Hadîs ve fıkıh
âlimlerinden. İsmi, Muhammed bin Muhammed bin Ahmed bin İshâk el-Kerâbîsî
en-Nişâbûrî'dir. Künyesi, Ebû Ahmed olup, Hâkem-ül-kebîr lakabıyla tanınmıştır.
285 (m. 898) senesinde doğdu. İlim tahsili için çok gayret etti. Pekçok yer
dolaştı. Kıymetli kitaplar yazdı ve ba'zı kitaplara şerhler yaptı. Kâdılıkta
bulundu. 378 5m. 988) senesinin Rabi-ül-evvel ayında 93 yaşında iken Nişâbûr'da
vefât etti.
Büyük
âlimlerden olan Hâkim; Ahmed bin Muhammed el-Mâsercisî, Muhammed bin Şâdil,
İbn-i Huzeyme, Bâğandî, Begâvî, es-Sirâc, Muhammed bin İbrâhîm el-Gâzî, Abdullah
bin Zeydân el-Beclî, Muhammed bin Feyz el-Gassânî, Ebû Arûbe el-Harrânî ve daha
pekçok âlimden ilim öğrendi ve hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundu. Kendisinden
de; Hâkim Ebû Abdullah, Ebû Abdurrahmân es-Sülemî, Muhammed bin Ahmed el-Cârûdî,
Ebû Bekr Ahmed bin Ali bin Menceveyh, Ebû Hafs bin Mesrur, Muhammed bin Ali bin
Muhammed el-Cessâs, Sa'îd bin Muhammed el-Kâdı, Ebû Sa'îd el-Kencerûdî, Ebû
Osman el-Bahîrî el-İsfehânî ve daha pekçok âlim ilim öğrenmiş ve hadîs-i şerîf
rivâyetinde bulunmuşlardır.
Meşhûr
âlimlerden, olan Ebû Ahmed, zamanında San'a şehrinin imâmı idi. Hadîs-i
şerîflerin sahiîhlik şartlarını, râvi isimlerini ve künyelerini pek iyi bilen,
sika (güvenilir) sadûk (rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerde i'timâd edilen)
âlimlerdendir. Haramlardan sakınır, dünyâya kıymet vermez, gece-gündüz ilim
öğrenir, kitap yazar ve çok ibâdet ederdi.
Hâkim Nişâbûrî
şöyle anlattı: "Hadîs-i şerîf öğrenmek için Şam, Irak ve Cezîre'ye gitti. Şaş
şehri kadılığına ta'yin edildi. Orada dört seneden fazla fetvâ verdi. Sorıra Tûs
şehri kadılığına ta'yin edildi. Bir seferinde yanına girdiğimde eserleri elinde,
hem fetvâ veriyor hem de kitaplarına bakıyordu. 345 senesinde Nişâbûr'a geldi.
Evine kapanıp, devamla kitap yazmaya ve ibâdete yöneldi. 378 senesinde gözlerini
kaybetti. Bir süre sonra da vefât etti."
Hâkim Nişâbûrî,
târih kitabında şöyle anlatır: "Ebû Ahmed, Selef-i sâlihînin yolunda, kıymetli
ve sâlih bir zâttır. Eserlerinde i'tikâdî mes'eleler hakkında Ehl-i beyt ve
Eshâb-ı kirâm hakkında geniş ma'lûmâtı vardır. Sahih-i Buhârî, Müslim ve İmâm-ı
Tirmizî'nin, Sünen hadîs kitaplarına şerhler yazmıştır. Kendisi, şerh ettiği
Câmi-üs-Sünen kitabının sahibi İmâmı Tirmizî için Ömer bin Alek'in şöyle
söylediğini haber verdi: "İmâm-ı Buhârî vefât ettikten sonra, Horasan'da ilim
bakımından, şüphelilerden kaçma ve dünyâya kıymet vermemekte, İmâm-ı Tirmizî'den
başka onun yerine geçecek bir âlim yoktu."
Kendisi şöyle
anlattı: "Âlimlerle beraber, Horasan emîri Nuh bin Nasr'ın huzurunda idik. Emîr,
"Sizlerden, kim Ebû Bekr'in sadakalar husûsunda rivâyet ettiği hadîs-i şerîfi
biliyor" diye sordu. Onu bilen hiç bir kimse çıkmadı. Benim önümde iki saf
vardı, ben onların en arkasındaydım. Emîrin vezîrine: "Ben biliyorum" dedim.
Bunun üzerine vezîr emîre: "Nişâbûr'dan bu genç, o hadîs-i şerîfi biliyormuş"
dedi. Ön tarafa geçtim ve hadîs-i şerîfi okudum.
Emîr Bana,
"Bunun gibileri zayi edilmez" dedi ve beni Şaş şehrine kadı ta'yin etti."
Ebû Ahmed Hâkim
yaşlandığında, hâfızasının eski kuvveti kalmadı. Fakat asla yanlışlık yaparak
hatâ yapmadı.
Rivâyet ettiği
bir hadîs-i şerîfte Resûlullah efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyorlar.
"Kim Allahü
teâlâya bir kimseyi ortak koşarsa, o kimse kendini Cehennem ateşine düşmekten
kurtaramaz."
Onun ilmine,
hıfzına ve olgunluğuna delâlet eden eserlerinden ba'zıları şunlardır; El-Esmâ
vel-Kunfi (isimler ve künyeler olup, muhaddis, vezirler ve valiler hakkın dadır,
Kitâb-ül-i'lel, Kitâb-ttş-şurût, el-Muharrec âlâ kitâb-il-Müzenî, Şerh-ül-Câmiî
Sahîh-il-Buharî, Şerh-üs-Sahîh-il-Müslim, Şerh-ül-Câmiî Tirmizve
Kitâb-ür-rebâil.
KAYNAKLAR
1)
Tezkiret-ül-huffâz cild-3, sh-976
3) Şezerât-ül-Kitâb cild-M, sh-93
4) Esmâ-ül-müellifîn cild-2, sh-50
5) Mu'cem-ül-müellifîn cild-11, sh-180
|