|
ŞEYH AMR RABBÂNÎ
Evliyânın büyüklerinden. İsmi Şeyh Amr Rabbânî'dir. İran'ın Şirvan şehrinde
doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1444 (H.848) senesinde Şirvan'da vefât
etti. Kabr-i şerîfi Şirvan'dadır.
Amr
Rabbânî önce Şirvan'da, sonra da uzun seneler Bağdât'ta ilim tahsîl etti. Çok
zekî ve akıllı idi. Bir şeyi kısa zamanda okur, anlar ve ezberlerdi. İlimde
mâhir, becerikli olduğu gibi, çeşitli sanatları da bilirdi. Bir gün kendi
kendine; "Ey Amr! Sen bu derece akıllı ve beceriklisin. Öğrenmediğin aklî ilim
kalmadı.Lâkin tasavvuf denen gönül ve kalb ilimlerinden hiç haberin yok. Üstelik
onu öğrenmeye de gayret göstermezsin." dedi. Hemen hazırlanıp ismini duyduğu
Mîrim Halvetî hazretlerinin dergâhına koştu. Orada Mîrim hazretlerinin sohbetini
dinledi. Lâkin anlatılanlar aklına uygun gelmedi ve oradan ayrıldı. Onun bu
hâlini Mîrim Halvetî hazretlerine haber verdiklerinde; "Görüşürüz." buyurdu. Bir
zaman sonra Amr Rabbânî Herat şehrine geldi. O sıralarda Mîrim Halvetî
hazretleri de Külebâd'dan Herat'a gelmişti ve orada bâzı ihtiyaçlarını gördü.
Tam şehirden ayrılacağı zaman Amr'a rastladı ve; "Ey Amr! Senin istediğin şey
bizdedir. Bize gidelim. Ola ki irşâd olursun. Kalbin açılır." buyurdu. Amr
Rabbânî de, ona îtirâz edemeyip birlikte Mîrim Halvetî hazretlerinin dergâhına
geldiler, orada kalp gözü açıldı ve ona talebe oldu. Nefsiyle çok uğraşıp,
terbiyesine çalıştı. Bu gayretleri netîcesinde mânevî ilimlere, yüksek makamlara
kavuştu. Buyurdukları ayniyle ortaya çıkar, ne dilerse cenâb-ı Hak ona verirdi.
Bu üstünlük halleri kendisine soruldukta; "Bu, Allahü teâlânın ihsânı,
söylediğim şeyler aynen çıkıyor." buyururdu.
Kendisi
anlatır: "Önceleri pirinç unundan pişirilmiş bir yiyeceği üç günde bir yerdim.
Başka şeyler yemezdim. Bir gün gök yüzünün seyrine daldım. O zaman kalbim
açılıverdi. Zîrâ hocam yanıma gelivermişti. Bir nûr sağ kulağımdan girip
diğerinden çıktı ve her yeri güneş gibi aydınlattı. Dünyâ önümde dürüldü.Sanki
bir tabak içinde önüme gelmişti. Bundan sonra kimin bir işi olsa onu gidermeye
ona yardım etmeye çalıştım."
KAYNAKLAR
1)
Lemezât, Süleymâniye Kütüphânesi, HacıMahmûd Kısmı, No: 1894, v.122
|
|