Hadîs ve tefsîr âlimi. İmâm-ı Mâlikîn talebelerinden, İmâm-ı Ahmed bin Hanbel'in
hocalarındandır. Hadîs ilminde imâm olup, müctehid idi. Üçyüzbinden fazla
hadîs-i şerîfi râvileriyle beraber ezberden bilirdi. Horasan köylerinden
Gürcan'da doğdu. Babası Mensûr bin Şu'be, künyesi Ebû Osman'dır. Kendisine
Talakânî, Belhî, Mervezî ve Horasanî nisbetleri verildi. Çeşitli şehirlerde ilim
tahsil edip, talebe yetiştirdi. Mekke'de bulunduğu sırada, 227 (m. 842)
senesinde vefât etti.
Sa'îd bin Mensûr hazretleri, ilim öğrenmek
için bütün ilim merkezlerini gezdi. Ömrünü, Allahü teâlânın dînini öğrenmek ve
öğretmeye vakfeden bu büyük âlim, başta İmâm-ı Mâlik olmak üzere, Hammâd bin
Zeyd, Ebû Kudâme, Hâris bin Ubeyd, Dâvûd bin Abdurrahmân, İbn-i Ebî Zinâd, Ebû
Şihâb Abdürrabbi bin Nâfi', İbn-i Ebî Hâzim, Dâreverdî, Felîh, Ebû Ahvâs, İbn-i
Uyeyne, Mehdî bin Meymûn, Ebû Avâne ve zamanının âlimlerinden ilim öğrenip,
hadîs-i şerîf rivâyet etti. Mekke'de yerleşerek, hadîs ilminde Hicaz'ın imâmı
oldu. Hocalarından öğrendiği ilimleri, yüzlerce talebesine anlattı. Duyduğu
hadîs-i şerîflerden seçtiklerini, "Müsned"inde yazarak daha sonra gelen
müslümanların istifâdesini kolaylaştırdı. Kendisinden sonra gelen hadîs
âlimleri, onun rivâyetlerinde sika (güvenilir) olduğunda ittifak ettiler. Ahmed
bin Hanbel hazretleri onu hadîsteki sağlamlığı dolayısıyla çok överdi. İmâm-ı
Müslim, Sahîh'ine yazdığı hadîs-i şerîflerin sıhhatinin Sa'îd bin Mensûr
hazretleri tarafından tasdîk edilmiş olmasına dikkat ederdi. Kütüb-i sittenin
hepsinde rivâyetleri mevcut olan Sa'îd bin Mensûr'dan, Harb-i Kirmanî, 219 (m.
834) yılında onbin hadîs-i şerîf yazdı. Daha sonra onları ezberledi ve kitap
hâline getirdi.
Birçok insanın ilminden istifâde etmek için meclisine koştuğu Sa'îd bin
Mensûr'dan (r.a.), başta Kütüb-i sitte ismiyle ma'ruf altı büyük hadîs kitabının
müelliflerden İmâm-ı Müslim ve Ebû Dâvûd olmak üzere, el-Bâkûn vasıtasıyle,
Yahyâ bin Mûsâ, Ebû Serv, Abdullah Dârimî, Muhammed bin Ali bin Meymûn-i Rakkî,
Abbâs bin Abdullah-ı Sîndî, Ömer bin Mensûr-ı Nesâî, Zühlî, Ebû Hâtem, Ebû Bekr-i
Esrim, Harb-i Kirmanî, Ahmed bin Hanbel, Hasen bin Muhammed Za'ferânî, Ebû Zür'a
Dımeşkî, Muhammed bin Ali bin Zeyd-i Sâig, Beşîr bin Mûsâ, Ahmed bin Hâlid-i
Halebî ve diğer muasır âlimler hadîs-i şerîf rivâyet ettiler. Ahmed bin Necdet
bin Üryan ve Hemmâr ise "Sünen"in tamamını rivâyet ettiler.
Sa'îd bin Mensûr hazretleri, Enes bin
Mâlik'in (r.a.) "Resûlullaha (s.a.v.) on sene hizmetçilik ettim. Bana bir kerre
"uf demedi. "Şunu niçin böyle yaptın, bunu niçin yapmadın?" buyurmadı." dediğini
rivâyet etti.
Sa'îd bin Mensûr (r.a.), Hâlid bin
Abdullah'dan nakleder Sahâbe-i kirâmdan (r.anhüm) en son vefât eden Ebû
Tufeyl'den (r.a.) "Resûlullahı (s.a.v.) gördün mü?" diye sordum. "Evet, beyaz,
sevimli yüzlü idi" cevâbını verdi.
Rivâyetlerinden ba'zıları: Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki;
"Şüphesiz ki, bana malı ve sohbeti hususunda
insanların en cömerdi Ebû Bekr'dir. Ben dost edinecek olsaydım, mutlaka Ebû
Bekr'i dost ittihaz ederdim."
"Siz salevât okuyunuz. Salevâtınız, nerede
olursanız olunuz bana ulaşır." "Hasta ziyâreti yapan, geri dönünceye kadar
Cennetin hurmalık yolundadır."
Birçok eser te'lif eden Sa'îd bin Mensûr hazretlerinin "Sünen"i ve "Tefsîr"i
meşhûrdur.
KAYNAKLAR
1)
Mu'cem-ül-müellifîn
cild-4, sh-232
2)
Tehzîb-üt-tehzîb
cild-4, sh-89
3)
Mîzân-ül-i'tidâl cild-2, sh-159
4)
Tezkiret-ül-huffâz
cild-2, sh-416
5)
Tabakât-ül-kübrâ
cild-6, sh-376
6)
Keşf-üz-zünûn
cild-1, sh-449
7)
Şezerât-üz-zeheb
cild-2, sh-62
|