan. İsmi, Baba Resûl bin Ahmed bin Abdüssamed bin Süleymân
Karadağî'dir. Seyyid olup soyu Peygamber efendimize ulaşır. 1885 (H.1303)
târihinde Süleymâniye kazasına bağlı Bîyden köyünde doğdu. 1946 (H.1366)
târihinde Ebû Ubeyde köyünde vefât etti. Oradaki kabristanlığa defnedildi.
Baba
Resûl ilk önce Molla Muhammed Beydenî'den okudu. O sırada babası vefât etti.
Bunun üzerine onun terbiyesiyle Şeyh Hüseyin el-Mürşid'in kız kardeşi olan
annesi ilgilendi. Onu alıp Halebçe kazâsında ikâmet eden Şeyh Mahmûd'a teslim
etti. Baba Resûl gençlik çağına gelinceye kadar Müftî Şeyh Mahmûd'un himâyesinde
ders gördü. Sonra oradaki başka medreselerde okudu. Çok sevdiği ders arkadaşı
Abdülkerîm Şûrî ile birlikte civar medreselerde bir müddet ilim tahsîl etti.
Sonra hocaları Molla Abdülkâdir ile birlikte Kızlarbat'a gittiler. Bir müddet
orada tahsîlden sonra Süleymâniye'ye döndüler. Molla Emin Mescidinde, Molla
Mahmûd Kûtûî ile Şeyh Baba Ali Tekiyye'den okudular ve güzel hallere kavuştular.
Baba
Resûl Süleymâniye'den Biyâre'ye bu güzel halleri ile döndü. O sıralar bu bölgeyi
velîlerden Şeyh Necmüddîn ve Mevlânâ Abdülkâdir irşâd ediyor ve hak yolun
bilgilerini anlatıyordu. BabaResûl, Şeyh Necmeddîn'in sohbet ve derslerine
katılıp olgunlaştı. Allahü teâlâdan korkusu fazlalaştı ve çok ibâdet etmeye
başladı. Hocasının yanında ölü yıkayıcısının elindeki meyyit gibi oldu.
Baba
Resûl bir yandan Mevlânâ Abdülkâdir'in derslerine devâm ederken, diğer yandan
edindiği bilgileri tâliplere öğretiyordu. Bu şekildeki gayretiyle ilim ve
fazîlet sâhibi bir zât olarak yetişti. Kalbinde dünyâ malına rağbeti, sevgisi
hiç kalmadı. O bölgede ondan daha fazla dünyâ sevgisini kalbinden çıkaran
görülmedi. Bu sebeple mânevî olgunluklara ve derecelere kavuştu.
Baba
Resûl anlatır: "Hocam Necmüddîn, üstün haller sâhibiydi. Kalb ilimlerini bilir
ve sık sık onlardan anlatır, bütün hücrelerinin zikrettiğini söylerdi. Bizler
böyle bir zâtın huzûrunda yetiştik."
Baba
Resûl Biyâre'ye gittikten sonra da orada hocası Şeyh Necmeddîn'le birlikte oldu.
1918'de hocasının vefâtı ona çok zor geldi. Sonra hocasının kardeşi Şeyh
Alâeddîn Biyâre'ye geldi ve onun emriyle Biyâre'deki medreseye müderris olarak
tâyin edildi. Orada ilim ve edep öğretti.
Baba
Resûl bir müddet sonra Biyâre'den ayrılıp Halepçe vilâyetine gitti. Orada altı
ay kaldıktan sonra Sula'ya gidip oradaki medresede müderrislik yaptı. İki sene
kadar orada kaldı. Sonra Zeleruş'a geçti. Oradan da Ebû Ubeyde köyüne
gitti.Oraya yerleşip vefâtına kadar o bölge halkına ilim öğretti.
Baba
Resûl, güzel halleri olan, vefâlı, emâneti gözeten, hayâ sâhibi, cömert, dünyâya
değer vermeyen bir zât olarak tanındı. İnsanların arasını ıslah eder,
müslümanların işlerini görmeye koşardı. İslâmiyete büyük hizmeti oldu.
Kendisinden sonra yolunu ilim ve edeb sâhibi olan oğlu Muhammed Avâkele devâm
ettirmektedir.
KAYNAKLAR
1)
Ulemâunâ fî Hidmet-il-İlmi ved-Dîn; s.116
|