Tefsîr, hadîs,
kırâat ve târih âlimi, vâ'iz. Yüzbin hadîs-i şerîfi râvileriyle birlikte
ezberden bilirdi. Çok kitap yazdı. Künyesi Ebû Hafs olup, asıl ismi, Ömer bin
Ahmed bin Osman bin Ahmed bin Muhammed bin Eyyûb bin Ezdâd bin Serrâc bin
Abdurrahmân'dır. Annesi, Ahmed bin Muhammed bin Yûsuf bin Şahin Şeybânî'nin
kızıdır. İbn-i Şahin ismi buradan gelmektedir. Dedeleri, Merv civarındaki
Mervrûz'dan gelerek, Bağdâd'ın doğusunda Mu'teriz nahiyesinde oturduğu için,
Bağdâdî nisbet edildi. Muhaddis-i Irak ve Vâ'iz, İbn-i Şahin lâkablarıyla meşhûr
oldu. 297 (m. 909)'de Bağdâd'da doğdu. 385 (m. 995) yılında vefât edip,
Bağdâd'da Bâb-ül-Harb'deki Ahmed bin Hanbel hazretlerinin yanına defn edildi.
İlimle uğraşan
bir aileden gelen İbn-i Şâhin'in babası, onun doğum târihini, nereden
geldiklerini ve soyunu; Mis'ar, Ebû Nuaym ve Muhammed bin Ali bin Abdullah
Verrâk rivâyetiyle gelen hadîslerin toplandığı kitabının üzerine yazmıştı. İlk
tahsilini babasından ve çevresinden alan İbn-i Şahin, üçyüzsekiz yılında, ya'nî
onbir yaşında iken hadîs-i şerîf yazmaya başladı. İlim tahsili için Şam, Basra,
İran' ve Mısır'daki ilim merkezlerini dolaştı.
Muhammed bin
Muhammed bin Bagandî, Muhammed bin Hârûn bin Mücder, Ebû Habîb Abbâs bin Birtî,
Şuayb bin Muhammed Zari, Ebü'l-Kâsım Begâvî, Ebû Ali Muhammed bin Süleymân
Mâlikî, Ahmed bin Muhammed bin Heysem Dekkâk, Ebû Abdullah bin Ufeyr, Ahmed bin
Muhammed bin Hânî Şatvî, Ahmed bin Muhammed bin Hasen Rob'î, Ahmed bin Muhammed
bin Muglis, Ebü'l-Hasen Kerhî, Ahmed bin Muhammed bin Ebî Şeybe ve daha birçok
âlimden ilim tahsil edip, hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kırâat ilmini Mısır'da;
Ebû Bekr bin Ebî Dâvûd, Ebû Bekr bin Mücâhid, Ebû Bekr bin Nakkaş, Ahmed bin
Mes'ûd Zührî'den öğrendi. Zamanında Irak'ın hadîs âlimi ve imâmı oldu. Yıllarını
Allahü teâlânın dînine hizmet, insanlara doğru yolu öğretmek için harcadı.
Va'zlarıyla halka, dersleriyle mümtaz talebelerine, pek kıymetli eserleriyle de,
daha sonraki nesillere öğrendiklerini aktardı, ilmi, yalnız Allah rızâsı için
öğrenir ve yine O'nun rızâsı için öğretirdi. Ebû Hafs bin Şâhin'den, başta oğlu
Ubeydullah olmak üzere; Muhammed bin Ebil-Fevâris, Mâlini, Hilâl-i Haffâr,
Berkânî, Ezherî, Ezcî, Ebû Hüseyn Muhtedî, Tenvihî, Cevherî, Hallâl ve daha
birçok âlim ilim tahsil etti. Hüseyn bin Tanâcirî de ondan kırâat ilmini öğrenip
nakletti.
Kendisi
anlatır: "Bir seferden dönüşümde yazdıklarımın hepsini kaybettim. Aklımda kalan
hadîs-i şerîfleri yazdığımda tam yirmibin adet olduğ5nu gördüm."
Talebelerinden
Ezherî: "Hocam İbn-i Şahin, sika (güvenilir) idi ve yanında hocası Begâvî'den
yediyüz parça kitap vardı" dedi.
