TÜRKİYE GAZETESİ YAYINLARI

 

İSLÂM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

3.CİLD

Bir Önceki Sayfaya Gider

CİLD  -  ALFABE  -  ASIR

Bir Sonraki Sayfaya Gider

01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18

EBÛ ABDULLAH EL-HÂKAN ES-SOFÎ (Radıyallahü Anh)

Bağdâd evliyâsının büyüklerinden. İsminden Türk asıllı olduğu anlaşılmaktadır. Bağdâd'da yerleşti. Zamanın büyüklerinden ders aldı. Ebû Abdullah bin Hafifle sohbet etti. Ca'fer Huzâî eş-Şirazî, O'nun kerâmet sahibi bir zât olduğunu söylerdi. Ömrü boyunca Allahü teâlânın kullarını Cehennem ateşinden kurtarmak için çalıştı. Çok talebe yetiştirdi. Nefehât-ül-üns kitabında 279 (m. 892) yılında vefât ettiği bildirilmektedir.

Dünyâya hiç kıymet vermez, eline geçeni fakîrlere dağıtırdı, işi, Allahü teâlâya ibâdet etmek, O'nun kullarının kalblerini kötülüklerden temizlemekti. Lisanlardan birşey istemez, hacetini (ihtiyâcını) Allahü teâlâdan beklerdi.

Talebelerinden İbn-i Fadları er-Râzî anlatır: "Babamın Bağdâd'da bir dükkânı vardı. O'na dükkânda yardım ederdim. Birgün ben dükkânda iken Ebû Abdullah Sofi hazretlerinin geçmekte olduğunu gördüm. Onun kim olduğunu bilmiyordum. Bağdâd fakîrlerinden zannettim. O geçip gittikten sonra yerimde duramaz oldum. Peşinden koşup O'na selâm verdim ve cebimde bulunan bir dinârı eline koydum. O bana hiçbir şey söylemeden uzaklaştı. Peşine düştüm Şunûziyye câmiine girdi. Ben O'nu takip ediyordum. Avluda oturan fakîrlerden birine elindeki parayı verdi. Kendisi namaza durdu. Parayı alan fakîr dışarı çıkıp çarşıya gitti. Yiyecek birşeyler aldı. Getirip arkadaşlarıyla beraber yediler. Ebû Abdullah hazretleri namaza devam ediyordu. Onlar yemeği yiyip bitirdikten sonra yanlarına gelip "Size verdiğim parayı nereden buldum biliyor musunuz?" dedi. Onlar da "Bilmiyoruz, söyleyin de bilelim" dediler. "Bu dinârı bana bir genç verdi. Bu zamana kadar onu dünyâya düşkün olmaktan kurtarsın diye Allahü teâlâya hep duâ ederdim. Allahü teâlâ da onu kurtardı" buyurdu. Bundan sonra ben elimde olmayarak gidip eline sarıldım ve "Doğru söylüyorsun üstadım" dedim. Onun talebesi olmakla şereflendim.

 

KAYNAKLAR

1) Târîh-i Bağdâd cild-8, sh-344

2) Hilyet-ül-evliyâ cild-10, sh-331

3) Vefeyât-ül-a'yân cild-2, sh-124

4) Nefehât-ül-üns sh-163

 
 

Bir Önceki Sayfaya Gider

Bu Bölümün İndex Sayfasına Gider

Bir Sonraki Sayfaya Gider