TÜRKİYE GAZETESİ YAYINLARI

 

İSLÂM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

4.CİLD

Bir Önceki Sayfaya Gider

CİLD  -  ALFABE  -  ASIR

Bir Sonraki Sayfaya Gider

01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18

SEHL BİN MUHAMMED (Es-Se'lûkî) (Radıyallahü Anh)

Nişâbûr'da yetişen Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinden. Künyesi Ebû Tayyib olup, adı Sehl bin Muhammed bin Süleymân bin Hârûn bin Mûsâ bin Îsâ bin İbrâhîm es-Su'lûkî eş-Sâfiî'dir. Sehl bin Muhammed, fıkıh ilminde imâm olup, mes'elede müctehid idi. Nişâbûr'da müftilik yapmıştır. Sehl bin Muhammed, 387 (m. 997) senesi, Muharremin yirmiüçüncü Cum'a akşamı vefât etti. Fakat vefât târihinde ihtilâf vardır. 402 (m. 1011) senesinde vefât etti diyen âlimler de vardır.

Sehl bin Muhammed hazretleri; babasından edeb, fıkıh ve hadîs ilmini öğrendi. Ayrıca Ebü'l-Abbâs el-Esâm, Ebû Ali Hamid el-Hirevî, Ebû Amr bin Nüceyd ve birçok âlimden ilim öğrendi ve hadîs-i şerîf dinledi. Kendisinden ise; Hâkim Ebû Abdullah, Hâfız Ebû Bekr el-Beyhekî, Muhammed bin Sehl, Ebû Nasr eş-Şazyâhıy ve birçok âlim ilim öğrendi ve hadîs-i şerîf rivâyet etti.

Sehl bin Muhammed, din ve dünyâ bilgilerinde söz sahibiydi. Zamanının bütün âlimleri, onun büyük âlim ve imâm olduğunda ittifak etmişlerdi, ilim ve ameli çok olduğu için, kendisine "Şems-ül-İslâm" İslâmın güneşi denilmiştir. Ebû Tayyib, babasının vefâtından sonra ders vermeye başladı. İlim meclisine, beşyüzden fazla büyük âlim gelirdi. Ebû Tayyib öyle bir zât idi ki, daha kendisine suâl sorulmadan cevâbını söylerdi. Ebû Tayyib vefât edince, talebeleri Nişâbûr'dan ayrılıp çeşitli memleketlere gidip, oralarda İslâm bilgilerini öğrettiler.

Sehl bin Muhammed için, Abdülazîz bin Abdülmelik "Ben çok yer dolaştım. Fakat Sehl gibi bir zât göremedim." Ebû Âsım el-Abbâdi "Sehl bin Muhammed imâm, edeb sahibi, fakîh, kelâm âlimi ve nahiv âlimi idi" Ebû İshâk, "Sehl fakîh, edîb idi. Âlimler ondan çok istifâde ettiler." Hâkim ise, "O fakîh, edîb, Nişâbûr müftîsi ve müfti oğlu müfti bir zât idi" demiştir.

Hâfız Esîr-üd-dîn Ebû Abdullah Menâtab-i Şafiî adlı eserinde "Sehl bin Muhammed çok büyük âlim idi. İnsanlara çok faydası oldu. Asrının İmâm-ı Şâfiî'si idi. Eğer İmâm-ı Şâfiî hazretleri görseydi onu çok sever üstün tutardı" demektedir.

Abdülvâhid el-Lahmî şöyle anlatır: Sehl bin Muhammed'in gözleri ağrıyordu. Bu sırada, da birçok âlim, huzuruna ilim öğrenmek için geliyorlardı. Ebû Abdurrahmân es-Sülemî, Sehl bin Muhammed'in huzuruna gelerek, "Ey imâm, senin gözlerin kendi yüzünü bir görseydi, ağrı diye bir şey kalmazdı" dedi. Sehl hazretleri bu sözü duyunca sevindi ve tebessüm etti. Sehl bin Muhammed hazretlerinin Ebüdderdâ'dan (r.a.) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte Peygamber efendimiz (s.a.v.) "Ey insanlar! Biliniz ki hilm, yumuşak huylu olmaya çalışmakla elde edilir, ilim âlimden işitilerek öğrenilir. Kim hayrı isterse, ona verilir. Kim serden (kötülükten) kaçarsa ondan korunmuş olur" buyurmuştur.

Sehl bin Muhammed buyurdu ki; "Zamansız işe başlıyan kendini sıkıntıya sokar."

"Bir işin tamamı yapılamazsa, hepsinden vazgeçmemelidir. Resûlullah efendimiz (s.a.v.), "Size emrettiklerimi gücünüz yettiği kadar yapınız" buyuruyor."

"Sıkıntılı zamanda, insan, dostlarına muhtaçtır."

 

KAYNAKLAR

1) El-Bidâye ven-nihâye cild-11, sh-324

2) Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-4, sh-393

3) Tehzîb-ül-esmâ v'el-lüga cild-1, sh-238

4) Vefeyât-ül-a'yân cild-2, sh-435

5) Şezerât-üz-zeheb cild-3, sh-172

 
 

Bir Önceki Sayfaya Gider

Bu Bölümün İndex Sayfasına Gider

Bir Sonraki Sayfaya Gider