Fıkıh âlimi ve
muhaddis. İsmi Süleymân bin Dâvûd bin el-Cârûd et-Tayâlisî el-Basrî olup Zübeyr
bin Avvâm'ın (r.a.) çocuklarının âzâdlısıdır. Annesi İranlıdır. Künyesi, Ebû
Dâvûd et-Tayâlisî'dir. 133 (m. 750)'de doğmuş olup, 204 (m. 819)'da vefât
etmiştir. Aslen İranlıdır.
Ebû
Dâvûd Tayâlisî; Ebân bin Yezîd el-Utâridî, İbrâhîm bin Sa'd, Cerîr bin Hâzîm,
Habîb bin Yezîd Harb bin Şeddâd, Hammâdeyn (Hammâd bin Seleme, Hammâd bin Zeyd)
Züheyr bin Muhammed, Züheyr İbni Muâviye, Şu'be bin Haccâc, Süfyân-ı Sevrî,
Süleymân bin Karm, İbn-i Ebî Zenâd, Ebû Avâne, Muhammed bin Müslim Ebi'l-Veddâh
ve pekçok âlimden hadîs-i şerîf öğrenmiştir.
Ahmed
bin Hanbel, Ali bin etMedînî, İshâk bin Mansûr, Haccâc bin Şâir, Zeyd bin Ahzem,
Abdullah bin Muhammed el-Müsnedî, Amr bin el-Fülâs, Muhammed bin Ebî Bekr el-Mukaddimî,
Ebû Mes'ûd er-Râzî, Yûnus bin Habîb el-İsfehâni ve pek çok alim de Ebû Dâvûd et-Tayâlisî'den
hadîs-i şerîf rivâyet etmişlerdir. Hıfzı çok kuvvetli bir zât olan Ebû Dâvûd
et-. Tayâlisî, aynı zamanda hadîs hâfızı idi. Ya'nî yüzbin hadîs-i şerîfi ezbere
bilirdi. Ebû Ya'lâ el-Halilî, Muhammed bin İshâk el-Kısâî'den işittim, O da
babasından işitti, o da Yûnus İbni Habîb el-İsfehânî'den rivâyet edetfck buyurdu
ki; Ebû Dâvûd bize geldi ve bize ezberden yüzbin hadîs-i şerîf yazdırdı; Yetmiş
yerde hatâ etti. Basra'ya döndüğü zaman bize mektûb yazıp "Yetmiş yerde hatâ
ettim onları düzeltiniz" buyurdu. Bizde onları düzelttik.
Yüzbin
hadîs-i şerîfi ezberden rivâyet eden, yazdıran bir zâtın, yetmiş yerde hatâ
etmesi ve bunları da yazdırması elbette normaldir. Daha mühim olanı ise bu
yetmiş hatâyı yine kendisi tesbit edip, yazanlara bunu bildirmesidir. Ba'zı
hadîs âlimleri ise bunu kabul etmeyip hatalıdır demişlerdir. İbn-i Mehdî "Ebû
Dâvûd, insanların en-doğrularındandır" demiştir. Amr bin İbrâhîm Ebû Davûd'dan
rivâyet etti. Ebû Dâvûd şöyle buyurdu: "Bin hadîs âliminden hadîs-i şerîf
yazdım." Ebû Dâvûd Tayâlisî hazretleri otuzbin hadîs-i şerîÇ hiç duraklamadan
peşpeşe okurdu. Okuduğu, hadîs-i şerîfler hep hıfzından idi. Şu'bçfejn;
Haccâc'dan yüzbin hadîs-i şerîf ezberlemişti. Hatîb-i Bağdâdî: "Ebû Dâvûd,
hâfız, sika ve çok hadîs-i şerîf rivâyet eden biçzâi idi. Bağdâd'a geldi, Şu'be
ve Mes'ûdî'den hadîs-i şerîf dinledi (öğrendi)" buyurdu.
Kendisi "İsfehân'a
geldiğim zaman bana sorulmadan kırkbin hadîs-i şerîf yazdırdım" buyurmuştur.
İmâm-ı Buhârî (r.a.) onun "Mürsel olarak rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerin
senedleri mevcuttur" buyurarak tevsik etmiş, doğruluğunu beyân etmiştir.
Ebû
Dâvûd Tayâlisî, Şu'be, Mensûr, o da Mücâhid'den rivâyet etti: "İbn-i Abbâs
(r.a.) bir kimseye ikrâmda bulunmak istediği zaman zemzem ikrâm ederdi."
Ebû
Dâvûd Tayâlisî'nin el-Müsned adlı pek kıymetli bir hadîs kitabı vardır. Rivâyete
göre ilk te'lif edilen müsned kitabı budur. Müsned, Eshâb-ı kirâmın isimlerini
harf sırasına göre ve rivâyet ettiği hadîsleri zikreden veya başka bir tesbit
üzere zikr ederek her birinden müellife gelinceye kadar çeşitli rivâyet
yollarını bir araya toplayarak yazılan hadîs-i şerîf kitabıdır. Ebû Dâvûd
Tayâlisî'nin müsnedinde altıyüzden ziyâde Sahâbînin rivâyetleri mevcut olup,
2767 hadîs-i şerîf ihtiva etmektedir. Burada İmâm-ı Buhârî şahininin üçte biri
kadar hadîs-i şerîf vardır.
