Nahiv âlimi.
Lügat ve edebiyatta imâm. Künyesi, Ebû Nasrolan İsmâil bin Hammad'a,
Türkistan'ın Fârâb şehrinde doğduğu için Fârâbî denildi. Daha çok Cevherî
lakabıyla meşhûr oldu. Ba'zı rivâyetlere göre 398 (m. 1007) yılında Nişâbûr'da
vefât etti. Vefât târihi hakkında değişik rivâyetler vardır.
İlk tahsilini,
dayısı ve "Dîvân-ül-edeb" adlı eserin yazarı olan Ebû İbrâhim İshâk Fârâbî'den
alan Cevherî, Bağdâd'a giderek, orada Ebû Sa'îd Hasen bin Abdullah Merzubân
Sayrafî ve Ebû Ali Hasen bin Ahmed Fârisî'den ilim öğrendi. Arabça üzerindeki
bilgilerini daha da ilerletmek, sâde Arabçanın inceliklerine vâkıf olmak için,
şehirlerle teması olmayan kabilelerin arasına gidip, bir müddet onlarla beraber
kaldı. Cezîre, Suriye ve Hicaz'a gitti. Damgan'da Ebû Ali Hasen bin Ali'nin
derslerine devam etti. Meşhûr eseri "Sıhâh" üzerinde ilk çalışmalara burada
başladı.
İsmâil bin
Hammâd Cevherî'den birçok kimse ilim tahsil etti. Bunlardan, İsmâil bin Muhammed
Nişâbûrî, Ebû Seni Muhammed bin Ali Hirevî ve İbrâhîm bin Sâlih Verrâk adlı
âlimler tanınan birkaç tanesidir.
Hayatının
sonlarında Nişâbûr'a yerleşerek isteklilere ilim öğretip, pek kıymetli kitaplar
yazmaya başladı. Lügat ilminde Fîrûz Âbâdî'nin "Kâmûs"undan sonra en meşhûr eser
olan "Tâc-ül-lüga ve Sıhâh-ül-arabiyye'yi yazdı. Bu kıymetli eserde kelimeler,
asıllarının son harflerine ve son harfleri aynı olan kelimeler de birinci ve
ikinci harflerine göre tertiplenerek karşılıkları yazılmıştır. Şerhleri ve
birçok hâşiyeleri yapılan ve "Sıhâh" adıyla meşhûr olan bu eserin yalnız olarak
ve şerhleri ile birlikte baskıları yapılmıştır. Mısır baskısı bir mukaddime ve
altı cildden meydana gelmektedir. "Vankulu lügati" adıyla Türkçeye de tercüme
edilerek, İbrâhîm Müteferrika matbaasının ilk kitabı olarak 1139 (m. 1726)
yılında yayınlandı. Çok güzel yazılarıyla, Kur'ân-ı kerîmler ve kıymetli
kitaplar yazarak, hat san'atına şaheserler kazandıran Cevherî'nin "Kitâb-ı
fi'l-arûz","Kitâb-ül-mukaddime fî'n-nahv" adlı iki eseri daha vardır.
İsmâil bin
Hammâd Cevherî, "Sıhâh"ının mukaddimesinde, Allahü teâlâya şükür, Muhammed
aleyhisselâma ve O'nun âline ve Eshâbına salât ve selâmdan sonra, kendisinin
sahih bildiği lügat malzemesiyle bu kitabını hazırladığını, kitabının din ve
dünyâ ilimlerinin iyi öğrenilmesine yardımcı olacağını ve bu sebeble de Allahü
teâlânın bu kitabın şerefini yükselteceğini umduğunu söylemekte ve kitabındaki
tertibi ilk defa kendisinin yaptığını, yirmisekiz bâb ve her babı da yirmisekiz
fasıl olarak hazırladığını bildirmektedir.
KAYNAKLAR
1) Lisân-ül-mîzân cild-1, sh-40
2) Nücûm-üz-zâhire cild-4, sh-207
3) Nüzhet-ül-elibbâ sh-418
4) Mu'cem-ül-udebâ cild-6, sh-151
5) İnbâh-ur-ruvât cild-1, sh-194
6) Mir'ât-ül-cinân cild-2, sh-446
7) Bugyet-ül-vuât sh-195
8) Şezerât-üz-zeheb cid-3, sh-143
9) Mu'cem-ül-müellifîn cild-2, sh-267
10) El-A'lâm cild-1, sh-313
|