SELÎM EL-MESÛTÎ
Evliyânın meşhurlarından. 1832 (H.1248) senesinde Şam’da doğdu. Vefât yeri ve
senesi belli değildir. Aklî ve naklî ilimleri zamanının meşhur âlimlerinden
öğrendi. İlim öğrendiği âlimler; büyük İslâm âlimi Seyyid Muhammed Âbidîn’in
talebelerinden Şeyh Abdulganî el-Meydânî ve babası Şeyh Saîd el-Halebî’nin
talebesi olan Şeyh Abdullah ve Şeyh Selîm el-Attâr, Şeyh-ül-Haccar
ve diğerleridir. Tasavvufta Halvetiyye yolunda Şeyh Sâdi el-Halvetî'den,
Şâziliyye yolunda Şeyh Ebü'l-Mehâsin'den feyz aldı. Sohbetlerinde ve derslerinde
insanların yanında melekler ve cinler de toplanırdı. On yedi yaşında Buhârîyi
Şerîf'i ve diğer hadîs kitaplarını okuturdu. Ömrü ilim öğretmekle geçti.
Hâne halkı çok kalabalık olmasına rağmen rahatlık ve bereket içinde yaşamıştır.
Yazdığı eserler için “Telifâtımız Resulullah indinde makbul olduğu müjdelendi.
Eserlerimden hâsıl olan hayırlar Resûlullah efendimizin medet ve
yardımlarıyladır.” demiştir.
Câmiu Kerâmât-il Evliyâ
müellifî Yûsuf
Nebhânî şöyle anlatır: “Şeyh Selîm el-Mesûtî’nin şânını duymuştum. Kerâmetler
sâhibi bu zâtı ancak 1905 (H. 1323) senesinde görmek nasib oldu. Beyrut'ta
evimde otururken bir Cumartesi günü kuşluk vakti, iki kişi evime geldi. Gelenlerden birinin o olduğu yüzündeki
nurdan, velilik âlemetlerinden belliydi. Velî bir zât olduğu hemen
anlaşılıyordu. Defalarca elini öptüm. Meşâyih’den ne almışsa o feyzleri bana
aktarıp icâzet verdi. Bu icâzeti verdiğini defalarca tekrarladı. Ayrıca bana
Yâsîn-i şerîf sûresini dünya ve âhiret hayırlarına kavuşmam için, her iki
cihanda şerlerden korunmam için okumak üzere icâzet verdi. Kendisi her şey için
bu sûreyi okurdu. Hastalıklar için bu sûreyi okumak şifadır. Eceli gelen
hastalara faydası ise ölümü kolaylaştırır.
Bu
hususta şöyle anlattı: “Şam'da hasta bir gencin yanına gittim. Hayâtından ümit
kesilmiş bir halde idi. Yâsîn-i şerîfi okudum, okuduktan sonra kendimden geçtim.
Bu sırada evliyânın kutbu üç büyük zât, Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî, Seyyid
Ahmed Rufâî ve Seyyid Ahmed Bedevî hazretlerini gördüm. Sonra kendime geldim.
Hasta da, hastalıktan eser kalmamıştı. Âlemlerin Rabbi olan Allahü teâlâya
hamdolsun.”
KAYNAKLAR
1)
Câmi-u Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.31
|