Nahiv ve lügat
âlimi meşhûr edîb ve şâir. İsmi, Muhammed bin Hasen bin Düreyd bin Atâhiye
el-Ezdî, el-Basrî'dir. Künyesi, Ebû Bekr'dir. 223 (m. 837) senesinde Basra'da
doğdu. 321 (m. 933)'de Bağdâd'da vefât etti. Hayzeran kabristanına defn edildi.
İlim tahsiline
doğduğu yer olan Basra'da başlayıp, oradaki âlimlerden bir müddet ilim
öğrendikten sonra, tahsiline devam etmek üzere Amman'a gitti. 12 sene orada
kaldı. Sonra Basra'ya dönüp, bir müddet Basra'da ikâmet etti. Bundan sonra
Basra'dan çıkıp, Paris beldelerini dolaştı. Bu seyahatlerinden sonra Bağdâd'a
yerleşip, vefâtına kadar orada kaldı. İlim aldığı âlimler, Esmaî'nin kardeşinin
oğlu Abdurrahman bin Abdullah, Ebû Hatim Sicistânî, Ebû Fadl er-Riyâsî, Ebû
Osman Sa'îd bin Hârûn ve diğerleri. Kendisinden ise; Ebû Sa'îd es-Sayrafî, Amr
bin Muhammed bin Seyf, Ebû Bekr bin Şâzân, Ebû Ubeydullah el-Merzibânî ve
diğerleri ilim Almıştır.
Muhammed bin
Hasen, zamanının meşhûr edip Ve şâirlerinden olup, çok rivâyeti olan bir
âlimdir. Çok divân okumuş, Arab divânlarını ezberlemiştir. Hâfızasının kuvveti
ve ezberleme kabiliyeti darb-ı mesel hâline gelmişti. Kendisi şöyle anlatmıştır:
"Ebû Osman Esnândânî (Kitâb-ül-meânî müellifi Sa'îd bin Hârûn) benim hocam idi.
Amcam Hüseyn bin Düreyd benim yetişmemi ona bırakmıştı. Amcam onu yemeğe da'vet
eder, beraber yemek yerlerdi Birgün bu hocam, bana Hâris bin Hallize'nin yazmış
olduğu bir kasîdeyi okutuyordu. Bu sırada amcam yanımıza geldi. Bana, eğer bu
kasîdeyi ezberlersen, sana şunları, şunları alacağım, hediye edeceğim diyerek
va'dlerde bulundu. Sonra hocamı yemeğe da'vet edip, yemeğe oturdular. Onlar
yemekte iken, aradan epey zaman geçti. Ben bu sırada Hâris bin Hallize'nin
divânını sür'atle ezberledim. Yemekten sonra hocama ezberlediğimi bildirince çok
şaşıp, durumu amcama anlattı. O da bana va'd ettiği şeyleri alıp, hediye etti.
Ebû Sa'îd
es-Sayrafî dedi ki: "Ebû Bekr bin Düreyd'in meclisine gittim. Daha önce orada
beni tanıyan yoktu. Orada bulunanlardan birisi büyük zâtlardan birisine nisbet
edilen şu ma'nâda iki beyti okudu: Memleketler ve üzerlerinde yaşıyanlar
değişikliğe uğradı. Bu yüzden yeryüzü de değişti. Her güzelin güzelliği, her
güzel yüzün tebessümü de yok oldu." İbn-i Düreyd, bu şiirin eskiden beri meşhûr
olduğunu söylemiştir.
Müslüman
şâirlerden Abdullah bin Mülim bin Cündeb el-Hüzelî'nin bir beytinin tercümesi
"Geliniz, geceye karşı bana yardımcı olunuz. Çünkü, uyumıyan gözler için geceler
çok uzun gelir. Beni ağlamakta yalnız bırakmayınız. Çünkü ben, sıkıntılı
zamanlarınızda sizi yalnız bırakmıyorum.
Ebû Bekr
el-Esedî: "İbn-i Düreyd, şâirlerin en âlimi âlimlerin de en şâiri idi. Onun
kasîdelerinden birisini İmâm-ı Şâfiî hazretleri de medhetmiştir. Bu kasîdenin
bir beytinin tercümesi şöyledir: İnsan vücûdunu içinde bulunduran kabre selâm
olsun. Bu öyle bir kabirdir ki, karanlıkların cömertliği ile kapkaranlık olmuş."
Naklettiği bir
meşhûr beytin tercümesi şöyledir: "Yarına hoşgeldin demiyorum. Çünkü, yarın
dostların yolculuğu var."
Muhammed bin
Hasen'in eserlerinden bir kısmı şunlardır: "El-Cemhere" lügat ilminde meşhûr ve
mu'teber bir eserdir. "El-İştihâk", "Kitâb-ül-hayl", "Züvvâr-ül-Arab",
"Kitâb-ül-lügât", "Garib-ül-Kur'ân", "El-Müctebâ."
KAYNAKLAR
1) Mu'cem-ül-müellifîn cild-9, sh-189
2) Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-3, sh-138
3) Târîh-i Bağdâd cild-2, sh-195
4) Şezerât-üz-zeheb cild-2, sh-289
5) Mîzân-ül-i'tidâl cild-3, sh-520
6) Vefeyât-ül-uyûn cild-4, sh-323
|