Ebû Mes'ûd
Dımeşkî'den İbn-i Şahin hakkında soruldu. Buyurdu ki: "İbn-i Şâhin'in
yazdıklarını a-ın."
İbn-i Şâhin'den
dokuz yaş küçük olup, aynı yılda vefât eden meşhûr hadîs âlimi Dâre Kutnî:
"İbn-i Şahin sika (güvenilir) idi" buyurdu. İbn-i Mâkûlâ Ebû Hüseyn bin
Mühtedî-billah ve talebelerinden Atikî: "O emin, sika (güvenilir) idi"
demektedirler.
İbn-i Şahin,
Ebû Sa'îd-i Hudrî hazretlerinden şu hadîs-i şerîfi rivâyet etti: Resûlullah
(s.a.v.): "Size, Allahü teâlânın onunla günahlarınızı mahvedip,
iyiliklerinizi çoğaltacağı birşey tavsiye edeyim mi?" buyurdular. "Evet yâ
Resûlallah" dedik. Resûl-i ekrem (s.a.v.):
"Zorluk zamanlarda güzelce abdest'almak, uzak
yerlerden câmiye gelmek, bir namazdan sonra ikinci namazı beklemek"
buyurdular.
İbn-i Şahin,
Ebû Umâre'den şu hadîs-i kudsîyi rivâyet etti:
"Allahü teâlâ buyurdu ki: Hayrı ve şerri yarattım.
Hayır için yarattığım ve hayrı kendi ellerinde icra ettiğim kimseye müjdeler
olsun..."
İbn-i Şahin
Nâsih ve Mensûh adlı eserinde Âişe-i Sıddîka'dan (r.anhâ) şöyle rivâyet etti:
"Veda Haccı'nda Resûlullah (s.a.v.) bizimle birlikte hac etti. Sonra Haccın
kabristanına uğradı. Mübârek, üzüntü ve kederden ağlıyordu. Orada uzunca bir
zaman kaldıktan sonra benim yanıma geldi. Bu defa neş'eli ve tebessüm ediyordu.
Ben, hâlinde gördüğüm bu açık değişmenin sebebini sorduğumda:
"Annemin kabrine gittim. Cenâb-ı Haktan annemi
ihya buyurmasını diledim. Kabul buyurup annemi diriltti ve bana imân ettikten
sonra ebedî hâline red ve iade buyurdu" diye cevap verdi."
İbn-i Şahin
va'z ve nasîhatlarıyla insanları doğru yola çağırırken, talebelerinden İbn-i Ebî
Fevâris'in dediği gibi, "kimsenin yazamayacağı" kadar çok kitap yazarak, ders ve
va'zlarına yetişemeyenlere de ilmini ulaştırmaya çalıştı. Yüzlerce cildlik üçyüz
çeşit, diğer bir rivâyette de üçyüzotuz çeşit kitap yazdı. Bu eserlerinden
Müsned, Tefsîr, Târih-i esmâ-i sikât mimmen nakl anhüm-ül-ilm, Mu'cem-üş-şüyûh,
el-efrâd, Keşf-ül-memâlik, Nâsih-ül-hadîs ve mensûha, Tergîb fî fedâil-ül-a'mâl
ve Zühd'ü en önemlileridir. Kâdı Muhammed Bin Dâvûdî anlatır; "İbn-i Şahin bana,
ilk yazmaya başladığından bu zamana kadar, mürekkebe yediyüz dirhem para
verdiğini söyledi."
İmâm-ı Süyûtî
ise, "Tefsîr âlimlerinin sonuncusu İbn-i Şâhin'in bin cildlik tefsîri ve
binbeşyüz cildlik müsnedi vardır. O, yirmisekiz kantar mürekkeb kullanmıştır"
buyurmaktadır. Bu kıymetli eserlerden ba'zıları daha sonra gelen âlimler
tarafından kısaltılarak muhtasarları yapılmıştır.
KAYNAKLAR
1) Târîh-i Bağdâd, cild-11, sh-265
2) Tezkiret-ül-huffâz cild-3, sh-987
3) Tabakât-ül-müfessirîn cild-2, sh-2
4) Mu'cem-ül-müellifîn cild-7, sh-273
5) El-A'lâm cild-5, sh-40
|