Allahü teâlânın sevgili kullarından.
Künyesi, Ebû Abdullah ve Ebü'l-Hasen olup, ismi ise, Hüseyn bin Abdullah bin
Bekr'dir. Aslen Basralıdır. Tus'ta vefât etti ve oraya defn edildi.
Zamanının âlim ve büyüklerinden ilim öğrendi. Pek kıymetli kitaplar yazdı ve
yüzlerce talebe yetiştirdi. Çok ibadet eder, dünyâya hiç ehemmiyet vermezdi.
Basra'daki evinde, otuz yıl hiç çıkmadan devamlı ibadet etti. Çok az yerdi.
Basra'dan ayrılıp Tûs'a gitti ve 320'den (m. 932) önce orada vefât etti.
Bir Cum'a günü Basra mescidinin kapısında durdu. Talebelerine: "Su gördüğünüz
insanlar Cennetliktir. Onlara doğru yolu göstermek, uygun amel etmelerini
sağlayarak Cehennem azabından kurtarıp, Cennete koyma işi de bize verilmiştir"
buyurdu. Onun zamanında Basra mescidinde, insanların çokluğundan yere secde
etmek mümkün değildi. Müslümanlar birbirlerinin sırtına secde ederlerdi. Buyurdu
ki:
"Allahü
teâIâya karşı gerçek kulluk, Resûlüne (s.a.v.) tam uymakla isbat edilir. Bu da,
ahde vefâ, O'nun emirlerine uygun hareket, mevcut olana rıza, kayıp olana
sabretmektir."
"Uğrunda birşey terk edilen, terk edilenden daha kıymetli olmalıdır."
"Seni, herhangi birşey diğer birşeyden alıkoymasın, ya da alıkoyan daha üstün
olsun. Değeri eşit olmasında hüküm, kalbe gelene göre verilir."
"Asıl korku, aşk halindeki korkudur. Elindekini kaçırma veya istediğine
kavuşamama korkusu değildir."
KAYNAKLAR
1)
Tabakât-üs-sûfiyye
sh-329
2)
Nefehât-ül-üns
sh-213
3)
Tabakât-ül-kübrâ
cild-1, sh-103
|