Hadîs hâfızı büyük bir âlim. Künyesi Ebû Bekir'dir. 260 (m. 873) târihinden
sonra vefât etti. Ahmed bin Hanbel'in (r.a.) talebesidir. Ondan çok mes'eleler
nakletti. Bunları mevzularına göre yazdı. Affân bin Müslim, Muâviye bin Amr,
Süleymân bin Harb, Ebû Velîd et-Tayâlisî, Nuaym bin Hammâd, Ebû Tevbe Rebî' bin
Nâfi' gibi âlimlerin derslerini dinlemiştir. Ondan da Nesâî, Mûsâ bin Hârûn, İbn-i
Sa'îd, Ali bin Ebû Tâbir el-Kazvînî, Ömer bin Muhammed bin Îsâ el-Cevherî gibi
âlimler de rivâyette bulunmuşlardır. Sünnetler hususunda çok kıymetli bir kitabı
vardır. Bu eser, onun hadîs ilmindeki yüksek derecesini gösterir. Ayrıca "Ilel-ül-hadîs"
ve "Nâsıh-ül-hadîs Mensûhuhu" isimli eserleri de vardır. Âlimlerin hakkında
söyledikleri: Ebû Bekir el-Hilâl: "O, hadîs ilminde hâfız, kıymetli ve yüksek
bir âlimdir. Zamanın büyük âlimlerinden, Âsım bin Ali, Bağdâd'a gelmişti.
Kendisinden istifâde edebileceği bir âlim aradı. Ahmed bin Muhammed el-Esrem'le
görüştü. Onun ilmini beğendi ve çok takdir etti."
Ebû Kâsım bin Cîlî dedi ki: "Yanımıza
birisi geldi. Namazla ilgili, İbn-i Ebî Şeybe'nin kitabında bulunmıyan bilgileri
bana yazacak bir âlim arıyorum" dedi. Biz kendisine, Ebû Bekir el-Esrem'den
başka bunu yapacak birisini bilmiyoruz, dedik. Sonra, Ebû Bekir el-Esrem'e kâğıt
verildi. Namazla ilgili altıyüz sayfa yazdı. İbn-i Ebî Şeybe'nin kitabı ile
karşılaştırdığımızda, yazdıklarının hiçbirisi onda yoktu."
Yahyâ bin Maîn ve başka âlimler: "O, çok zekî ve mes'eleler üzerinde dikkatli
bir âlimdir" dediler.
Hikmetli sözleri pek çoktur. Onlardan ba'zıları: "Hocam Ahmed bin Hanbel'in,
meclisten kalktığı zaman "Sübhânekellahümme ve bihamdike" dediğini işitir,
devamını anlıyamazdım. Sadece dudaklarının hareketini görürdüm. Fakat
zannediyorum, mecliste yapılan hatâlara keffâret olması için Resûlullah
efendimizden rivâyet edilen şu mübârek sözleri söylüyordu:
"Sübhânekellahümme
ve bihamdike, Eşhedü enlâ ilâhe illâ ente, Estağfirüke ve Etûbü ileyk."
Birisine yazmış olduğu mektubunun ba'zı kısımları şöyledir: "Allahü teâlâ bizi
ve sizi her türlü tehlikeden, her çeşit şüpheden muhafaza buyursun. Yine bize ve
size, geçen büyüklerimizin ve âlimlerimizin yolunda gitmek nasîb eylesin. Dâima
Allahü teâlânın ni'metleri içerisindeyiz. Allahü teâlâdan, bu ni'metlerini daha
da arttırmasını, rızâsına kavuşmamız için bize yardımını dileriz. Fazla sözde
fitne vardır. Kişi ihtiyâcına göre konuşmalıdır. Sükûtta genişlik ve rahatlık
vardır."
"Âlimin ölümü, büyük bir musîbettir. Şeytan ve onun yardımcıları, Allahü
teâlânın ve müslümanların düşmanlarıdır. Şeytan vs yardımcıları, müslümanlar
için birçok fitneler hazırlarlar. Maksadlarına erişebilmek için âlimlerin yok
olmasını beklerler. Çünkü, âlim, onların bâtıl işlerine ve yardımcılarına mâni
olmaktadır."
"Bir kısım insanlar, şöhrete yapıştılar. Kendilerinden bahsedilmeyi arzu
ettiler. Halbuki onlardan önce de işledikleri bid'atlerle şöhrete kavuşanlar
oldu. Fakat, hayır yolunda, doğru yolda tâbi olmak, şer (kötü) işlerde başkan
olmaktan daha hayırlıdır."
Ahmed el-Esrem (rahmetullahı aleyh) ba'zı
büyüklerimizden şunları nakleder:
Abdullah İbn-i Mes'ûd (r.a.) buyurdu: Resûlullah efendimizin sünnet-i
seniyyesine tâbi olunuz. Bid'atları (Resûlullah efendimizin (s.a.v.) zamanında
ve onun dört halifesi zamanlarında bulunmayıp, dinde sonradan meydana çıkarılan
ve ibâdet olarak yapılan, her türlü söz, iş ve usûller), yapmayınız. Her bid'at
dalâlettir (sapıklıktır).
İbn-i Ömer (r.a.): "İnsanlar güzel görse
bile, her bid'at dalâlettir."
Ebû Mûsâ: "Allahü teâlânın "İlim verdiği
kimse, onu, insanlara öğretsin. Fakat, bilmediği şeyi söylemekten sakınsın.
Yoksa, kendisini ilgilendirmiyen bir şeye karışmış olur, dinden çıkar."
İbn-i Mes'ûd (r.a.) "Sizden birine,
bilmediği bir şey sorulduğu zaman, bilmediğini i'tiraf etsin, utanmasın."
"Kişiye bilmediği sorulunca, Allahü teâlâ bilir demesi, ilimdendir."
Rebî' bin Haysem: Kişi, (bilmediği halde)
bu harâmdır, bu men edilmiştir." demekten sakınsın. O zaman Allahü teâlâ ona,
"Yalan söyledin" buyurur.
İbn-i Abbâs buyurdu: "Dosdoğru ol.
Bid'attan ve bid'atçı olmaktan çok sakın."
Büyük âlim İbrâhîm "Allahü teâlâ, kötü arzu ve isteklerde zerre mikdarı bir
hayır, iyilik bulundurmadı. Bunlar, şeytanın süsleridir. Şeytan bunları
insanlara güzel gösterir."
Şa'bî (r.a.): "Bilmiyorum demek, ilmin
yarısıdır" buyurmuşlardır.
KAYNAKLAR
1)
Târîh-i Bağdâd cild-5, sh-111
2)
Tezkiret-ül-huffâz
cild-2, sh-570
3)
Şezerât-üz-zeheh
cild-2, sh-141
4)
Tabakât-ı
Hanâbile cild-1, sh-6€
5)
Mu'cem-ül-müellifîn
cild-2, sh-167
6)
Hilyet-ül-evliyâ
cild-10, sh-405
|