Şâfiî fıkıh âlimi, vâ'iz, hatib. Zamanında, Taberistan'ın en âlimi idi.
Şeyh-ül-islâm lakabı verildi. Künyesi, Ebü'l-Abbâs olup asıl ismi, Ahmed bin
Muhammed (veya Ahmed; bin Ya'kûb İbni Kâss'tır. Taberî, Şâfiî, Âmilî nisbet
edildi. Babasının, güzel hikâye ve kıssalar anlatması dolayısıyle verilen Kâss
lakabı ona İbn-i Kâss olarak miras kaldı ve bu isimle tanındı. Taberistan
köylerinden birinde doğdu ve orada ilim tahsil etti. Daha sonra Bağdâd'a geldi.
Ömrünün sonuna doğru asmanın hudut şehri ve ilim merkezlerinden olan Tarsus'a
göçtü. Orada 335 (m. 946) yılında vefât etti.
Ebü'l-Abbâs İbni Kâss, fıkıh ilmini Şâfiî fıkıh âlim; Ebü'l-Abbâs İbni
Süreyc'ten aldı. Ebû Halife, Muhammed bin Abdullah el-Mutayyan el-Hadremî,
Muhammed bin Osman bin Ebî Şeybe, Kâdı Yûsuf bin Ya'kûb, Abdullah bin Nâciye'den
hadîs ve daha birçok âlimden fıkıh ve diğer ilimleri öğrendi. Sahih olduğu
ilimlerle zamanında fıkıh, kelâm re târih ilimlerinde Taberistan'ın en önde
gelen âlimi oldu. Eshâb-ı kirâm ve onlardan sonra gelen müslümanların, Allahü
teâlânın dînini yaymaktaki gayretlerini, yazılarında canlı bir şekilde anlatır,
anlatırken kendinden geçerdi. Allah adını andığı zaman çok heyecanlanır, kalbi
duracak gibi olurdu. Taberistan'da birçok talebe yetiştirdi. Kıymetli eserler
yazdı. Bağdâd'a göçmesinden sonra da va'zlarını bırakmadı, İnsanları Allahü
teâlânın dînini yaymağa çağırdı. Onların karşısında zaman zaman Allah
korkusundan bayılması, insanları coşturup gayrete getirirdi. Zamanın hudut şehri
olan Tarsus'ta da müslümanların gönüllerini coşturmak, dîn-i İslâmı yaymak için
oraya göç etti. Tarsus'ta pek faydalı hizmetlerde bulundu. Kıymetli talebeler
yetiştirdi. Zâlim diktatörlerin idareleri altında inleyen ma'sûm insanları,
onların idarelerinden kurtarıp, İslâm'a da'vet etmek ve dînimizin emrine göre
hareket eden âdil idarecilerin emrinde rahatça yaşatmak için hazırlanan ordulara
va'zlar verdi. Onların insanlara karşı yumuşak davranıp, haksızlık yapmamaları
için, kendilerinden önce gelen İslâm büyüklerinin örnek hayatlarından menkıbeler
anlatıp, misâller verirdi. İbn-i Sem'anî, onun bir va'z esnasında Allah aşkı ile
heyecanlanıp, kalbinin dayanamayarak vefât ettiğini nakletmektedir.
Ebü'l-Abbâs İbni Kâss'ın anlattığı kıssalar va'zlarını dinleyenlerin ağzından
dilden dile dolaşırken, derslerine devam eden kıymetli talebeleri de
öğrendiklerini kitaplara yazıp, derslerinde okuturlardı. Kâdı Ebû Ali Zeccâcî ve
Hasen bin Kâsım Taberî isimli âlimler, İbn-i Kâss'ın ilmine vâris olan
talebelerinin meşhûrlarındandır.
Talebelerinden Kâdı Ebû Ali Zeccâcî anlatır: "Fıkhî bir mes'elede zamanın
âlimleri ihtilâfa düştüler. Hocam İbn-i Kâss da o hususta fetva verdi. Rü'yâmda
Resûlullahı (s.a.v.) gördüm. Aynı mes'eleyi ondan sordum. "Hocan İbn-i Kâss
doğru karar verdi" buyurdu.
Ebü'l-Abbâs İbni Kâss'ın hacim bakımından küçük, küymet bakımından büyük birçok
eseri vardır. Hüküm verme yollarını anlatan "Edeb-ül-Kadâ", fıkıh ilminin ana
kaidelerini anlatan "Telhîs fi'l-furû", kıble ta'yini ile ilgili
"Delâil-ül-kıble", kadınların ihrama girmesi ile ilgili, "Ehrâm-ül-Mer'e",
fetvalarını ihtiva eden "Fetevâ-yı İbn-i Kâss", "Kitâb-ül-Mevâkît" ve çoğu
târih, târihî hikâyeler, dünyâ yüzünde olmuş olan acâyib hâdiselerle ilgili
olmak üzere pek çok eser yazmıştır.
KAYNAKLAR
1)
Mu'cem-ül-müellifîn cild-1, sh-149
2)
Vefeyât-ül-a'yân cild-1, sh-68
3)
Tabakât-üı-Şâfiiyye cild-3, sh-59
4)
El-A'lâm cild-1, sh-90
5)
Şezerât-üz-zeheb cild-2, sh-339
6)
Miftâh-üs-se'âde cild-2, sh-450
|