Şâfiî mezhebi
fıkıh âlimlerinden. Künyesi Ebü'l-Hasen'dir. 306 (m. 918) senesinde Mısır'da
vefât etti. Fıkıh ilmini İmâm-ı Şâfiî'nin talebelerinden ve talebelerinin
talebelerinden öğrendi. Diğer ilim dallarında da ilim sahibi olup, edîb ve
şâirdir. Aslen Cezîre'de Re's-ül-ayn denilen yerdendir. Remle'de yaşadı; sonra
Mısır'a yerleşti. "El-Vâtib", "El-Müsta'mel', "El-Müsâfir", "El-Hidâye" adlı
eserleri ve şiirleri vardır.
Şiirlerinden
bir kısmının tercümesi şöyledir:
"Kendisinin
çalışmasıyla; doyacak kadar ekmek, başını sokacak bir ev ve giyeceği bir
elbisesi olan kimse, niçin kibir ve gurur sahibi kimselere el açar. Niçin bayağı
ve düşük kimselere boyun eğer, tenezzül eder?"
"İnsanların
kötülüklerinden kendisini muhafaza etmek isteyen, onlardan mümkün mertebe uzak
olmaya çalışsın. Böyle yapmak, derin bir denizde, gemiye binip, boğulmaktan
kurtulmak gibidir. Ben sana nasîhatimi yaptım. Artık sen bilirsin."
"Nemmam
(koğuculuk yapan) kimselere karşı kendimi muhafaza etmeye bir çârem var, fakat
yalancılara karşı bir çârem yok. İftirâ eden kimselere ise çâre bulmak zor."
"Eğer günahımın
çokluğu olmasaydı, bir an önce ölmek için can atardım. Fakat öyle insanlar
ara-sındayım ki, onlara yakın olmam, bana hayatı zehir ediyor."
"Herkes
yaşamayı medhettikleri zaman ben onlara; hayır, ölümü çok hatırlayınız. Çünkü
onun pek çok fâidesi vardır diyerek onu şöyle anlatıyordum: Bunlardan birisi;
insan ölümü hatırlamak suretiyle, ölüm ve sonrası (âhıret) için hazırlık
yaparak, sâlih ameller işlemeye başlar, birisi de; kendisini kötü kimselerden
uzak tutar."
"Yardımlaşma
genişlikte değil, darlık zamanında güzel olur..."
KAYNAKLAR
1) Mu'cem-ül-müellifîn cild-13, sh-10
2) Vefeyât-ül-a'yân cild-5, sh-289
3) Şezerât-üz-zeheb cild-2, sh-249
4) Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-3, sh-478
|