Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinden. Künyesi, Ebû Ubeyd'dir. 232 (m. 848) senesinde
Bağdâd'da doğdu. 319 (m. 931)'de Bağdâd'da vefât etti, ilim aldığı zâtlar; Ebû
Sevr, Dâvûd-ı Zâhirî, Yûsuf bin Mûsâ Kattan, Hafs bin Amr, Hüseyn İbni Ebî Zeyd
Debbâğ, Hasen bin Arfe, Ebü'l-Eş'as Ahmed bin Mikdam el-Iclî, Zeyd bin Ahzam
et-Tâî, Hasen bin Muhammed bin Sabbah Za'ferânî, Yahyâ bin Muhammed, Zekeriyyâ
bin Yahyâ Tâî gibi zamanının âlimleridir. Kendisinden ise Ebû Amr bin Hayviye,
Ebû Hafs bin Şâhîn ve diğer zâtlar ilim almıştır.
İbn-i Harbeveyh azimli, heybetli, vekarlı, hâl ve hareketleriyle örnek bir ilim
idi. İbn-i Zülâk onun hakkında şöyle demiştir: "O, Kur'ân-ı kerîm ilminde, hadîs
ilminde, kıyas ve ma'nâ ihtilâflarında âlim, fasîh konuşan bir zât idi. Çok az
para ile geçinir, akrabasına iyilikte bulunurdu. Vâsıfta ve Mısır'da kadılık
yapmıştır. Mısır emîri onu ziyâret için evine gelirdi." ilmî mes'eleleri
anlatıp, yazdırdığı bir ilim meclisi vardı. İbn-i Haddâd şöyle demiştir: "Ebû
Ubeyd İbni Harbeveyh Mısır'a geldiğinde onu büyük bir kalabalık karşıladı."
Ramazan ayı girince, fıkıh âlimi Mensûr bin İsmâil, Ramazan ayının girdiğini,
hilâli gördüğünü ona haber vermeye gitmişti. Dönüşünde nereden geliyorsun
denilince, kadının yanından dedi. İbn-i Haddâd "Kâdıyı nasıl buldun?" deyince,
"Kur'ân-ı kerîmi bilen; fıkıh ilminde, hadîs ilminde, ihtilaflı mes'eleleri
bilmekte, lügat ve târih ilminde âlim, vera' ve zühd sahibi bir zâtdır" dedi.
Kâdılığı sırasında Hasen bin Sâlih el-Behnesî kendisine bir mektûb yazıp;
insanların kendisini onun (kadının) huzurunda kötüledikİerinden yakınınca, Ebû
Ubeyd ona şöyle cevap yazmıştır: "Senin aleyhinde olup seni kötüle-yenler,
methedenler kadar çok olsa, bu benim yanımda senin için bir noksanlık değildir.
Nasıl olsun ki, seni methedenler kötüleyenlerden kat kat fazla. Bu mektûbta
yazdıklarımı okuyunca tevazu göster. Sakın, teb'ana bana kadıdan metheden mektûb
geldi. diye açıklama, çünkü kalbleri, bağlılıkları zayıflar. Sen Hakka yakın
olduğun müddetçe, ben seni kendime yakın görürüm. Hakdan uzaklaşırsan, benden de
uzaklaşmış olursun, kalbimde yerin kalmaz! Vesselam."
Ebû Ubeyd İbni Harbeveyh'in rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden biri şudur:
Ebû Hüreyre (r.a.), Resûlullahın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Ey
Ebû
Hüreyre! Kur'ân-ı kerîmi öğren ve öğret. Şüphesiz ki, sen bu hâl üzere ölürsen,
melekler senin kabrini Kâ'be'nin ziyâret edildiği gibi ziyâret ederler.
İnsanlara sünnetimi istemeseler de öğret. Eğer sırat üzerinde bir an bile
durmadan geçip Cennete girmek istersen, kendi görüşüne göre Allahü teâlânın
dîninde bid'at çıkarma!"
İbn-i Ömer'den şöyle rivâyet etti: Hz. Ömer, Umre için Resûlullahtan izin
isteyince, Resûlullah "Yâ
ahî
(Ey kardeşim) duânda
bizi de unutma!"
buyurdu.
KAYNAKLAR
1)
Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-3, sh-446
2)
Mu'cem-ül-müellifîn cild-7, sh-72
3)
El-A'lâm cild-4, sh-277
4)
Şezerât-üz-zeheb cild-2, sh-281
5)
Târîh-i Bağdâd, Cild-11, sh-395
|