Hadîs ve Mâlikî
fıkıh âlimi. Hadîs ilminde hâfız (yüzbinden fazla hadîs-i şerîfi râvileriyle
birlikte ezbere bilen) idi. Künyesi Ebû Abdullah, ismi Esba' bin Ferec bin Sa'îd
bin Nâfi'dir. Dedelerinden Nâfi'nin Emevî halifelerinden birinin azatlı kölesi
olması dolayısıyle el-Emevî, Kahire yakınlarındaki Fustât kasabasında oturduğu
için el-Mısrî, Mâlikî mezhebi mensûbu olduğu için de el-Mâlikî nisbet edildi.
el-Fakîh ve el-Hâfız lâkabları verildi. 150 (m. 767) senesinde doğduğu sö9lenen
Esba' bin Ferec, 225 (m. 840) senesinde vefât etti.
Meşhûr Mâlikî
fakîhi ve Mısır kadısı Abdullah bin Vehb'in kâtipliğini yapan Esba' bin Ferec,
başta İbni Vehb olmak üzere Abdurrahmân bin Zeyd bin Eslem, Abdülazîz Darâverdî,
Abdurrahmân bin Kâsım, Ali bin Abis el-Kûfî, Îsâ bin Yûnus, Yahyâ bin Sellâm,
Hâtem bin İsmâil ve İbn-i Vehb'in muasırı olan âlimlerden hadîs-i şerîf işitti
ve ilim öğrendi. Ayrıca İbn-i Vehb ve İbn-i Kâsım'dan fıkıh öğrendi. Bilhassa
fıkıh ilminin mes'elelerinde derin bilgiye sahip oldu.
Mâlik bin
Enes'den hadîs-i şerîf dinlemek için Medine'ye gittiğinde, onu vefât etmiş
buldu. Orada Eşheb'le sohbet etti.
Mısır'da
kadılık yaptığı da rivâyet edilen Esba' bin Ferec, birçok değerli âlimin
yetişmesine emek şarfetti. İmâm-ı Zehebî, İmâm-ı Buhârî, Ebû Hâtem Râzî,
Muhammed bin Esed el-Huşerî, İbn-i Vaddah, Sa'îd bin Hasan ve daha birçok âlim
kendisinden ilim tahsil edip, hadîs-i şerîf rivâyet etti.
Hadîs ve
fıkıhta âlim, mes'eleleri çözmede mahir, görüş belirtme ve kıyasta keskin, dili
tatlı, dünyâdan uzak, âbid ve zâhid olan Esba' bin Ferec hakkında âlimlerden
birçoğu görüşlerini belirtmişlerdir. Bunlardan Eşheb'e "Senden sonra ilimde kim
vardır?" denilince "Esba' bin Ferec daha âlimdir" diye cevap verdi. İbn-i Lübâd
"Fıkhın usûlünü Esba' bin Ferec'in usulünden öğrendim" İbn-i Maîn "İmâm-ı Mâ-lik'in
ictihâdına göre hüküm verenlerin en üstünü idi. O, insanların sordukları
sorulara tek tek cevap verir, onlara mes'eleleri öğretirdi" Abdülazîz Mâceşûn
"Ben Mısır'da O'nun gibi âlim görmedim. Bir de O'nun hocası İbn-i Kâsım vardı"
diyerek O'nun ilimdeki üstünlüklerini dile getirdiler. Ayrıca O'nun ilmî
derecesi hakkında, hocası büyük âlim İbn-i Kâsım'ın "Bana artık halk içinde
sorma, ikimizin ilmi eşitlendi. Bundan sonra mes'elelerimizi kendi aramızda
halledelim" sözü güzel bir delildir.
Hadîs-i şerîf
ilminde "hâfız" olan, rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden, bir kısmı Kütüb-i
sitte'den; Tirmizî, Nesâî, Buhârî ve Ebû Dâvûd'un (r.aleyhim) hadîs kitaplarında
nakledilen Esba bin Ferec'den, hadîs âlimleri sika (güvenilir) olarak
bahsederler. İdî "O'nun hadîslerini almakta mahzur yoktur. O sikadır" derken,
Ebû Hâtem "Sadûk" demiş, İbn-i Hibbân, İbn-i Mevaz, İbn-i Habîb, Ebû Zeyd
Kurtubî, İbn-i Müzeyyen ve Ebû Ali bin Seken gibi hadîs âlimleri de "sika"
olduğunu sözbirliği ile bildirmişlerdir.
İlmini
talebelerine ve soranlara öğrettiği gibi kitaplara da yazan Esba' bin Ferec'in
meşhûr olan e-serleri arasında; onbeş cüzden ibaret olan "Kitâbül-usûl",
"Tefsîr-i garîbü'l-Muvattâ," "Kitâbü âdâbi'üssıyâm", "Kitâbü'l-muzâraa",
Kitâbü'l-âdâbül-kazâ", "Kitabü'r-reddi âlâ ehlil-ehvâ ve gayrihâ" adlı kitapları
vardır. Bunlardan başka, hocası Abdunrahmân bin Kâsım'dan duyduğu fıkıh
mes'elelerini de kitap hâline getirmiştir.
Abdullah bin
Vehb'in; "İnsanların başında olanların affetmekte hatâ yapmaları,
cezalandırmakta hatâ etmelerinden daha iyidir" buyurduğunu söyler, kadı iken
insanları cezalandırmakta hatâ yapmamaya gayret ederdi.
KAYNAKLAR
1) Ed-Dîbâc-ül-müzehheb
sh-97
2) Tezkiret-ül-huffâz,
cild-2, sh-457 458
3) Tehzîb-üt-tehzîb,
cild-1, sh-361 362
4) Mirât-ül-cinân,
cild-2, sh-86
5) Mu'cem-ül-müellifîn,
cild-2, sh-302
6) El-A'lâm
cild-1, sh-333
7) Vefeyât-ül-a'yân
cild-1, sh-240
8) Şezerât-üz-zeheb
cild-2, sh-56
|