TÜRKİYE GAZETESİ YAYINLARI

 

İSLÂM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

4.CİLD

Bir Önceki Sayfaya Gider

CİLD  -  ALFABE  -  ASIR

Bir Sonraki Sayfaya Gider

01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18

İSMAİL BİN AHMED HÎRÎ (Ebû Abdurrahman Mukrî) (Radıyallahü Anh)

Tefsîr, hadîs, kırâat ve Şâfiî fıkıh âlimi, vâ'iz. Künyesi, Ebû Abdurrahmân olup, ismi İsmâil bin Ahmed bin Abdullah'dır. Aslen Nişâbûrludur. Hîrî nisbet edilip, Darîr ve Mukrî lakâbları verildi. 361 (m. 971) yılında doğan Ebû Abdurrahmân 430 (m. 1039) yılında vefât etti.

İlim öğrenmek ve öğretmek için seyahatlerde bulunan Ebû Abdurrahmân Darîr, değişik bölgelerin âlimlerinden ilim öğrendi Ebû Tâbir bin Huzeyme, Ahmed bin Muhammed Enmâti, Ahmed bin İbrâhîm Abdevî, Hasen bin Ahmed Mahlidî, Ahmed bin Muhammed İbni Ömer Haffâf, Ebû Hasen Masercisî, Muhammed bin Abdullah bin Hamdîn, Ebû Bekr Cûzıkî, Muhammed bin Ahmed Müzekkî Nişâbûrî, Ezher bin Ahmed Serahsî, Hâkim Haddâdi Mervezî, Ebû Nuaym Abdülmelik bin Hasen İsferâinî, Ebû Heysem Mekkî Keşmeyhinî, Ebû Abdurrahmân Sülemî rivâyetinde sağlam olduğunu bildirdiler. Hadîs, fıkıh, tefsîr ve kırâat ilimlerinde birçok talebe yetiştirdi. Va'z ve nasîhatlerde bulunup, insanlara emr-i ma'rûf yaptı, ilmi ile amel etmesi, zühd ve takvasının çokluğu ile tanınması, insanların ondan istifâde etmesine sebeb oldu. Talebelerinden en meşhûru Hatîb-i Bağdâdî idi.

Değişik ilimlerde birçok kitap yazan Ebû Abdurrahmân Mukrî'nin, tefsîr ilminde "Kifâye" adı eseri meşhûrdur.

Talebelerinden Târih-i Bağdâd'ın yazarı Ebû Bekr Hâtib-i Bağdâdî anlatır:

"Bir sene hocam Ebû Abdurrahmân Mukrî, hacc edip Mekke'de bir müddet kalarak, ibâdet etmek niyetiyle Bağdâd'a geldi. Beraberinde bir katır yükü kitab ve bunların içinde Sahih-i Buhârî de vardı. O sene hac yolu, eşkıyalar tarafından işgal edildiğinden, Mekke'ye gitmek mümkün olmadı. Yanındakilerle beraber Nişâbûr'a geri dönmeye karar verdiler. Onlar Bağdâd'da beklerken, huzurlarına varıp kendisinden Sahih-i Buhârî okumak istediğimi arz ettim. O da kabul etti. Akşam namazından sabah vaktine kadar, iki gece okuttu. Daha sonra kâfileyle berâber doğuya doğru hareket ettiler. Ben de arkadaşlarımla beraber onların peşinden gittim. Cezîre'ye varınca, Yahyâ Çarşısı'nda bir gün öğleye doğru, kaldığımız yerden başlayıp akşama kadar okuduk. Akşam başlayıp sabaha kadar devam ettik. Böylece üç mecliste bana Sahih-i Buhârî'yi okutmuş oldu."

 

KAYNAKLAR

1) Târîh-i Bağdâd cild-6, sh-313

2) Tabakât-ı mûfetsihin (Dâvûdî) cild-1, sh-104

3) Tabakât-ı mûfessirîn (Süyûtî) sh-7

4) Tabakât-ı Şâfiiyye cild-4, sh-266

5) Tezkiret-ül-huffâz cild-3, sh-1097

6) Şezerât-üz-zeheb cild-5, sh-246

7) Mu'cem-ül-müellifîn cild-2, sh-260

 
 

Bir Önceki Sayfaya Gider

Bu Bölümün İndex Sayfasına Gider

Bir Sonraki Sayfaya Gider