Bağdâd'da
yetişen Hanbelî mezhebi âlimlerinden. İsmi, Ahmed bin Ca'fer bin Muhammed bin
Abdullah İbni Münâdî el-Bağdâdî'dir. Künyesi, Ebü'l-Hasen veya Hüseyn'dir.
"İbn-i Münâdî" olarak meşhûr oldu. 250 (m. 864) senesi Rabî-ul-evvel ayında
doğdu. 257 senesinde doğduğu da rivâyet edildi. 273 (m. 887) senesinde hac için
Mekke'ye gitti. Bağdâd'da yetişen âlimlerin, en çok ilim sahibi olanlarından
idi. Çok kitap yazdı. Hadîs ilminde sadûk ve emîn bir râvidir. Takva ve vera'sı
çoktu, ya'nî harâm ve şüphelilerden çok sakınırdı. 336 (m. 947) senesi Muharrem
ayında vefât etti. Vefâtında seksen yaşların-daydı. Ahmed bin Ca'fer, birçok
ilimlerde yüksek bir âlimdir. Yaşadığı, asırda, Kur'ân-ı kerîm ilimlerinde ondan
daha üstün olanı yoktu. O, dedesi Muhammed ve babası Ca'fer'den sonra, Muhammed
bin Abdülmelik ed-Dakîkî, Ebû Bekr Muhammed bin İshâk es-Sagânî, Ebû Dâvûd
es-Sicistânî, Abbâs bin Muhammed ed-Dûrî, Zekeriyyâ bin Yahyâ el-Mervezî,
Ebü'l-Buhterî Abdullah bin Muhammed bin Şâkir el Anbarrî, Îsâ bin Ca'fer
el-Verrâk, Ebû Yûsuf el-Kalûsî ve daha pekçok âlimden ilim aldı. Bizzat ilim
meclislerinde bulunup, onlarla sohbet etti. Çok şeyler öğrendi. Her ilimde
yükseldi. Kur'ân-ı kerîm ile ilgili kırâat bilgilerinde üstün bir mevki kazandı.
Çok hadîs-i şerîf ezberledi ve rivâyet etti.
Kendisinden az
kimse ilim aldı. Ebû Ömer bin Hayve ve onun gibi olanlar ondan rivâyette
bulundular. Annesinin babası Sa'îd, ondan ilim öğretmek için icâzet aldı.
Talebelerinin hepsi, yaşı kendinden büyük olanlardı. Yaşıtları ve sonrakiler, az
istifâde etti. Bunun sebebi de, ilminin çok olmasına ve dînine bağlılıktaki
yüksek derecesine rağmen, mizacının sert olmasıydı. Ondan en sonra ilim alıp
rivâyet eden, Muhammed bin Fâris el-Lügavî'dir. İbn-i Cevzî, Ebû Yûsuf-i
Kudsî'den naklederek diyor ki; "Ebü'l-Hüseyn bin Münâdî, Kur'ân-ı kerîm ilimleri
hakkında dörtyüz (400), diğer ilimlere ait de kırk (40) küsur kitap yazdı. Onun
sözlerinde lüzumsuz olan hiçbir şey yoktu. Her birisi çok kıymetli idi. Rivâyet
ve dirayet bilgilerini çok güzel birleştirip te'lif etti. Eserlerini hakkıyla
inceleyen kimse, onun fazîletine (üstünlüğüne), mütâlâasının çokluğuna ve onun
eserleri dışında başka hiçbir yerde bulunmayan faydalı bilgilere vâkıf olur."
Ubeydullah bin Ahmed es-Sayrâfi diyor ki; "İbn-i Münâdî, dinde çok gayretliydi.
Çok sert mizaçlı idi. Bunun için onun sahip olduğu ilimleri, çok kimse öğrenip
yayamadı."
Ebü'l-Hüseyn
bin Salt diyor ki, "İbn-i Kâc el-Verrâk ile beraber İbn-i Münâdî'nin yanına ilim
öğrenmek için gitmiştik. Kapısına vardığımız zaman, onun cariyesi kapıya çıktı
ve "Siz kaç kişisiniz?" diye sordu. Biz de sayımızı haber verdik. Eve girmek ve
hadîs-i şerîf öğrenmek için bize izin verildi. Bir kerresinde bizimle beraber,
yanında kölesi olan birisi de girdi. Biz izin istediğimiz zaman, câriye yine
"Siz kaç kişisiniz?" diye sordu. Biz de: "Onüç kişi kadarız" dedik. Yabancıyı ve
kölesini sayıya dâhil etmemiştik. Bizi onbeş kişi görünce dedi ki: "Bugün dönüp
gidiniz. Size hadîs-i şerîf öğretmeyeceğim." Biz de dönüp gittik. Kendisinin bir
meşguliyeti olduğunu zannetmiştik. Sonra ikinci günkü ilim meclisine geldik.
Bizi geri çevirdi ve hadîs-i şerîf öğretmedi. Biz de ona, hadîs-i şerîf
öğretmemesine sebep olan şey nedir? diye sorduk. Dedi ki "Siz her defasında
cariyeme, ders için geldiğiniz sayınızı doğru söylüyordunuz. Son defa
geldiğinizde yalan söylediniz. Bu kadar yalan söyleyen kimsenin, ondan daha çok
şeylerde yalan söylemesinden emin olunmaz." Ondan özür dileyerek: "Bundan sonra
daha dikkatli davranacağız" dedik.
Eserlerinden
ba'zıları şunlardır: 1. Nâsih-ül-Kur'ân ve mensûhuhü, 2. İhtilâf-ül-aded, 3.
Duâ-ü envâ-ıl-isti'âzâti min sâir-îl-âfâti vel-âhât
KAYNAKLAR
1) Târîh-i Bağdâd cild-4, sh-69
2) Tabakât-ı Hanâbile cild-2, sh-3
3) El-Bidâye ven-Nihâye, cild-11, sh-219
4) Tezkiret-ül-huffâz cild-3, sh-849
5) Mu'cem-ül-müeİlifîn cild-1, sh-183
|