CİLD       ALFABE       KONU       KABR-İ ŞERİFLER

1.   2.   3.   4.   5.   6.   7.   8.   9.   10.   11.   12.
     
 

SELÎM FETİHPÛRÎ

Hindistan'ın meşhur velîlerinden. 1492 (H.897) senesinde doğdu. 1571 (H.979)de vefât etti.Fetihpûr şehrindeki türbesindedir. Babası Şeyh Behâeddîn'dir. Aslen Dehli şehrinden olup, soyu evliyânın meşhurlarından Fudayl bin İyâd hazretleri ile Genc-i Şeker hazretlerine dayanır. Tasavvufta hocası Hâce İbrâhim olup, Çeştiyye yolunda kemâle ermiştir. Uzun bir ömür sürmüş olup, gençliğinde sipâhî idi. Arabistan ve Acem diyârını gezdi. Mekke-i mükerremeye ve Medîne-i münevvereye gidip ziyâret etti. Gittiği yerlerde zamânının velîleriyle görüşüp sohbetlerinde bulundu. Sonra Hindistan'a dönüp Seykerî denilen dağda bir yeri kendine vatan seçip, orada zâviyesini kurdu. Daha sonra buraya şehir kurulup, bir kale yapıldı ve ismi Fetihpûr oldu. Zamânın hükümdârı Ekber Şahın çocuğu olmuyordu.Selîm Fetihpûrî hazretlerine gelip, duâ istedi. "Yarın sana bu hususta bir cevap veririz." dedi. Pâdişâh ertesi gün gelince; "Senin üç oğlun olacak." dedi.Ekber Şahın bir oğlu doğdu. Selîm Fetihpûrî hazretleri ona Selîm ismini koydu ve kendi çocuğu ile süt kardeşi yaptı. "Bu çocuk konuşmaya başladığı zaman biz dünyâdan göçeriz." buyurdu. İşâret ettiği gibi oldu.

Selîm Fetihpûrî hazretlerinin isim verdiği ve duâ ettiği çocuğun babası Ekber Şah, Hindistan'da Gürgâniyye Türk Devletinin üçüncü hükümdârı idi. Hükümdâr olup hâkimiyeti sağlayınca, doğru yoldan ayrılıp; "Dîni İlâhî" diye sapık bir yol kurdu. Onun İslâmiyetten ayrılıp, dinsizliği yaymaya kalkışması üzerine devrin Ehl-i sünnet âlimleri sapık fikirlerine cevap verdi.Halkı uyardılar. Hükümdar olduğu için âlimlere ve müslümanlara çok zulüm ve işkence yaptı. Sonunda şiddetli bir dizanteri hastalığına yakalanıp öldü.Yerine oğlu Selîm Cihangîr pâdişâh oldu. Bu pâdişâh, Selîm Fetihpûrî hazretlerinin ismini koyduğu ve duâ ettiği çocuktu.

Babasının kurduğu sapık yolu tamâmen ortadan kaldırdı. Âlimlere hürmet gösterip, Ehl-i sünnet îtikâdının her yere yayılmasına vesîle oldu.

 

KAYNAKLAR

1) Sefînet-ül-Evliyâ; s.192

2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.15, s.326