Mekke'nin hadîs
ve kırâat âlimlerinden ve Tebe-i tâbiînin büyüklerinden. Hadîs âlimleri sika
(güvenilir) olduğunda ittifak ettiler. Ebû Abdurrahmân künyesi, el-Mukrî
nisbetiyle meşhûr olan Abdullah bin Yezîd el-Adevî el-Kesîr el-Ömeri'nin aslen
Bas-ralı veya Ehvâz'dan olduğu rivâyetleri vardır. Hz. Ömer'in (r.a.)
oğullarının azatlı kölelerindendir. Tâbiînin büyüklerinden ders aldı. Basra ve
Mekke'de yetmiş seneden fazla Kur'ân-ı kerîm okuttu. Birçok âlim ve muhaddis
kendisinden hadîs-i şerîf rivâyet etti. Ba'zı rivâyetlerde yüzon yaşında iken
213 (m. 828) yılında Mekke'de vefât ettiği bildirildi.
Kehmes
bin Hasan, Mûsâ bin Ali bin Rebâh, İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe, İbn-i Avn, Sa'îd bin
Ebî Eyyûb, Abdurrahmân bin Ziyâd bin En'am, el-Leys, İbn-i Lühey'a, Harmele bin
İmrân, Şu'be (r.aleyhim) ve diğer birçok âlimlerden ilim öğrenip hadîs-i şerîf
rivâyet etti.
Ebû
Abdurrahmân el-Mukrî'den (r.a.) İmâm-ı Buhârî, Ahmed bin Hanbel, İshâk bin
Râheveyh, Ali bin el-Medenî, Ebû Hayseme, Ebû Bekir bin Ebî Şeybe, Ebû Kudâme,
Abd bin Hamîd, Muhammed bin Abdullah bin Numeyr, Muhammed bin Yahyâ bin Ebî
Ömer, Hârûn el-Hammâl, Muhammed bin Hamîd el-Murâdî, Yahyâ bin Mûsâ el-Belhî,
İbrâhîm bin Abdullah bin Münzir es-Sanâ'î, Hasan bin Alî el-Hilâl, Hamîd bin
Yahyâ el-Belhî, Seleme bin Şebîb, Abdullah bin Cerrâh el-Kuhistânî, Ubeydullah
bin Ömer el-Kavarîrî, Ahmed bin Nasr en-Nişâbûrî, Muhammed bin Yûnus en-Nesâî ve
kendi oğlu Muhammed bin Abdullah bin Yezd ve daha birçok ilim ve muhaddis ilim
tahsil edip hadîs-i şerîf rivâyet etti.
Hadîs ve
kırâatta "Mekke'nin şeyhi" olarak bildirilen el-Mukrî'yi (r.a.) Ebû Hatim "Sadûk"
(hadîste doğru), derken, Nesâî, Halîlî, İbn-i Sa'îd, İbn-i Hibbân, İbn-i Kani
Mekkî gibi hadîs âlimleri de "sika" (hadîste güvenilir) olduğunda ittifak
ettiler. Ebû Abdurrahmân el-Mukrî hazretlerinin, "Ehâdîs-i Ebî Abdurrahmân Mimmâ
Vâfeka'l-İmâm-ı Ahmed" adında içinde hadîs-i şerîfler yazılı onbeş yapraklık bir
risâlesi mevcuttur. Risâle Kahire'de Zâhiriye kütüphânesindedir.
Ebû
Abdurrahmân el-Mukrî (r.a.), ilmi âlimlerden öğrenip, taliplerine yayarak
geçirdiği ömrünün sonunda, yetmişbir yıl Kur'ân-ı kerîm öğrettiğini söylemiştir.
Gecelerini ibâdetle, gündüzlerini hadîs ve kırâat öğreterek geçirirdi. Hadîs-i
şerîf rivâyeti hususunda çok titiz davranır, sağlam olduğuna inanmadığı hiç
kimseden bir şey işitmezdi. Kendisinden hadîs-i şerîf okuyanları araştırır, ehli
olmayana hadîs rivâyet etmezdi. Yanlış hadîs rivâyet etmekten çok korkar, çok
dikkatli davranırdı.
İbn-i
Mübârek'in (r.a.), "el-Mukrî, piyasaya yeni çıkmış hâlis altın gibiydi"
buyurduğunu el-Mukrî'nin torunlarından Ebû Sa'd es-Saffar rivâyet etti.
Muhammed bin
Âsım el-İsfehanî de el-Mukrî'nin "Yaşım yüze yaklaştı. Bu zamana kadar, otuzaltı
sene Basra'da, otuzbeş sene Mekke'de Kur'ân-ı kerîm okuttum" buyurduğunu rivâyet
etmektedir.
Müslim'de
Abdullah bin Zeyd el-Mukrî'den rivâyet edilen hadîs-i şerîfte Peygamber
efendimiz (s.a.v.) "Ey kalbleri
çeviren
Allahım! Bizim kalblerimizi tâatine çevir!"
diye duâ etti.
Ebû
Eyyûb-i Ensârî hazretlerinin rivâyet ettiği ve el-Mukrî'nin (r.a.) naklettiği
hadîs-i şerîfte Resûlullah (s.a.v.), "Allah yolunda bir sabah veya akşam
yürüyüşü, üzerine güneş doğmuş-batmış herşeyden daha hayırlıdır"
buyurdu.
Abdullah bin
Amr bin Âs'dan (r.a.) naklen rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte Resûl-i ekrem
(s.a.v.) efendimiz "Allah yolunda
ölüm, her
şeye keffâret olur, yalnız borç müstesna!"
buyurdular.
KAYNAKLAR
1) El-A'Iâm
cild-4, sh-146
2) Tehzîb-üt-tehzîb
cild-6, sh-83
3) Şezerât-üz-zeheb
cild-2, sh-29
4) Tabakât-ı
İbn-i Sa'd cild-5, sh-501
|