TÜRKİYE GAZETESİ YAYINLARI

 

İSLÂM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

3.CİLD

Bir Önceki Sayfaya Gider

CİLD  -  ALFABE  -  ASIR

Bir Sonraki Sayfaya Gider

01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18

ABDÜLAZÎZ BİN ABDULLAH ED-DAREKÎ (Radıyallahü Anh)

Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, Abdülazîz bin Abdullah bin Muhammed bin Abdülazîz ed-Dârekî'dir. Babam Abdullah, İsfehân'da zamanın hadîs âlimlerindendi. Künyesi, Ebül-Kâsım olup, İsfehân'ın Dârek köyünden olduğu için, Dârekî nisbetiyle meşhûr oldu. Doğum yeri olan Dârek'ten İsfehân'a gelip orada uzun seneler kaldı. İsfehân'da bulunan-âlimlerden fıkıh ilmini öğrendi. Sonra Bağdâd'a gelip yerleşti. Orada fetva vermeye başladı. Vefâtına kadar Bağdâd'da kaldı. 375 (m. 985) senesi Şevval ayının 13'ünde Cum'a gecesi vefât etti. Vefâtında 89 yaşındaydı. Cum'a günü Şûniziyye'de defn edildi.

Ebû Kâsım ed-Dâreld, yaşadığı devirde Şafiî âlimlerinin imâmı, en büyüğü idi. Bağdâd'da, Da'lec bin Ahmed Bedreb İbni Halefin mescidinin dörtte birinde ders okuturdu. Şehrin en büyük câmisinde, fetva sormak ve danışmak için ona gelenler büyük bir halka meydana getirirlerdi. Çok kimse onun ilminden faydalandı. Tâhir bin Abdullah Taberî diyor ki, "Dârekt'den daha fakîh olan hiç kimseyi görmedim." Îsâ bin Ahmed bin Osman el-Hemedânî de dedi ki: "Abdülazîz bin Abdullah-ı Dârekî'den fetva sorulmak üzere bir mes'ele getirildiğinde, uzun zaman düşünür ve orada fetva verirdi. Muhammed bin Ebü'l-Fevâris de: "Abdülazîz bin Abdullah hadîs ilminde sika (güvenilir, sağlam) bir râvi idi" dedi. O hadîs ilmini anne tarafından dedesi Hasen bin Muhammed ed-Dârekî'den aldı. Diğer ilimleri, Şeyh Ebû İshâk-ı Mervezî'den öğrendi. O, Ebû Hâmid-i Esferâyânî'nin ilim aldığı hocalarından birisi idi. Ondan da Bağdâd'da birçok âlim ilim öğrendi. Rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu ki: "İnsanlar, (Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Resûlullah) deyinceye ve bizim kabul ettiklerimizi be-ğeninceye ve kestiklerimizi yiyinceye ve namazlarımızı kılıncaya kadar onlarla harp etmeye emrolundum. Böyle yaparlarsa, onların kanlarına ve mallarına haksız yere dokunmak bize harâm kılındı. Artık onların hesabı, Allahü teâlâya aittir."

 

KAYNAKLAR

1) Târîh-i Bağdâd, Cild-10, sh-463

2) Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-3, sh-330

3) El-Bidâye ve'n-nihâye cild-11, sh-304

4) Şezerât-üz-zeheb cild-3, sh-85

5) Vefeyât-ül-a'yân cild-3, sh-188

6) Tehzîb-ül-esmâ ve'l-lüga cild-2, sh-263

 
 

Bir Önceki Sayfaya Gider

Bu Bölümün İndex Sayfasına Gider

Bir Sonraki Sayfaya Gider