TÜRKİYE GAZETESİ YAYINLARI

 

İSLÂM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

3.CİLD

Bir Önceki Sayfaya Gider

CİLD  -  ALFABE  -  ASIR

Bir Sonraki Sayfaya Gider

01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18

MUHAMMED BİN HÂMİD TİRMİZÎ (Radıyallahü Anh)

Horasan'da yetişen evliyânın meşhûrlarından. Künyesi, Ebû Bekir'dir. Hicrî üçüncü asırda Belh şehrinde yaşamış olup, doğum ve vefât târihi bilinmemektedir. Zamanının meşhûr âlimlerinden ve evliyâsından Ahmed bin Hadreveyh ve diğer evliyâların sohbetinde ve derslerinde yetişmiştir. Hadîs ilminde de ilim sahibi olmuş, hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Derslerinde ve sohbetinde çok talebe yetişmiştir.

Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden birkaçı şunlardır:

"Kim Allahü teâlâdan korkarsa, Allahü teâlâ herşeyi o kimseden korkutur. Kim Allahü teâlâdan korkmazsı, Allahü teâlâ onu her şeyden korkutur."

"Helâl (rızık) aramak cihâddır." "Allahü teâlâ san'atkâr mü'mini sever."

Muhammed bin Hâmid hazretlerinin kıymetli sözlerinden bir kısmı şunlardır:

"Tefekkür beş çeşittir. 1-Allahü teâlânın yarattığı şeylere bakıp, O'nun yüceliğini düşünmek. Bundan ma'rifet, Rabbini tanımak hâsıl olur. 2-Allahü teâlânın ni'metlerini ve ihsanlarını düşünmek. Bundan muhabbet hâsıl olur. 3-Allahü teâlânın va'd ettiği ni'metleri ve mükâfatları düşünmek. Bundan ibâdete karşı rağbet ve ibâdet yapma şevki hâsıl olur. 4- Allahü teâlânın azabını düşünmek. Böyle tefekkür eden kimse, Allahü teâlâya isyan etmekten sakınır. 5- Allahü teâlânın verdiği ni'metler ve ihsanları yanında, nefsin kötülüklerini düşünmek. Bundan da, geçmiş günahları hatırlıyarak Allahü teâlâya karşı haya, u-tanma hasır olur."

"İnsanın kalbine nûr yerleşince; dışı, a'zâları, iyilik yapar ve iyiliği konuşur."

Muhammed bin Hâmid hazretlerine, Fâtir sûresinin "Ey insanlar! siz Allaha muhtaç olanlarsınız. Allah ise hiç bir şeye muhtaç değildir. Hamiddir (hamd olmaya lâyıktır)." meâlindeki 15. â-yet-i kerîmenin tefsîri sorulunca şöyle tefsîr etmiştir: "Siz âcizsiniz, Allahü teâlânın rahmetine muhtaçsınız, bunun için fakîrsiniz. Allahü teâlâ ganîdir. Sizin ibâdetlerinize ihtiyâcı yoktur."

"Ehl-i muhabbet olmayan kimse, himmete tam ma'nâsıyla ulaşamaz. (Himmet, sadece bir şeyi istemektir. Bu da Allahü teâlânın rızâsına kavuşmaktır.) Muhabbet ehli buna; sünnete tâbi olup, bid'atlardan sakınmak suretiyle kavuşmuştur. Çünkü Resûlullah (s.a.v.) himmette en yüksek derecede olup, Allahü teâlâya en yakın olandır."

"Câhillerin evliyâyı inkâr etmesi, büyüklere dil uzatması, onları anlamaktan uzak olmalarından ve kalblerinin hikmeti almamasındandır."

"Evliyâ olan zâtlar, evliyâlıklarını dâima gizlerler, söylemezler. Fakat onların hâlleri ve davranışları, evliyâ olduklarını gösterir. Evliyâlık iddiasında bulunan kimseler, dilleriyle bunu söylerler. Fakat hâl ve hareketleri, onların yalancı olduklarını ortaya çıkarır."

"Allahü teâlâya en yakın olan kimseler, fakîrlerle bulunmaktan hoşlanan kimselerdir. Ebedi olanı, geçici olana tercih edenler ve kazaya rızâ gösterenlerdir."

"Bir şeyi yapmaktan âciz kalırsan, bu acizliğini, zayıflığını anlamaktan da âciz kalma." "Evliyâyı hor görmek, ma'rifetullahın (Rabbini bilmenin) azlığındandır." "Bir kimsenin bir müslümanı hor görmesi, îmân ve ma'rifet zayıflığındandır."

"Yol belli ve açık; delil, âlimler (müctehidler). Azık tam, binek kuvvetli. Fakat insanı asıl maksada kavuşmaktan uzaklaştıran şeyler var. Bunlar: Alimlere (müctehidlere) uymadan, kendi görüşüne uymak. Nefsinin istekleri peşinde koşmak. Azığı (yiyeceği) gayrimeşrû yerden toplamak. Mes'uliyeti unutup, bineği zayıflatmaktır."

"İnsanların felâketine sebep; asıl işi bırakıp boş şeyler ile uğraşmaları, nefslerinin isteklerine uymaları ve harâma dalıp, şüphelilerden sakınmamalarıdır."

"İnsanların en kötü ahlâklısı, dostunu düşmanını ayırmayan ve sohbet ehlinden uzak yaşayandır." "İnsanın kendine ait eski şeyleri giymesi, başkasının verdiği yeni şeyleri giymesinden hayırlıdır."

"Kalb ve vakit, insan için sermâyedir. Fakat kalbini kötü zanlarla, düşüncelerle meşgul eder. Vaktini de boş şeylerle geçirir, zayi eder. Bu ne acı bir hâldir. Sermâyeyi kaybedene kim kâr getirebilir."

 

KAYNAKLAR

1) Tabakât-üs-sûfiyye sh-280

2) Tabakât-ül-kübrâ cild-1, sh-101

 
 

Bir Önceki Sayfaya Gider

Bu Bölümün İndex Sayfasına Gider

Bir Sonraki Sayfaya Gider