Tefsîr ve lügat
âlimi, edib ve şâir. Künyesi, Ebû Hilâl olup, ismi, Hasen bin Abdullah bin Sehl
bin Sa'îd bin Yahyâ'dır. Ehvâs civânnddki Asker-i Mükrem'den olduğu için Ebû
Hilâl-i Askerî nisbetiyle tanınan Hasen bin Abdullah, 395 (m. 1005) yılında
vefât etti.
Zamanındaki
birçok âlimden ilim öğrenen Ebû Hilâl-i Askerî, tefsîr ve lügat ilimlerinde
yazdığı pek kıymetli eserleriyle tanınır, Ayrıca fıkıh ilminde de derin bilgiye
sahip olup, bu ilimde ve diğer ilimlerde kıymetli kitaplar yazdı.
Hasen bin
Abdullah Askerî, lügata dâir Telhis, Kitâb-ı Sınâateyin nazm ve nesr adındaki
eserleri yanında, diğer sahâlarda da; Kitâbu Cemheret-ül-emsâl, Kitâbu
meâm-ül-edeb, Kitâb-üt-tebsire, Kitâbu şerh-ül-Hamâse, Kitâb-üd-dirhem
ve'd-dînâr, Kitâb-ül-mehâsin fî tefsîr-ül-Kur'ân, Kitâb-ül-umde, Kitabu
Fadl-ül-atâî alel-usr, Kitâbu ma telhamu fih-il-hassa, Kitâbu a'lâm-ül-meânî fî
me'ân-üş-şi'r, Kitâb-ül-evâil, Kitâbu dîvâni şi'rihî, beyn-el-meânî, Kitâbu
nevâdir-ül-vâhid vel-cemî, adlı kitapları yazdı. Süleymâniye kütüphanesinde bu
eserlerinden ba'zıları mevcuttur. Onlar da: Divân, Cemheret-ül-emsâl,
Kitâb-ül-hassı âlâ talebi'il-ilm vel-ictihâd fî cemihi, Kitâbu mâ ihtekame
bih-il-hulefa İle'l-kudât, Kitâb-üs-sumâateyn, Tefsîr, Telhis ve Evâil adlı
kitaplarıdır. Kevâkib-ül-mudiyye fî tarikat-il-Muhammediyye vel-evâil adlı
Süleymâniye Kütüphânesindeki bulunan eserinde, bilhassa, İsâmiyyette ilk olan
hâdiseleri anlatır.
Bunlardan bir
kısmı şöyledir: İlk akkabısını çıkarıp Kâ'be'ye giren, Mugîre'dir. Zina suçundan
ilk recim olunan Rebîa bin Hudâr Esedî'dir. İlk ata binen ve ilk Arabça kitap
yazan İsmâil'dir (a.s.). Araplardan Hanîf dininde olup da, ilk öldürülen Adiy
bin Zeyd'dir. Besmeleyi ilk yazan Muhammed'dir (s.a.v.). İlk hediye Peygamber
efendimize (s.a.v.) Medine'de Zeyd bin Sâbit'in (r.a.) hediyesidir. İlk at
zekâtı alan Hz. Ömer'dir. Resûlullahla (s.a.v.) ilk alış-veriş yapan Sinan bin
Ebî Sinan Esedî'dir (r.a.). Allah yolunda ilk kan akıtan Sa'd biif Ebî
Vakkas'tır (r.a.). Kur'ân-ı kerîmi Mekke'de ilk açıktan okuyan, Abdullah bin
Mes'ûd' dur (r.a.) İlk ezan okuyan Bilâl-i Habeşî'dir (r.a.). Yazıda Allahü
teâlâya hamddan sonra, Resûlullaha da (s.a.v.) salât-ü selâmı yazan, ilk önce
halife Hârûn Reşîd'dir. Fıkıh ilminde ilk kitap yazan Mâlik bin Enes'dir (r.a.).
Kelâm ilminde ilk kitap yazan Ebû Huzeyfe Vâsıl bin Atâ'dır.
Kitâb-ül-hassi
âlâ taleb-il-ilm vel-ictihâd adlı eserinde, ilim hakkında İslâm âlimlerinin
şöyle buyurduğunu bildiriyor: "İlim altı şey ile tamam olur. Bunlar: Kuvvetli
bir zihin, uzun zaman, zenginlik, öğrenilenle amel, mütehassıs bir hoca ve olme
duyulan arzu ve istek. Bunlardan biri eksik oldu mu, ilim de eksik olur." Burada
tabiat (huy) zikredilmedi, zîrâ bu zihnin kendisidir. Bilindiği gibi; şâir,
kendi zihninden bir şiir ortaya koyar. Başkasına tâbi olmaz. Burada arzu ve
isteğin zikredilmesi şunun içindir: Eğer nefis bir şeye arzu duyarsa, onun ele
geçmesi için büyük bir çaba harcar. İnsan, ilmi çalışması kadar elde eder.
Zenginliğin zikredilmesi ise, geçim derdi. İlimden alıkoymasın diyedir. Hocanın
mütehassıs olması ise, böyle olmayan hoca insanı yanlış yollara götürdüğü
içindir.
Mâlik bin Dinar
buyurdu ki: Ba'zı semavi kitaplarda okudum, buyuruluyor ki: "Hikmet; şerefi
çoğaltır ve köleyi sultanlar meclisine oturtur." Ebû Esved ed-Düeli, "İlimden
daha azîz birşey yoktur. Sultanlar "İnsanlara, âlimler de sultanlara
hükmediyorlar" buyurmuştur. Ebû Zeyd Temimî buyuruyor ki: "Nerede bir âlim
duyduysam, ondan birşeyler öğrenmek için ona koştum."
Müellif, "İlim,
çok müzâkere, ders vermek, çok ibâdet ve kuvvetli bir zihin ile muhafaza edilir"
buyurmaktadır.
İlim, kalbe
doğan bir nurdur, ilmin tadınılan bir daha ilmi bırakmaz ve ölene kadar ilme
doymaz. Sa'îd bin Cübeyr buyuruyor ki, "Kişi öğrenmeye devam ettiği sürede âlim,
öğrenmeyi terk ettiğinde olduğundan daha câhildir." Sa'îd bin Müseyyib ise,
"Gece ve gündüz, aç ve susuz olarak bir tek hadîs-i şerîf öğrenmek için
dolaştığım olurdu" buyurmuştur.
Kitâbu mâ
ihtekame bih-il-hülefâ ile'l-kudât adlı eserinde ise şöyle naklediyor: Mensûr
Mehdî buyurdu ki, "Halife takva ile ıslah olur. Sultân tâat ile doğru olur.
Vatandaş asâlet ile iyi olur. İnsanlar ise, ceza vermeye muktedir iken
affedilmekle doğru olur. İnsanların aklı en az olanı, kendisinden aşağı ve zayıf
olanlara zulüm edendir." Hz. Ali, "Kişinin, Allahü teâlânın bir olduğuna, ortağı
olmadığına, O'nun gibi hiçbir varlık olmadığına, O'nu görmediği halde şehâdet
etmesi, doğruluğundan ve iyiliğindendir" buyurmuştur.
KAYNAKLAR
1) Mu'cem-ül-üdebâ cild-8, sh-258
2) Tabakât-ül-müfessirîn (Süyûtî) sh-10
3) Bugyet-ül-vuât sh-221
4) El-A'lâm cild-2, sh-196
5) El-Evâil (Süleymâniye ktph. Hkm. (r. 689) muhtelif varaklar)
6) Keşf-üz-zünûn cild-1, sh-199
7) Vefeyât-ül-a'yân cild-7, sh-46
|