Meşhûr hadîs,
lügat ve nahiv âlimlerinden. İsmi, İbrâhîm bin Muhammed bin Urfe bin Süleymân
bin Mugîre bin Habîb bin Mühelleb İbni Ebî Sufre el-Âtakî'dir. "Niftâveyh"
lakabı ile meşhûr olmuştur. Künyesi, Ebû Abdullah"dır. İbn-i Hâleveyh diyor ki,
"Âlimler arasında ismi "İbrâhîm", künyesi "Ebû Abdullah" olan Niftâveyh'den
başkası yoktur. Kendisi Vâsıt şehrinden olup, Ezd kabilesine mensûbtur. Bunun
için "Ezdî" ve "Vâsıtî" diye nisbetlendirilmiştir. 244 (m. 858 senesinde doğdu.
Sonra Bağdâd'a yerleşti. Edebiyat ilimlerine ait bir çok eserleri vardır. Nahiv
ilminde mütehassıs bir âlimdi. 313 (m. 925) senesi Safer ayının altısında,
Çarşamba günü güneş doğduktan bir saat sonra vefât etti. Ertesi gün Kûfe
kapısına defn edildi. Namazını, o zamanının Hanbelî mezhebi âlimlerinin reisi
olan Bermehârî kıldırdı.
Niftâveyh, çok
ilim sahibi olan yüksek bir âlimdi. Hadîs ilminde, lügat ve Arab edebiyatında
derin bilgisi vardı. Birçok eserin sahibidir. Şiirleri vardır. Iraklı âlimlerden
İshâkbin Vehb, Halef bin Muhammed, Muhammed bin Abdülmelik ed-Dakîkî, Şuayb bin
Eyyûb, Abbâs bin Muhammed ed-Dûrî, Abdullah bin Muhammed bin Şâkir, Ahmed bin
Abdülcebbâr el-Attârdî, Abdülkâdir bin Heysem ve daha başkalarından ilim aldı.
Kendisinden ilim öğrenenler çok oldu. Talebeleri ve eserleri çoktur. Ondan; Ebû
Bekr Muhammed bin Abdullah-ı Şâfiî, Ebû Tâhir bin Ebî Heysem el-Mukrî, Ebû Ömer
bin Hâleveyh, Ahmed bin İbrâhîm bin Şâzân ve daha pekçok âlim ilim aldılar,
rivâyette bulundular.
Niftâveyh, çok
çeşitli ilimlerde bilgi sahibiydi. Zamanının yüksek âlimleri arasında hatırı
sayılan bir zât idi. Abdülazîz bin Fadl diyor ki, "Birgün Niftâveyh, Kâdı
Ebül-Abbâs İbni Süreyc ve Dâvûd-i Zâhirî'nin oğlu Muhammed ile birlikte da'vet
edildikleri bir düğün yemeği için yola çıkmışlardı. Nihayet yolda dar bir
geçitle karşılaştılar. Onlardan her biri, arkadaşına yol vermek için onu önce
geçirmek istedi. İbn-i Süreyc dedi ki: "Yolun dar olması, insanın edebini bozup,
kendinden büyüğünün önüne geçmesine sebep oluyor." Bunun üzerine İbn-i Dâvûd
"Fakat yolun darlığı, insanların kıymetini öğretiyor" dedi. Niftâveyh de:
"İnsanların arasındaki sevgi sağlam olursa, zorlukları yok eder" dedi.
Onun şiirleri
meşhûrdur. Bir şiirinde kendisine seslenerek diyor ki:
"Allah'ın
bildiği her günahtan O'na tövbe et, elbette şakî, Allah'ın merhamet etmediği
kimsedir." "Farz et ki, Allah her günahımı affetti, O'nunla karşılaşınca,
utancımdan vah benim hâlime!"
Niftâveyh,
ahlâkı temiz, sohbetleri faydalı ve rivâyetlerinde sâdık (güvenilir, sağlam)
idi. Kur'ân-ı kerîmin hepsini ezberlemişti. Dâvûd-i Zâhirî'nin mezhebindeki
fakîhler arasında söz sahibiydi. Hadîs ilminde senet olup, Müsned'i vardır.
Resûlullahın (s.a.v.) hayatı ve hâlleri ile ilgili bilgileri, insanların
başından geçen hâdiseleri ve târihlerini mühim şahsiyetlerin vefâtlarını ezbere
biliyordu. Sözlerinde ve davranışlarında çok nâzik ve kibardı. Mürüvvet sahibi
bir zât idi. 50 seneden çok Kur'ân-ı kerîmin kırâati (okunması) hususunda ders
verdi. Her dersine, İmâm-ı Âsım'ın rivâyeti üzere Kur'ân-ı kerîm okuyarak
başlardı. Sonra diğer kitapları okuturdu.
Onun yazdığı
eserlerin başlıcaları şunlardır:
1. Garîb-ül-Kur'ân
2. İ'râb-ül-Kur'ân
3. El-Masâdir-ül-kavâfî
4. El-Muknî'
fi'n-nahvi
5. Et-Târih
6. El-Emsâl
7. Emsâl-ül-Kur'ân
8. Er-Reddü
alel-kâili bi-halk-ıl-Kur'ân
Şiirleri
çeşitli eserlerinde yer almaktadır.
KAYNAKLAR
1) Mu'cem-ül-müellifîn cild-1, sh-102
2) Târîh-i Bağdâd cild-6, sh-159
3) Vefeyât-ül-a'yân cild-1, sh-47, 49
4) Şezerât-üz-zeheb cild-2, sh-29
5) Bugyet-ül-vuât cild-1, sh-428
|