Ebû
Dâvûd Tayâlisî buyurdu ki: "Bir âlim, bir kitab yazdığı zaman ona yakışan,
maksadın İslâmiyete hizmet olmasıdır. Yoksa insanlar arasında "Ne güzel kitab
yazmış" diye övülmesi değil."
Ebû
Dâvûd Tayâlisî'nin rivâyetinde Berâ bin Âzib'in (r.a.) haber verdiği hadîs-i
şerîfte kabir suâli bildirilmektedir. Mü'min olanların bütün bunlara doğru cevap
verdiğini haber veren Resûlullah (s.a.v.) hadîsin sonunda "Mü'min
olan meyyit için, kulum doğru söyledi sesi işitilir. Kabre Cennetten yaygı
serilir. Cennet elbiseleri giydirilir. Meyyit için Cennetten bir kapı açılır.
Kabre Cennet kokuları yayılır. Görebildiği yerlere kadar yayılır. Güzel yüzlü,
güzel elbiseli, güzel kokular saçan birisi gelir. Buna, sen kimsin? Senin o
hayırlı yüzün nedir der. Ben senin sâlih amelinim der. Bunu işitince, yâ Rabbi,
kıyâmet çabuk kopsa! Yâ Rabbi kıyâmet çabuk kopsa da, çoluk çocuğuma ve
mallarıma kavuşsam der"
buyurdu.
İbn-i
Ömer'den rivâyet ediyor: Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Kadınları
mescide gelmekten men ediniz."
Semüre'den
rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte Peygamberimiz (s.a.v.): "Kim
özürsüz Cuma namazını terk ederse, bir dinar tasadduk etsin. Şayet bulamazsa,
dinarın yarısını tasadduk etsin"
buyurdular.
Yine Semüre'den
rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte "Allahın
la'netiyle birbirinizi, Allahın gazabına uğra ve Cehennemlik ol diyerek
la'netlemeyiniz"
buyuruldu.
Hz. Ali'den
rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte; "Üç
kişiden kalem kaldırılır: Belâlıdan
(mecnûndan) iyileşinceye
kadar, çocuktan âkil baliğ oluncaya kadar, uyumakta olandan uyanıncaya kadar."
Ebân
bin Osman'ın rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte: "Bir kimse (Bismillâhillezi
la yedurru maasmihî şey'ün fil ardı velâ fissemâi ve hüvessemîul alîm) derse,
hiçbirşey ona zarar vermez."
Ebû
Nüheyk Ömer bin Sa'd'dan Peygamberimizin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu naklediyor:
"Kur'ân-ı
kerîmi teganni ile okuyan bizden değildir."
Ömer bin
Sa’d’ın rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte; "İnsanoğlunun
se'âdeti üçtür ki, sâliha hanım, iyi binek, geniş mesken. Şekâveti üçtür ki,
kötü mesken, kötü binek, kötü hanım."
Ömer bin
Sa’d’ın rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte; "Ben
şu müslümana
hayret ederim: Ona bir mu-sîbet geldiğinde sabreder, hayır gelirse Allaha hamd
eder ve şükreder. Muhakkak bu müslümana herşeyde mükâfat verilir. Hattâ ağzına
kaldırdığı lokma için dahi."
Ebû
Talha'nın rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte; "Köpek
ve canlı resim bulunan eve melekler girmez"
buyuruldu.
Ebü'l
Melîh el-Hüzelî babasından, o da Peygamber efendimizden rivâyet ediyor:
"Temiz olmayarak kılınan
namazı ve cimrice verilen sadakayı Allahü teâlâ kabul etmez."
"Sizden
biri, kendi nefsi için istediğini, müslüman kardeşi için de istemezse, îmân
etmiş olmaz."
Katâde
Peygamberimizin şöyle buyurduğunu işitmiştir: "İnsanoğlu
ihtiyarlayınca mala ve uzun ömre hırsı artar."
İbn-i
Abbâs rivâyet ediyor: Peygamberimiz (s.a.v.) "Cennete baktım,
ehlinin çoğu fakîrlerdir. Cehenneme baktım, ehlinin çoğu kadınlardır"
buyurdu.
KAYNAKLAR
1) Tehzîb-üt-tehzîb
cild-4, sh-182
2) Târih-i
Bağdâd cild-9, sh-24
3) Mîzân-ül-i'tidâl
cild-2, sh-203
4) El-A'lâm
cild-3, sh-125
5) Kıyâmet
ve Âhıret sh-138
6) Müsned-i
Tayâlisî
|