TÜRKİYE GAZETESİ YAYINLARI

 

İSLÂM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

4.CİLD

Bir Önceki Sayfaya Gider

CİLD  -  ALFABE  -  ASIR

Bir Sonraki Sayfaya Gider

01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18

EBÛ ABDULLAH SUBEYHÎ (Radıyallahü Anh)

Allahü teâlânın sevgili kullarından. Künyesi, Ebû Abdullah ve Ebü'l-Hasen olup, ismi ise, Hüseyn bin Abdullah bin Bekr'dir. Aslen Basralıdır. Tus'ta vefât etti ve oraya defn edildi.

Zamanının âlim ve büyüklerinden ilim öğrendi. Pek kıymetli kitaplar yazdı ve yüzlerce talebe yetiştirdi. Çok ibadet eder, dünyâya hiç ehemmiyet vermezdi. Basra'daki evinde, otuz yıl hiç çıkmadan devamlı ibadet etti. Çok az yerdi. Basra'dan ayrılıp Tûs'a gitti ve 320'den (m. 932) önce orada vefât etti.

Bir Cum'a günü Basra mescidinin kapısında durdu. Talebelerine: "Su gördüğünüz insanlar Cennetliktir. Onlara doğru yolu göstermek, uygun amel etmelerini sağlayarak Cehennem azabından kurtarıp, Cennete koyma işi de bize verilmiştir" buyurdu. Onun zamanında Basra mescidinde, insanların çokluğundan yere secde etmek mümkün değildi. Müslümanlar birbirlerinin sırtına secde ederlerdi. Buyurdu ki:

"Allahü teâIâya karşı gerçek kulluk, Resûlüne (s.a.v.) tam uymakla isbat edilir. Bu da, ahde vefâ, O'nun emirlerine uygun hareket, mevcut olana rıza, kayıp olana sabretmektir."

"Uğrunda birşey terk edilen, terk edilenden daha kıymetli olmalıdır."

"Seni, herhangi birşey diğer birşeyden alıkoymasın, ya da alıkoyan daha üstün olsun. Değeri eşit olmasında hüküm, kalbe gelene göre verilir."

"Asıl korku, aşk halindeki korkudur. Elindekini kaçırma veya istediğine kavuşamama korkusu değildir."

 

KAYNAKLAR

1) Tabakât-üs-sûfiyye sh-329

2) Nefehât-ül-üns sh-213

3) Tabakât-ül-kübrâ cild-1, sh-103

 
 

Bir Önceki Sayfaya Gider

Bu Bölümün İndex Sayfasına Gider

Bir Sonraki Sayfaya Gider