|
ŞEYH AHMED EFENDİ
Osmanlılar zamânında Anadolu'da yetişen evliyâdan. Evliyânın büyüklerinden Emir
Sultan hazretlerinin yoluna mensûbdur. Babası Abdurrahmân Efendi isminde bir
zâttır. Doğum târihi bilinmemektedir. 1529 (H.935) senesinde Bursa'da vefât
etti. Kabri, Bursa'da Emir Sultan Câmii bahçesinin sağ tarafındadır.
Zamânın
usûlüne göre ilim tahsîl eden Ahmed Efendi, âlim ve velî zâtların ilim
meclislerinde, sohbetlerinde bulundu. Zâhirî ilimlerde, bilhassa tefsîr ve fıkıh
ilimlerinde pek derin âlim ve yüksek bir velî oldu. Rumeli Yenişehiri'nde
bulunup insanlara vâz ve nasîhat etti. Hicaz'a giderek hac vazîfesini yerine
getirdi. Sevgili Peygamberimizin kabr-i şerîflerini ziyâret etti. Babasıyla
birlikte hacca giderken babası ona; "İnşâallah Makâm-ı İbrâhim'de ikâmet
okununca, gaybdan bir kimse zuhûr edip imâmlık etse gerektir. O kimseyi şüphesiz
kutb-ı zaman bil. Ondan gâfil olma." diye nasîhat etti. Nihâyet Makâm-ı
İbrâhim'e varıp namaz vakti olunca, ikâmet okunduğunda âniden bir kimse zuhûr
edip imâm oldu ve namaz kıldırdı. Namaz bittikten sonra Şeyh Ahmed Efendi
imâmlık yapan zâtın yanına yaklaşıp müsâfeha etti ve; "Beni sâlih duânızdan
unutmayın." dedi. O zât Şeyh Ahmed Efendiye duâ etti. Ahmed Efendi;
"Elhamdülillah kutb-ı zaman ile müşerref olduk." diye sevincini zaman zaman
beyân ederdi. Hacdan döndükten sonra Emîr Sultan hazretlerinin dergâhında talebe
yetiştirmekle ve insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatmakla meşgûl
olan Abdurrahmân Efendi, vefât edince yerine Şeyh Ahmed Efendi geçti. Beş sene
müddetle insanlara İslâmiyeti anlatan Şeyh Ahmed Efendi, vefât etmeden önce
talebelerinden İbrâhim Efendiyi yerine halîfe bıraktı. 1529 (H.935) senesi
Cemâziyelahir ayının yirmi yedinci Pazartesi gecesi Bursa'da vefât etti. Emîr
Sultan Câmii bahçesinin sağ tarafında defnedildi.
Şeyh
Ahmed Efendi; uzun boylu, beyaz benizli, zayıf bedenliydi. Dünyâya ve dünyâ
malına önem vermez, çok ibâdet eder, nefsinin istemediklerini yaparak,
istediklerinden sakınarak riyâzet ve mücâhede yapardı. Çok zayıf olduğundan
beline üç dört kuşak kuşanırdı. Emîr Sultan hazretlerinin bildirdiği yol üzerine
hareket ederdi. Çok Kur'ân-ı kerîm okur, Peygamber efendimizden bildirilen
duâları ve virdleri, günlük vazifelerini devamlı söylerdi. Bu virdlerine ve
vazîfelerine yolculuk, kış, yağmur demeden devâm ederdi. Yolculukta kâfile
hareket hâlinde de olsa virdini tamamlamadan, okuyacaklarını okumadan hareket
etmezdi. Ayrıca yolda giderken de Kelime-i tevhîd söylemeye devâm ederdi.
Geceleri çok az uyur, günlerinin çoğunu oruçlu olarak geçirirdi. Sözleri pek
tesirli olup, vâz vermek üzere kürsüye çıktığında cemâatten pekçok kimse
ağlardı. Güzel halleri ve kerâmetleri gerek sağlığında, gerekse vefâtından sonra
devamlı anlatılırdı.
KAYNAKLAR
1)
Güldeste-i Riyâz-ı İrfân; s.86
2)
Vefeyât Baldırzâde (Süleymâniye Kütüphânesi, Hacı Mahmûd Bölümü, No: 4560-4613)
3)
Lemezât (Üniversite Kütüphânesi, No: 1894)
|
|