SELÎM KIRÎMÎ
Kâdiriyye yolunda yetişen velîlerden. 1756 (H.1170) senesinde vefât etti. Kabri
Köprülü'dedir. Aslen Kırımlı olup ilim tahsilini İstanbul'da yaptı. Bir müddet
kâdılık vazifesinde bulundu. Bosna niyâbetinde iken kâdılıktan ayrıldı.
Tasavvufta yetişmek üzere Şeyh Muhammed adında bir zâtın Kâdirî yolunun
rehberlerinden Şeyh Hüseyin Efendinin sohbetlerinde bulunup onlardan feyz aldı.
Asıl hocası ise zamânının Kâdiriyye yolu şeyhlerinden Şeyh Hamdî hazretleridir.
Bu hocasına talebe olmadan önce onun ile ilm-i zâhirde mücâdele hâlinde idi. Bir
gün yine ilmî münâzara yaptıkları bir sırada söz çok uzayıp münakaşaya
dökülmüştü. Şeyh Hamdi hazretleri onun bu hâline kızıp meclisinden kovmuştu.
Selîm Kırîmî bu halden çok etkilenmişti. O gecenin yarısında kalkıp bütün
parasını ve malını ve neyi varsa hizmetcilerine ve evdekilere taksim etti.
Sadece büyük bir tülbentini başına sarmak için yanına alıp Şeyh Hamdi
hazretlerinin huzuruna gitti. Ona talebe olup tasavvufta yetişmek istediğini
arzederek teslim oldu. Başına bir sikke giydirip; "Büyük bir tülbendin varsa ver
üzerine saralım" diyerek yanına ayırdığı tülbende işâret ederek istedi. Alıp onu
da sardı. Birkaç gün sonra da onu çıkarıp yerine başka bir tülbent sararak
başındaki kendi tülbentini alıp attı. "Bunu kendine put yapmışsın. Birkaç gündür
nefsinin arzusunu yerine getirerek başına sardık. Artık yeter" dedi. Bundan
sonra onu tasavvufta yetiştirip kemale erdirdi.
Daha
sonra da insanlara rehberlik yapması, İslâmiyeti anlatarak hizmet
etmesi için onu Köprülü kasabasına gönderdi. Tasavvuf hallerine gark olmuş ve
hep kendinden geçmiş haldeydi. Bu sebeble Selîm-i Dîvâne ismiyle meşhur
olmuştur. Kerâmetleri ve üstün halleri ile tanınıp çok sevilmiştir. Selîm
Divânı adlı bir kitap yazmıştır. Burhân-ül-Ârifîn, Miftâhü Müşkilât-üs-Sâdıkîn
ve Âdâb-ı Tarîk-il-Vâsilîn adlı eserleri vardır.
KAYNAKLAR
1)
Bahr-ul-Velâya Süleymâniye Kütüphânesi H.Hüsnü Kısmı No: 579 v.38-A
2)
Osmanlı Müellifleri; c.1, s.86
|